Translate.vc / Francês → Turco / Mousse
Mousse tradutor Turco
1,245 parallel translation
Je prendrais volontiers une mousse.
Brewski varsa alırım.
Et quant aux cheveux... Toujours mettre du gel pour ne pas laisser de cheveux ou pellicules sur place.
Saçlara gelince... suç mahallinde saç kılı veya kepek bırakmaktan sakınmak için daima mousse kullan.
Il faut réciter quelques couplets en rimes, brûler de la mousse, arroser d'eau bénite...
Birkaç kafiyeli mısra söyleyip yosun yakıp, kutsal su serpmek...
- C'est quoi, toute cette mousse?
- Ne bu? Köpük banyosu mu? - Gelmek ister misin?
Il lèche la mousse accrochée au rocher.
Hey, dişine bakın!
Voilà ce qu'il mange, de la mousse!
Demek ki yiyeceklerimizi yaban domuzu yemiş.
DÔME DE MOUSSE Une mouette a pris mon chapeau.
Ayakkabılarını cilala asker.
Mais je suis très fâché, vous aurez surtout de la mousse.
Ama öyle kızgınım ki, çok köpüklü koyacağım!
Tu vas voyager dans de la mousse, Bullseye!
Köpük yalıtımlı kutunun içinde gidiyorsun, Bullseye.
Ou des types qui savent envoyer de la mousse piquante.
Ya da karşına çıktığında gözlerine yakıcı köpük sıkabilen biri olabilir.
Soupe aux palourdes, poulet frit, patates au four et tarte à la mousse au chocolat.
Ben bir istiridye çorbası, kızarmış tavuk yanında patates ve çikolatalı pasta istiyorum.
Tout près, chez Mousse, rue Bleecker.
Yakınlarda bir yer var, Bleecker'de Suds.
bien mal acquis n'amasse pas mousse.
Cam kavanozda yaşayanlar gemileri batırırlar.
Elles visitaient en imagination les temples dorés du Siam, croisaient un vieillard occupé à balayer la mousse d'un jardin japonais.
Hiçbir yere gidemeyen kızlar düşlerinde altın minareli Siyam tapınaklarına seyahat ediyorlar veya Japonya'nın yosun kaplı beneklerini tırmıklayan yaşlı bir adama selam geçiyorlardı.
Je peux gratter la mousse sur l'ancre, et la lui faire chauffer.
Çapa zincirindeki yeşil yosunu kazıyıp, ona pişirebilirim.
Mon activité préférée est... de prendre un bain avec du bain-mousse... entourée de bougies parfumées.
En sevdiğim şey banyo yapmaktı bilirsiniz işte mis kokulu köpüklü bir banyo. Her yerde mumlar falan.
De la mousse de saumon, du chèvre...
- Somon kreması, keçi peyniri.
Des experts vont répandre une mousse chimique pour neutraliser Ie tout.
Dyess Hava Üssü, biyo-ajanlara karşı köpük ve uzmanlar getirdi.
Avec la mousse c'est glissant comme de la merde.
Peki cihazı nasıl geçireceğiz? Sabah taze yosunla kaplanmış. Siktiğimin şeyi çok kaygan.
Les galets sont recouverts de mousse.
Çakıl taşları yosunla kaplı.
Ni de... mousse.
Teşekkürler.
Tu me mets de la mousse à raser partout!
Her yerimi tıraş köpüğü yapacaksın.
Tu as de la mousse à raser sur l'oreille.
Kulağında tıraş köpüğü var.
Y a tellement de mousse qu'on pourrait skier dessus.
O kadar köpüklü ki üzerinde kayak yapabilirsin.
Ils servent de la mousse au chocolat.
Bu harika! Çok güzel bir çikolatalı dondurulmuş kremaları vardı.
À toi, mon amour de mousse blonde pleine de bulles.
Sana, köpüklü, uzun boyunlu, eski aşkım.
