Translate.vc / Francês → Turco / Mendel
Mendel tradutor Turco
106 parallel translation
J'ai étudié la loi de Mendel et les tests sur les pois de senteur.
Mendel'in Kalıtım Yasasını... ve bezelyelerle yaptığı deneyleri okudum.
Venez écouter Mendel Admirer Picasso
Mendel Picasso'dan bir klasik
Salut! Mendel est mort.
Mendel öldü.
Si vous voulez la coopération de la police de Walliston, l'inspecteur Mendel est notre officier de liaison.
Walliston'da polisin işbirliğini istiyorsan... Müfettiş Mendel'i irtibat memurumuz olarak tayin ettik.
Si mon chef appelle, voulez-vous bien lui dire que je serai au commissariat de Walliston avec l'inspecteur Mendel jusqu'à 9 h 15.
Şefim ararsa, 9.15'e kadar Walliston karakolunda... Müfettiş Mendel'in yanında olacağımı ona söyleyebilir misiniz lütfen?
Voici Mendel.
İşte bu Mendel.
Mendel?
Mendel?
Mendel.
Mendel.
Mendel, je vais émettre une théorie.
Mendel, bazı varsayımlarda bulunacağım.
Mendel, qui est Blondie?
Mendel, Blondie kim?
- Mendel?
- Ee, Mendel?
Mendel, il est temps que je fasse parler Elsa Fennan.
Mendel, gidip Elsa Fennan'ı itirafa zorlamanın zamanı geldi.
Je suis arrivé juste après que vous ayez appelé Mme Bird de chez Mendel.
Sonunda sen Mendel'den Bayan Bird'ü aradıktan sonra burayı aradım.
- Xérès. Mendel?
Mendel, ya sen?
Mendel a raison.
Mendel haklı.
Mendel, pourriez-vous...
Mendel, hazırlanır mısın...
Mendel, pourriez-vous vous réveiller?
Mendel, uyanır mısın artık?
C'est notre Mendel.
İşte bizim Mendel.
- Avez-vous vu Mendel?
- Mendel'i gördün mü?
S'ils se séparent à la fin, je la suis, et Mendel s'occupe de lui.
Ayrı ayrı çıkarlarsa ben kadını izleyeceğim. Mendel de adamı.
Mendel, allô?
Mendel, alo?
Rien, des travaux de Mendel à l'étude récente des nucléotides, n'explique son apparence.
Mendel'den, son nükleotid çalışmalarına kadar bakılırsa, onu açıklayabilecek bir teori yok.
Tiens Mendel, voilà un rouble.
Sana, Mendel, bir ruble. Hakiki bir ruble.
- S'il vous plaît! - Oh, ne le dérange pas!
Kevin ve Mendel için.
- Au revoir, Rav Mendel.
- Allahaısmarladık, Reb Mendel.
Tu ne sais méme pas ça? selon Ies lois de MendeI, iI y a une probabilité élevée de récession pour Ies rejetons d'un mariage consanguin.
Mendel kanunlarına ; göre kan bağlığı olan akrabaların... evliliğinde çekinik çocukların doğma riski var.
La théorie de la génétique de Mendel vise-t-elle les tueurs en série?
Mendel, genetik konusundaki teorisini öne sürerken, bunun seri cinayetlerin çözümünde kullanılacağını düşündüğü hiç sanmıyorum.
Son ami Mendel Birnbaum, renversé par une voiture, gisait à l'hôpital, entre la vie et la mort, libérant une superbe garçonnière pour Harvey et ses amours.
En yakın arkadaşlarından biri, Mendel Birnbaum, kaza geçirmiş, New York hastanesinde ölümle pençeleşirken... onun bekar evinde Harvey randevusuna... hazırlanıyordu.
Harvey devenu Mendel Birnbaum le dragueur attendit son passeport oriental pour le paradis.
Harvey, Mendel Birnbaum olmuştu... ve uzak doğudan gelecek... cennetin anahtarını bekliyordu.
Mendel Birnbaum?
Sen Mendel Birnbaum olmalısın.
Mendel Birnbaum?
- Mendel Birnbaum? - Evet?
Je suis pas Mendel B...
Ben Mendel değilim...
M'appelle pas Mendel!
Bana Mendel deme.
- Dépêche-toi Mandel
- Acele et, Mendel.
Vous allez me tuer, Mendel, tu comprends?
En sonunda beni öldüreceksin, Mendel!
Shalom, Rebbi, ltzik... Mordéchaï... Schtroul, Mendel, Schloime... le docteur, shalom...
Selam haham efendi, Itzik Mordechai Schtrull, Mendel, Schlomo Doktor...
C'était le fils du chef de l'entreprise "Mendel" Il a réservé une table pour six personnes, pour la chanson
Mendel Sanayinin patronunun oğlu aradı. Altı kişilik bir masa ayırttı.
Bonsoir, M. Mendel
İyi akşamlar Bay Mendel.
Tout s'est passé selon vos désirs, M. Mendel?
Bir eksik yoktur umarım, Bay Mendel?
Excusez-moi, ce n'est pas la Villa Mendel ici? Plus maintenant.
Pardon, bu köşk Mendellere ait değil miydi?
Par décret gouvernemental du Reich, tous les Juifs résidant à Budapest doivent être internés dans des camps de travail, M. Mendel
Rejimin resmi emriyle, Budapeşte'deki tüm Yahudiler toplama kamplarında eterne edilecek.
Elle a été à la pâtisserie casher et t'a choisi 3 miam-miam différents.
Çünkü'Mendel Pastanesi'ne uğrayıp içinde "ga" olan üç farklı şey aldım.
- Avez-vous réservé? - Oui, Mendel, deux personnes.
Evet, Mendel, iki kişilik.
Mendel et McClintock nous ont donné la clé pour comprendre comment le physique, les capacités métaboliques et l'intelligence sont transmises aux enfants par les parents.
Mendel ve McClintock, fiziksel özelliklerin, metabolik sığanın ve zekanın... kuşaktan kuşağa nasıl aktarıldığını... anlamamızın anahtarını gösterdiler.
Ecoute, je ne copierai que les questions sur Mendel et McClintock.
Hayır, bak, söz sadece Mendel ve McClintock'la ilgili sorularda kopya çekeceğim.
- On s'est rencontrées chez Lady Mendel.
- Bayan Mendel'larda tanıştık.
Vous savez, Rabbi Mendel, je ne suis pas très pratiquant.
Biliyorsunuz Haham Mendel Ben dinle çok ilgisi olan biri değilim.
Rabbi Mendel, Isabel.
Haham Mendel, lsabel.
- A Kevin et Mendel.
Kevin ve Mendel mi?
Mendel!
Mendel?
Mendel!
Mendel!