Translate.vc / Francês → Turco / Mu
Mu tradutor Turco
275,255 parallel translation
S'il vous vient à l'esprit quelque chose sur vos parents ou votre oncle Jax, dites-le-moi.
Ailenle ya da amcan Jackson'la ilgili aklına herhangi bir şey gelirse benimle paylaş olur mu?
Je devrais dire ça?
Bana vurdu mu demeliyim?
Ça vous aide?
Yardımı dokunur mu?
Reconnaissez-vous ce nom?
Maia şu isim tanıdık geliyor mu?
- Vos parents lui ont parlé?
Ailen onunla konuştu mu?
Maia, vous voulez bien étudier le calendrier de votre mère?
Maia annenin programına kabaca göz atmanı istiyorum olur mu?
Avez-vous entendu Mme Lockhart donner des conseils juridiques à vos parents?
Bayan Lockhart'ın ailenize hukuki açıdan bir tavsiye verdiğini duydun mu?
Elle me l'a demandé.
-... olup olmadığını sordu mu? - Sordu.
On peut le payer?
- Para ödesek olur mu? - Bay Sweeney.
Ça serait sympa.
Olur mu? - Güzel olur.
Il y a un problème avec le fonds?
Vakıf ilgili sorun mu var?
Je suis heureuse que Richard m'ait choisie.
Olur mu öyle şey! Richard beni seçtiği için şanslıyım.
Toujours aucun signe de Lucifer?
- Lucifer'dan hala ses seda yok mu?
Et Chloe sait que vous avez zagué avec Candy?
Peki Chloe, Candy'e doğru zak yaptığını biliyor mu?
Il a dit quelque chose sur... je sais pas... Le matricide?
Annesini öldürmekle ilgili hiç birşey söylediği oldu mu?
Marla. Quelqu'un a vu Marla?
Marla'yı gören oldu mu?
Disons que nous sommes quittes? Ouais.
- Ödeştik diyelim olur mu?
En réalité, Pourquoi ne pas rajouter ça dans le... pot?
Aslında bunu da onun yanına ekle olur mu?
- Toujours aucun signe de Lucifer?
- Lucifer'dan hala haber yok mu?
Chloe sait que vous zaguez avec Candy?
Chloe, Candy ile birlikte oldugunu biliyor mu?
Donc ça te va d'ignorer ses sentiments?
Yani onun hislerini göz ardı ediyor olmanın bir önemi yok mu?
Et tu crois vraiment que c'est l'Épée de Feu?
Bunun gercekten Alevli Kılıc oldugunu mu düsünüyorsun?
Pas de petit-déjeuner?
Kahvaltı yok mu?
Tu as oublié?
Unuttun mu?
Chloe Decker a oublié?
Chloe Decker unuttu mu?
Tu n'as pas une laisse ou autre pour sortir?
Dısarıya cıktıgımız zamanlar icin tasmanız falan yok mu?
Alors?
Bir sey oldu mu?
Le coach en bien-être?
Saglık kocu mu?
Pendant je vérifie votre alibi, pouvez-vous nous dire, si d'autres personnes à votre avis pourraient en vouloir à Debbie?
Ben sizin mazeretinizi kontrol ederken, siz bize Debbie'ye karsı kin tutan baska biri aklınıza geliyor mu söyler misiniz?
C'est pour ça que tu es si inquiète?
O kadar endiselendigin sey bu mu?
Quoi? Le garçon en classe avec le régime spécial crottes de nez?
Özel diyeti olup yapıstırıcı gibi sümügü olan cocugu mu diyorsun?
Un indice?
İpucu mu?
Et tu crois vraiment que c'est l'Épée de Feu?
Bunun gerçekten Yanan Kılıç olduğunu mu düşünüyorsun
Est-ce si dingue?
Gerçekten çok mu deli?
Tu n'as rien de mieux à faire qu'une descente dans notre frigo?
Buzdolabındakileri aşırmaktan yapacak daha iyi şeylerin yok mu?
Les médecins n'ont jamais envie de s'envoyer en l'air?
Doktorlar yatmak istemiyor mu?
Par chance, vous auriez trouvé une preuve pointant vers... le Père Noël?
Yani, şans eseri, Noel Baba'yı gösteren bir delil buldun mu?
C'est ton grand plan pour nous faire sortir.
Bizi buradan çıkarmak için yaptığın büyük plan bu mu?
Je connais la danse?
Dans etmeyi duydun mu?
Avez-vous trouvé une preuve pour le père Noël?
Hmm? Noel Baba kanıtını buldun mu?
Donc le fils de Bianca a volé et tué l'un de ses plus fidèles soldats?
Yani Bianca'nın kendi oğlu... onun en sadık askerlerinden birini öldürüp soydu mu?
Alors faire tomber son téléphone, prouve combien sa mère avait raison à son sujet.
Ve sonra da annesinin ne kadar haklı olduğunu kanıtlamak için telefonunu mu düşürdü?
Je suis quoi, Lucifer... un pion dans un genre de tes plans?
Lucifer... Planında ki bir piyon mu?
C'est ce que Zele m'a dérobé?
Zeke benim için bunu mu kaçırmış?
Est-ce la clé autour de ton cou ou es-tu juste content de me voir?
Boynunda ki anahtar mı yoksa, beni gördüğü için mutlu mu oldu?
Vous pensez toujours qu'on perd notre temps?
Hâlâ vakit kaybı olduğunu mu düşünüyorsun?
Tu trouves Maman?
Hey, annemi buldun mu?
Mais, concentrons-nous sur vous, d'accord?
Ama, şimdi sana odaklanalım, olur mu?
C'est son nom?
Adı bu mu?
Une façon de communiquer?
Onunla iletişim kuracağımız bir yol mu?
... un enfant?
... bir çocuk mu?