Il a fait une overdose de mousse.
Ne kadar köpük varsa içine tıkılmış.
"Folle qui roule n'amasse pas mousse."
İbneye altın semer vursan da ibne ibnedir.
Quand il y en a assez, une bulle de mousse géante se forme et se soulève avec une force incroyable.
Yeterince birikirse... kocaman bir köpük balonu büyük bir güçle şişecek.
C'est bon pour les lèvres, inspecteur, un bon, doux, chaud déca, sans matière grasse, un etouche de cacao, pas de mousse.
Bu uykusuzluğa iyi gelir şef. Sıcak bir fincan kafeinsiz Mocha, sütlü, şekerli ve kremasız
- Les photos de mes enfants... Brosse à dents, dentifrice, mousse coiffante et déodorant.
- Çocuklarımın resimleri diş fırçası, diş macunu, köpük ve deodorant.
Gunther a préparé de la mousse au ris.
Gunther, kremalı uykuluk hazırladı.
Voici le premier mousse noir de notre école... le maître d'équipage Carl Brashear.
Şimdi, hepinizin Bayonne dalgıç okulunun ilk zenci öğrencisine hoşgeldiniz demesini istiyorum. Bosun'un ikinci kaptanı, ikinci kısım, Carl Brashear.
Chaque carton contient un rouge à lèvres, du vernis à ongles à séchage immédiat, de la cire à épiler, un soutien-gorge, un test de grossesse, une mousse coiffante, des lingettes démaquillantes, un collant gainant, et une carte bancaire.
Kutularda kırışık önleyici krem, rimel, nemlendirici ruj... banyo köpüğü, çabuk kuruyan oje, hazır ağda... "mucize" sutyen, gebelik testi, saç güçlendirici... gözenek temizleme bandı, Aspirin, külotlu çorap ve kredi kartı var.
- Je couche avec Véronique 2 fois par semaine ; on utilise le condom puis une mousse.
Haftada iki kez prezervatif ve köpük kullanarak sevişiriz.
En tout cas, s'il y a quoi que ce soit, si t'as des questions â propos de... de... d'une bonne mousse...
Eğer iyi bir köpük hakkında yardıma ihtiyacın olursa...
- Je mousse le client.
Hastalara hizmet veriyorum.
Bon alors, il me faut 8 super doubles... 8 super doubles crème dont un sans mousse.
Pekala, bana sekiz duble... Sekiz büyük sütlü kahve. Biri köpüksüz.
Gel et mousse!
Saç, jöle, köpük.
Elle aime le patinage artistique, les ballets aquatiques... et prendre de voluptueux bains de mousse!
Hobilerinin arasında artistik patinaj, su balesi ve uzun, lüks köpüklü banyo var.
Il sirote tranquillement une mousse en parlant à un mac de la radio
- Ne demek bu? Sallanan sandalyesinde oturmuş, soğuk içkisini yudumluyor ve radyodaki bazı pezevenklerle konuşuyor.
Une créme de homard, suivie par des médaillons de veau aux fraises, puis une mousse au citron au champagne.
İlk olarak kremalı ıstakoz çorbası, dana sote... Çilekli. Tatlı olarak da şampanyalı limon tatlısı.
On va boire une mousse bien fraîche.
Soğuk birer bira içeriz değil mi.
Où est le mousse?
Kamara çocuğu nerede?
C'est quoi, "mousse"?
Kamara çocuğu da ne ya?
De la mousse!
Vurun beni!
Hier, vous avez dit "Où est le mousse?"
Dün "Kamara çocuğu nerede?" demiştiniz.
C'est quoi, un mousse?
Kamara çocuğu nedir?
Toute cette mousse a rendu le sanglier très tendre.
Yaban domuzu burada hayatta kalabildiğine göre yiyeceği olmalı! Bakın!
Oh ça mousse!
Köpürüyor!
Anna Mousse.
Anaugh Moss.