English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Myspace

Myspace tradutor Turco

159 parallel translation
- Sur ma page web.
- Bunu MySpace'e koyacağım.
Mes excuses, général Ozomatli.
MySpace'de beş arkadaşım var.
Peut-être que tu écouteras mes podcasts, ou tu peux aller sur ma page MySpace, tu vois?
Belki yayınlarımı dinlersin ayrıca internet siteme de girebilirsin.
- Je veux améliorer ma page MySpace... mais Dennis n'arrête pas de critiquer tout ce que je fais.
MySpace sayfamı yenilemeye çalışıyorum, ama Dennis yaptığım her hareketi eleştiriyor.
- C'est quoi une page MySpace?
- MySpace sayfası da ne Allah aşkına?
Il y a un dénommé Bruce qui a contacté Dee sur MySpace... et qui prétend être notre père biologique.
MySpace'te Dee ile irtibata geçen Bruce denen herif bizim biyolojik babamız olduğunu iddia ediyor.
En allant sur MySpace?
MySpace yoluyla mı?
J'ai appelé cette femme sur MySpace qui a dit qu'on avait couché ensemble.
Tek gecelik ilişki yaşadığımızı iddia eden, MySpace'deki o kadınla irtibata geçtim.
- Josie aime Hilary Duff et MySpace.
- Josie, Hillary Duff ve MySpace'i seviyor.
Basiquement, c'est MySpace.
- Aslında MySpace gibi.
- L'adresse MySpace de Carly?
Caryl'in Myspace adresi mi?
- MySpace, c'est quoi ça?
Evet, Myspace adresi.
McGee ne répond ni sur son téléphone portable, ni à son beeper, ni sur MySpace IM.
McGee, cep telefonuna, çağrısına, Myspace IM'e cevap vermiyor.
McGee sur MySpace, je voudrais voir ça.
McGee, Myspace'te ha. Sayfasını görmem lazım.
Sûrement sur MySpace.
- Herhalde MySpace'tedir.
Eh bien, si c'est une soirée typique pour nous, je vais sûrement avoir le droit à du cinéma coréen, manga et me faire de nouveaux amis sur MySpace.
Eğer bizim için sıradan bir geceyse, muhtemelen bir Kore filmi, manga, izliyor ve MySpace'de yeni arkadaşlar ediniyor olurum.
{ \ pos ( 192,215 ) } Charmaine a un lien sur sa page Myspace. { \ pos ( 192,215 ) } Attends.
Charmaine myspace sayfasının adresini vermiş.
Oui, les heures sup m'aident à résister à la tentation de passer des heures sur le Myspace de Jimmy.
Evet, mesaiye kalmam, Jimmy'nin internet sayfasına girmek için duyduğum isteği engelliyor.
Donc, euh... vous avez une page MySpace ou un truc dans le genre?
Pekala MySpace sayfam sende var mıydı?
Tu sais, papa, il y a un truc qui s'appelle MySpace, où tu postes toutes ces informations en ligne.
Biliyor musun baba, internet denen bir şey var. Bunların hepsini internetten halledebiliriz.
Depuis 10 jours, il n'écrit plus rien sur son mySpace.
Yaklaşık 10 gün önce, internet sitesinde yayın yapmayı bıraktı.
J'ai 212 amis sur MySpace.
İnternette 212 arkadaşım var.
- Oh, j'adore MySpace. ( musique pop )
MySpace'i seviyorum.
Le classement des plus belles filles de l'école.
MySpace sitesinde okulun "Seksi mi, Değil mi" oylaması.
On va parler de toi dans notre myspace, et faire de la pub pour Ourcharts.
Space'imde bizden bahsedilmiş ve Liste'ye bir ekleme almışız.
Mon groupe a mis une démo sur myspace.
Grup demomuzu nete koydu.
Et le cas représentatif de ça, c'est la vie sociale en réseau tels que MySpace, où vous pouvez personnaliser votre profil.
Bunun klasik örneklerinden biri de, profilinizi özelleştirebildiğiniz MySpace gibi sosyal ağ siteleri.
- Myspace s'est bien vendu à 1 million.
Bilmem, MySpace milyon dolara satıldı.
Ecoute, je l'ai déjà posté sur mon blog.
Bak, Myspace sayfama bile koydum.
J'ai 1000 amis de plus sur MySpace. Et ça peut encore augmenter.
MySpace'de 1000'e yakın arkadaşım var her zaman daha fazla arkadaş edinebilirim.
Deux nanas super chaudes rencontrées sur MySpace.
- Baksana, İnternet'te iki seksi hatunla tanıştım.
J'adore la citation que tu as sur ta page MySpace.
İnternet sayfandaki alıntıyı sevdim.
Je me suis défoulée sur mon blog.
MySpace'e içimi döküp rahatladım.
Il y a une nouvelle institutrice qui surveille la récré, et comme vous le savez grâce à ma page MySpace, j'ai un faible pour les profs.
Öğle tatilinde bahçeyi kontrol eden yeni bir öğretmen var. İnternet sitemde de belirttiğim gibi benim öğretmenlere karşı bir ilgim var.
Va sur MySpace, regarde s'il y a une page au nom de Bahir Hakeem.
Myspace'e gir. Bahir Hakim adına kayıtlı bir MySpace sayfası olup olmadığını kontrol et.
J'ai vérifié l'identité d'un musulman et ses infos sur MySpace sont bidons.
Sen kimsin? Az önce, bir müslümanın MySpace bilgilerinde çelişkiler tespit ettim.
- Non. J'ai recoupé son profil YouTube avec MySpace, et d'après son blog, c'est un communiste de la vieille école.
YouTube profiliyle MySpace profilini karşılaştırdım ve "blog" una göre eski bir komünistmiş.
La poupée que j'ai connue sur MySpace, elle vient... avec son association d'étudiantes.
Oo, myspace'te tanıştığım hatun geliyormuş. hem de kolej kız grubuyla beraber..
Parce que j'ai un compte sur MySpace.
"Myspace" hesabı açtırdımda.
Ouais.
Pekala bu, onun MySpace sayfası.
Ils vendent des sièges pour des voyages qui n'existent pas encore.
- Hiçbirşey. MySpace ile yeniden bağlantı kurmuştuk.
À bientôt, sur MySpace.
İnternetten görüşürüz, tamam mı?
MySpace lance une partie, vous les gars, et je ne veux pas être en retard.
MySpace sizin için parti düzenliyor ve geç kalmak istemiyorum.
Il a dit avoir vu ma vidéo sur MySpace et qu'il voulait entendre tout le CD.
İnternette klibimi görmüş ve albümün tamamını dinlemek istiyormuş.
Aucun message sur MySpace?
MySpace ya da Facebook üzerinden?
Je t'ai écrit sur MySpace mais tu n'as pas répondu.
Dün gece MySpace'den seni eklemeye çalıştım ama olmadı.
Dans ce cas je nous ferai un profil sur MySpace.
Tamam, o halde ben kendimize MySpace'da bir sayfa hazırlarım.
Cet après-midi il nous a fait une page sur Myspace, on est déjà en ligne. - Cool.
Bugün öğleden sonra Myspace'te hepimizin online olabileceği bir site yapmış.
MySpace *.
MySpace'te buldum.
Mais tout le monde doit passer l'audition parce que j'aurai une liste de ceux qui ne l'auront pas passée et je les dénoncerai au principal Dimly.
Başvurularınızı MySpace'e gönderebilir veya seçmelere şahsen katılabilirsiniz.
Combien a-t-il d'amis sur MySpace?
MySpace'de kaç tane arkadaşı var?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]