Translate.vc / Francês → Turco / Missions
Missions tradutor Turco
1,365 parallel translation
Seize ans d'expérience militaire, missions anti-terroristes.
16 yıllık askeri deneyim, teröre karşı önemli görevler.
Ça te plairait, d'autres missions?
- Sivil polislik yapmak ister misin?
- Ouais Elle a deux missions.
Evet, onun yapabildiği iki şey var.
Et le jour où ils doivent être libérés, vous leur confiez la plus dangereuse des missions.
Ve şimdi özgür kalacakları bu gün onları çok daha zor bir göreve gönderiyorsunuz.
Ordres et missions ne pourront plus être transmis.
Bu da artık emirleri yayınlayamayacağız demek.
Sous surveillance, 24 heures sur 24. Autorisée à sortir pour les missions et les cours seulement.
24 saat gözetim altında tutulacak ve sadece görev ve ders için dışarı çıkacak.
Qui planifie les missions maintenant alors?
Görevleri kim planlıyor?
Il n'y a pas de missions.
Görev falan yok.
Je n'ai pas accès aux missions.
Onun bilgilerine erişme yetkim yok.
Ce sont des missions secrètes.
Gizli operasyonların çoğu zaman kaydı olmaz.
Euh, j'ai des missions pour -
Bazı görevler vereceğim...
Un homme a accosté Spike et lui a dit que les Pouvoirs Qui Sont avaient des missions pour lui.
Birkaç hafta önce Spike'ın yanına bir adam gelmiş. Yüce Güçler'in ona bazı görevler verdiğini söylemiş.
J'espère que le Haut Commandement vulcain va enfin accepter de mener des missions avec Starfleet.
Yüksek Komutanlığın sonunda Yıldız Filosu ile ortak görevler yapmaya hazır olduğunu... umarak Vulkan'a vardım.
La dernière fois qu'on a parlé, il se réjouissait à l'idée de missions menées en commun, humains et Vulcains, travaillant ensemble.
Son konuştuğumuzda... ortak hareket etme beklentisi içindeydi. İnsanlar ve Vulkanların birlikte çalıştığı.
A chaque fois que mon père rentrait de missions... ma mère et moi essayions de lui donner un peu de temps pour qu'il se retrouve.
Babam ne zaman görevlerinden birinden dönse... Annem ve ben ona kendine gelmesi için zaman verirdik.
Le SEAL fait partie d'un groupe d'agences qui a été entraîné pour des missions spécifiques.
Donanma Özel Timi, belli bir görev için hazırlanan teşkilatlar arası bir görev gücünün parçası.
Il se rapproche d'un sous-type de tueurs en série qui se donnent des missions.
Ayrıca seri katillerin bir alt türü de olabilir diye not düşmüş.
- Si quoique ce soit arrive, détails de sécurité, boulots à la caméra, missions tardives...
Güvenlik işi, film setleri, gece kulüpleri.
Au centre des missions, le colonel avait déjà donné l'ordre d'évacuer.
Komuta merkezine vardığımda, Albay Riley boşaltımı emretti.
Nous pouvons reprendre les missions d'exploration immédiatement.
Dünya dışı görevlere tekrar başlayabiliriz.
Elle ne doit pas menacer la sécurité des missions ou de mes équipiers.
Bunun görevlerin ya da adamlarımın güvenliğini tehdit etmesine izin vermeyeceğim.
Regardez, ce sont les meilleurs hommes de notre planète. Ils ont été formés pour les missions comme celle-ci. Ce sera assez, faites-moi confiance.
Onlar gezegenimin en iyileridir, böyle işler için eğitildiler.
Je pense que vous nous manquerez, lors de nos missions, O'Neill.
Ben, mesela görevlerimiz sırasında yanımızda olmanı özleyeceğim. Evet.
J'ai lu beaucoup de rapports des équipes SG, sur des missions comme celle-là.
SG ekiplerinden bunun gibi görevler hakkında çok şey okudum.
Sur... Combien de missions?
kaç görevdir?
En tenant compte du fait que deux d'entre elles étaient inhabitées, on peut assurément penser qu'ils ont été avertis de vos missions par quelqu'un de cette base.
ve iki tanesinde insan olmadığı gerçeği düşünülürse.... Üsden birinin onları görevleriniz konusunda uyardığını kesinlikle varsayabiliriz.
