English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Mont

Mont tradutor Turco

1,712 parallel translation
Nous avons découvert des hiéroglyphes décrivant... un immense dragon noir sommeillant au cœur du Mont Incandescent.
Orada hiyeroglifler bulmuştuk ve bu hiyerogliflere göre kalp dağının kalbinde uyuyan dev bir kara ejderha vardı.
Un dragon dans le Mont Incandescent?
Kalp dağında gömülü bir ejderha mı?
Les Turaniens ont emprisonné Falazure au Mont Incandescent et ses pouvoirs dans un œil noir.
Turanlılar Falazür'ü Kalp dağının içine kapatıp güçlerini siyah bir küre içine hapsetmeyi başardılar.
Je suis un mont-de-piété?
Tefeciye benziyor muyum ben?
J'aurai plus au mont-de-piété.
Tefeciden daha fazlasını alabilirim.
"Veste"!
Mont!
Alors qu'Isaac était enfant, Dieu demanda à Abraham d'amener son fils au Mont Moriah, pour l'offrir en sacrifice à Dieu.
"Isaac, genç bir delikanlıyken Tanrı, İbrahim'e oğlunu Moriah Tepesi'ne götürmesini ve kendisine kurban olarak sunmasını emretti."
Manger des petits pois, c'est comme escalader le mont Oural.
Bezelye yemek... Ural Dağları'na çıkmak gibi bir şey oldu.
Sur le mont Washington, qui surplombe la ville.
Washington Dağı'na gidiyor, orası şehri tepeden görür.
Au pied du mont.
Otlağın ayağında.
Nous devons aller au mont Ciel... chercher de l'aide.
Cennet Dağı'na gitmeliyiz... yardım için.
Le Mont Ciel?
Cennet Dağı mı?
Le mont Ciel.
Cennet Dağı.
Et on doit aller au mont Ciel?
Onu Cennet Dağı'na götürmek zorunda mıyız?
Sommes-nous encore loin du mont Ciel?
Cennet Dağı'ndan ne kadar uzaktayız?
En sachant ce qui t'attend si tu quittes le mont Ciel, tu penses que tu pourras tenir ta promesse?
Eğer Cennet Dağı'ndan ayrılırsan hâlâ sözünü koruyabileceğini düşünüyor musun?
C'est la première épée que j'ai forgée en arrivant au mont.
Bu kılıç, benim dağa gelişimden sonraki ilk kılıçtı.
Nous avons ramené sept épées du mont Ciel.
Cennet Dağı'ndan 7 kılıcı alıp getirdik.
C'est un don d'utiliser une épée du mont Ciel.
Cennet Dağı kılıcını kullanmayı kimse haketmedi.
Tout a changé depuis le mont Ciel.
Cennet Dağı'ndan ayrıldığımızdan beri çok şey değişti.
Ça fait maintenant 10 ans que Tokugawa Ieyasu me garde en résidence surveillée sur le mont Kudo! De ma vie, je n'ai jamais perdu de combat contre lui.
10 yıl boyunca süren Kudo Dağındaki saldırıdan sonra Tokugawa tarafından sürüldüm savaşta Tokugawa'ya karşı hiç yenilmedim.
Si vous acceptez, moi, Sanada Masayuki, je me plierai à vos exigences en me retirant dans le mont Kudo
Eğer yaşamana izin verirsem, sonuç aynı olacak. Kesin bir karar vermenin zamanı geldi.
Pardon, c'est... mont téléphone.
Ah, pardon. Telefonummuş. Affedersiniz.
Je suis devenu le dieu du mont Akina, le leader incontesté de l'écurie Speedstars.
Speedstar takımının lideriyim.
Au mont Akina, il n'y a pas de "dieu des routes", mais un temple bouddhique très réputé.
Burada böyle biri yok. Tanrı arıyorsanız, tapınağı tavsiye ederim. Çok mistik.
Tous tes virages au mont Akina ont été mal engagés à cause de ça.
Dağ yolunda keskin virajlar var. Bu özellik sana sorun yaşatır.
Pourrez-vous lui dire que je l'attends au mont Akina ce samedi soir?
Eğer tanıyorsan, ona söyle, Cumartesi rövanş istiyorum.
Tu as récemment battu une GTR sur le mont Akina?
GTR'yi yendin değil mi?
Takumi doit le sauver ce soir au mont Akina.
Oğlunu bugün dağa gönder.
Il y a 19 ans, l'as des routes de Gumma, et du mont Akina, c'était vous.
Siz, 19 yıl evvel Akina'nın yarış tanrısıydınız. Bunta Fujiwara...
Va sur le mont Akina ce soir.
Bu gece GTR'yi yeneceksin.
Le vrai dieu du mont Akina arrive.
Gerçek Tanrı burada.
Une petite balade au mont Akina.
Akaina'da tur attık.
J'ai fait le mont Akina en 3 minutes.
Bu gece dağ'da göstereyim.
Ce soir, je cours au mont Akina.
Bu akşam Akina'da olacağım. Yarış.
C'est lui, le dieu du mont Akina!
Akina'nın 86'lı sı ev sahibi olarak kazandı!
Aller en Galilée, au Mont des Oliviers et à Yad Vachem.
Galilee'ye, Olives dağına... Yad Vashem'e.
- Cest trop ils mont déjà fait payer 68 à lentrée
- Bu 68 yapar buda çok fazla.
Donne-moi tout ton fric! Mes 47 ans mont appris à suer et à me dire
"Paraları sökül".. 47 yıl lanet olası dürüst bir yaşam sonrası bir pislik parasız ve işsiz bir adam.
J'ai réussi le trou du mont Baker, qui était une bête mythique.
Onda Baker Dağı yol geçişini yaptım, ki bu gerçekten efsanevi bir numaraydı.
Là, j'ai compris que c'était mon truc. "Mont Baker, Washington 1990"
BAKER DAĞI, WASHINGTON
C'est le Mont Everest des buffets.
İşte yemeklerin Everest'i.
Les nuages vont nous dire si le mont Makapu sera éteint ou en activité.
Bulut okuma bize Akapa Dağı'nın bir başka yıl daha uyuşuk mu olacağını yoksa püsküreceğini mi söyleyecek.
Un accident en solo à Mont Charleston.
Charleston dağında tek kişilik bir kaza olmuş.
Je connais bien le mont Kudo.
Ben de gitmek istiyorum.
Voilà le mont Kudo.
Oklar şaşırtacak kadar yavaş.
Masayuki a quitté le mont Kudo.
Eğer Azumi'yi gerçekten korumak istiyorsan onun bu tehlikeli görevden uzak durmasına izin ver.
Sanada Masayuki ne doit plus être au mont Kudo.
En iyisi bu.
Il aurait quitté le mont Kudo?
Olamaz.
Retourne au mont Kudo.
Baba!
"Le dieu des routes du mont Akina", c'est votre patron?
Efsane bir sürücüyü arıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]