Translate.vc / Francês → Turco / Messier
Messier tradutor Turco
18 parallel translation
Leetch remarque Messier sur la ligne de but.
Leetch kendine Messier seçti.
Interruption, le temps que Messier regarde des chaussures de femme.
Messier kadın ayakkabılarına bakarken biraz zaman geçirelim bari.
Elle l'a fait tomber d'un coup de hanche.
Mark Messier gibi bir kalça vuruşu yaptı.
Même avec De Cesare, les Rangers n'iront pas en finale. Quel âge a Messier, 80 ans?
- DeCesare çıkarılmasaydı bile Rangers'ın finalleri koklamak için bile yedi yıla ihtiyacı var.
- Le messier le meilleur
- Ne kadar kirli o kadar iyi.
Amas globulaire. Messier 3, je crois.
Bence bu Messier 3 küresel yıldız kümesi.
Je rêve encore de Mark Messier.
Hâlen Mark Messier'la ilgili rüyalar görürüm.
Au cœur de l'Amas de la Vierge, se trouve une galaxie elliptique géante appelée M87, probablement grande comme 10 fois la Voie Lactée.
Virgo Cluster'ın merkezinde Messier 87 adında muazzam büyüklükte, eliptik bir galaksi var ve belki de galaksimiz Samanyolu'ndan 10 kat daha büyüktür.
Je sais juste... tout ne pouvait pas être Messier.
Demek istediğim bu şey çok daha kötü olabilir.
Je sais juste... tout ne pouvait pas être Messier. Tu sait, j'ai l'habitude d'être en mesure de secouer ce genre de choses.
Demek istediğim bu şey çok daha kötü olabilir.
Comme la galaxie Messier 74, par exemple.
Örneğin, Messier 74 galaksisi.
Mais les bras de M74 sont décorés de zones roses lumineuses.
Fakat Messier 74'ün kolları parlak, pembe alanlarla süslenmiş.
L'apparence de Messier 66 semble bien plus asymétrique.
Messier 66, çok daha asimetrik bir sarmal,
Avec l'aide du Service Fédéral des Marshals, du Capitaine Messier et de nos amis de la police, on surveille tous les aéroports, arrêts de bus et dépôts de trains du Sud de la Louisiane.
Federal Şerif Departmanı'ndaki, Yüzbaşı Messier'in yardımıyla ve NOPD'deki arkadaşlarımızla, Güney Louisiana'daki bütün havaalanlarını, otobüs ve tren istasyonlarını izliyoruz.
Appel d'urgence de Messier.
Messier'den 911 mesajı.
J'apprécie, Messier, mais j'ai besoin de faire quelque chose.
Eyvallah sağolasın, Messier, ama bir şey yapmak zorundayım.
Messier s'occupe des marshals blessés.
Messier yaralı şeriflerle birlikte.
C'est ce qui nous a amené dans ce Messier en premier lieu.
Başımıza bu işleri açan şey buydu zaten.