On ne peut pas reprendre les missions à travers la Porte tant que les athosiens seront dans la cité...
Athosyalılar şehirde olduğu sürece gezegen dışı görevlerimize devam edemeyiz.
Vous avez les moyens de nous assurer le transport d'Atlantis vers cette terre... quand vous déciderez de reprendre les missions à travers la Porte.
Atlantis ile anakara arasında geçişe izin vereceğinize inanıyorum geçidi kullanmamıza karar verdiğiniz zaman.
Et si nous reprenons nos missions à travers la Porte des étoiles et que nous ne rencontrons plus les Wraith à chaque voyage. Cela prouvera-t-il pas qu'il y a un espion parmi les athosiens?
Ve eğer yıldızgeçidinden görevlerimize devam ederek her dönüşümüzde Wraithlerle karşılaşmazsak bu sadece Athosyalılar arasında bir casus olduğunu kanıtlar.
Nous sommes au bord du rationnement, si bien que je voudrais consacrer toutes les missions extérieures à la recherche de haricots de Tava...
Yiyeceğimiz kısıtlı ve her ne kadar bütün gezegen dışı görevleri tava fasülyelerine adamaktan hoşlansam da...
Les missions qu'il nous donnait assuraient la prospérité sans que le peuple s'en doute.
Lütfen... bize nasıl gelişeceğimizi öğretin. Duyduğumuz haberlere göre, çiftçiler birleşiyor.
C'est une missions autorisée par l'ONU...
- Birleşmiş Milletler onaylı görev.
Mais je dois aller deux fois plus vite pour les éviter, et je dois aussi sacrifier des missions.
Ama bu aynı zamanda onlardan kaçmak için iki kat hızlı olmam ve bir sürü işi reddetmem gerektiği anlamına da geliyor.
- J'ai dirigé des missions de sauvetage dans le monde entier.
- Bir yönetmenimiz yok! - Ben tüm dünyada kurtarma görevlerini yönettim.
L'hélicoptère servira à des missions humanitaires.
Helikopter insani görevlerde kullanılmak üzere alınıyor.
Prends la 4 périodes, 28 missions, et pas une égratignure
Al bunu 4 dönem, 28 görev, ve tek bir sıyrık bile almadım.
C'est pour l'escadre des missions spéciales?
O özel görevler için!
Je dirige l'escadre des missions spéciales.
Ben Özel Görevlerden sorumluyum!
Je fournis des renseignements, et toi, tu t'occupes des missions.
Senin için istihbarat toplayacağım... sende gerisin halledeceksin. Her şey istediğin gibi yürüyecek.
Vous serez sous couvertures, sur des missions impossibles dans des contrées lointaines.
Çok uzak yerlerdeki imkansız görevler için gizli görevler alacaksınız.
On me confie toujours ce genre de missions.
Bu tür işler hep bana kalıyor.
Il se spécialise dans les longues missions sous couverture.
Uzun süreli gizli görevlerde uzman.
Si vous avez raison, il a accès aux dossiers de la CIA, à votre profil psychologique, les analyses des missions.
Bu konuda haklıysan adam her şeye ulaşabiliyor demektir. CIA dosyaları, senin psikolojik raporların, görev analizleri.
Je vous vois en réunion, je vous entends lors des missions.
Toplantılarda yüzünü görüyorum. Görevlerde sesini duyuyorum. Bu nasıl bir şey biliyor musun?
L'une de ses nombreuses missions était le projet Brainstorm.
Yönettiği programlar arasında Beyin Fırtınası isminde bir proje vardı.
Juste une partie de celui-ci. Syd, on a des missions comme ça tout le temps. Pas tout seuls.
- Böyle görevleri hep yaparız.
Non, non. Plus de missions.
Hayır, başka görev yok.
Vaughn m'a parlé à chacune de mes premières missions pour la C.I.A.
CIA'deki ilk görevlerimde Vaughn da benimle konuşurdu.
Ça expliquerait l'échec de plusieurs missions.
Bazı görevlerin neden başarısız olduğu anlaşılıyor.
Il vous est interdit de participer aux missions ayant trait à Rambaldi.
Bu konuyla ilgili operasyonlara katılman yasaktı.
Les missions n'ont pas d'horaire spécial
Görevin gecesi gündüzü olmaz.