Translate.vc / Francês → Turco / Montmartre
Montmartre tradutor Turco
83 parallel translation
Mon cœur est resté sur la butte Montmartre.
Kalbim Montmartre'nin dağlarında.
Il y a de drôles de gens dans les rues de Montmartre, la nuit.
Montmartre'da gecenin bu saatinde sokaklarda çatlak insanlar olur.
Lci, c'est Satin. A Montmartre, c'est Lucille. A Montparnasse, Georgette ou Madelon.
Bu yörede Satin, Montmartre de Lucille Montparnasse'de ise, Georgette veya Madeleine.
La rue Montmartre.
- Montmartre Caddesi.
Montmartre.
Montmarte.
A Montmartre, il y a moins de pasteurs que de poufiasses...
Montmartre'da bir fahişeye rastlanması daha olağandır.
Montmartre, le Moulin Rouge, le Bal Tabarin et les femmes.
Montmartre, Moulin Rouge, Bal Tabarin ve kadınları.
Tu aurais 300 francs à me prêter pour déjeuner à Montmartre?
- Affedersiniz. 300 frankın var mı? - Montmartre'a gidiyorum. Yemek parası.
J'expose au coin d'une rue à Montmartre.
Yarın Montmartre'ın köşesinde özel bir sergim var.
Des bistrots, vous en avez peints, et sans succès.
Montmartre'daki bir mekanın resmini yaptın ve başarısızdı.
Mon riche boiteux de Montmartre.
Montmartre'daki zengin sakat bu.
Il a dit que si on touchait à un seul de ses cheveux, il nous bouclerait.
Ona bir şey olursa bir daha Montmartre bölgesinde meyhane açamazsın, diye beni tehdit etti.
Qui m'aime, me suive! Montmartre?
Beni sevenler arkamdan gelsin.
C'est dangereux.
- Montmartre? Bu çok tehlikeli.
Montmartre, où est-ce?
Montmartre neresi?
Eh bien maintenant, le Moulin Rouge vous invite à respirer le parfum d'une petite fleur de la Butte, poussée entre deux pavés, notre nouvelle étoile :
Şimdi sizleri Montmartre sokaklarından gelen küçük bir çiçeği koklamaya çağırıyoruz. Yeni yıldızımız :
ça te dit quelque chose, L'Age d'or, à Montmartre?
Montmart'da "Altın Çağ" adında bir yer duydun mu?
Te balade pas trop dans Montmartre. Capito, Casanova?
Ve Montmartre civarında dolaşmak da.
Vous vous rappelez, dans le temps, a Montmartre?
İçmediğin zamanları hatırlıyor musun?
- A Montmartre, j'ai une amie!
Montmartre'de bir arkadasim var!
- Pas à Montmartre.
Hayir, Montmartre olmaz.
- Pas à Montmartre, on te dit!
- Montmartre olmaz, duydun mu?
Il songe à son bistrot-tabac du faubourg Montmartre, avec ses gants de champion d'Europe accrochés derrière le comptoir.
O anda Montmartre'da ki Tütün içilen barını düşünüyordu. Avrupa şampiyonu bir boksördü ve Eldivenlerini barın arkasında asmıştı.
A Paris, à Montmartre, c'était une simple prostituée.
Paris'te, Montmartre'da adi bir sokak fahişesiydi.
Petit-déjeuner dans un café, puis on va faire tous les bals de Paris, l'opéra, puis la garde nationale et "La Marseillaise", ensuite, Montmartre pour les feux d'artifice. On finit par un dîner au champagne. On va vivre, quoi!
Önce bir kahvede kahvaltı, sonra Paris'in her yerinde dans edeceğiz, operaya gideceğiz, sonra Marseillaise marşı, sonra havai fişekler, sonra akşam yemeği, yaşayacağız işte.
En tournant là, je tombe sur les escaliers du Sacré-Cœur.
Ordan sağa dönseydik, Montmartre Merdivenleri'ne çıkardık.
Dans le dix-huitième.
Montmartre'de.
Montmartre 15-40.
Montmartre 15-40.
Mademoiselle, s'il vous plaît, je voudrais Montmartre 15-40.
Santral Montmartre 15-40'a bağlar mısınız.
Allô, Montmartre 15-40?
Alo, Montmartre 15-40 mı?
Dès que je reviens... Montmartre 15-40.
Ama bir an önce Montmartre 15-40'a döneceğim.
C'est un client du garage.
Montmartre'de bir oteli var.
Il a un hôtel à Montmartre, il cherche un veilleur de nuit.
Gece bekçileri yeni öldü.
On entend les canons prussiens à Montmartre.
Prusyalıların top sesleri Montmatre'a kadar geliyor.
C'est à Montmartre.
Montmartre'da bu yer.
Il m'avait dit de le rencontrer chez Victor... un charmant petit restaurant à Montmartre.
Victor'da beklememi söylemişti. Montmartre'da küçük sevimli bir restoran...
A présent, vous pouvez inspecter la rive gauche et Montmartre incognito.
Artık Left Bank ve Montmartre'da kimse sizi tanıyamaz.
C'est... 17 rue Montmartre.
Adres : Montmartre Caddesi, Numara 17.
- [Thérèse] 17 rue Montmartre.
Montmartre Caddesi, 17 numara.
De plus en plus de galeries se montent à Montmartre.
Montmartre'de fazlasıyla galeri açılıyor.
On dirait Montmartre.
Montmartre'ye benziyor.
- Ce n'est pas la Sicile, c'est Montmartre.
- Yok ya Sicily değil, Montmartre.
Non, le peintre, c'est Sisley, le lieu, Montmartre.
Hayır, ressam Sisley. Yer Montmartre.
Il a été agressé à Montmartre et estropié à vie.
Paris'in Lamont bölgesinde dövülmüştü. ve hayatı boyunca sakat kaldı.
De Montmartre jusqu'au centre.
Montmartre'den, şehrin merkezine kadar yürürdüm.
J'allais dans un café de Montmartre, avec Jean-Jacques.
Hep Montmartre'de bir kafeye takıIırdım. Jean Jacques ile beraber.
Sur une colline, près de Paris, le village de Montmartre.
Paris yakınındaki tepede Montmartre köyü vardı.
- Hôtel Lausanne, à Montmartre.
- Nerede yaşıyorsunuz?
À deux pas d'ici.
- Hotel Lausanne, Montmartre'da. - Buraya çok yakın.
Sans unification, nous continuerons à nous entretuer.
Dinle, Montmartre'de harika bir bahçesi olan bir restaurant biliyorum, Gidelim mi?
Je connais un restaurant à Montmartre, avec un joli jardin. On y va?
Orada tarihsel sorulara cevap bulabiliriz, Hem tutuklanmamız da gerekmez.