Translate.vc / Francês → Turco / Nester
Nester tradutor Turco
676 parallel translation
Probablement Frank Nester dans le quartier de la vieille mission.
Muhtemelen Frank Nester eski misyon bölgesindeki.
Laisse tomber, Nester.
Git buradan Nester.
Nester.
Nester.
Ce Lao est le pire des enfoirés après Nester.
Şu piç kurusu Lao en az Nester kadar adi biri.
Nester, vous allez être l'adversaire de Braddock, et vous allez gagner.
Nester, Braddock'ın rakibi olacaksın ve onu yeneceksin.
Nester, il se sert de toi.
Nester, o seni kullanıyor.
Nester, Nester.
- Nester, Nester.
Il va te tuer, Nester.
Nester, seni öldürecek.
Je refuse de combattre.
Seninle dövüşmek istemiyorum Nester.
Allez, Nester, ne fais pas le con!
Yapma Nester! Aptallık etme dostum!
Ça fait comment, Nester?
Nasılmış Nester?
Enfermez tous les prisonniers et Nester.
Nester'ı ve tüm tutsakları kilit altına alın!
Colonel, et Nester?
Komutanım, Nester'a ne olacak?
Nester, il nous est revenu.
Nester bizden yana döndü.
Ça, c'est pour Nester.
Bu Nester için.
Brillant avec un scalpel, mauvais avec les directions.
Neşter dahisi ama yön konusunda berbat.
Il parle de la soirée comme d'un médicament.
Küçük eğlencemize neşter atılacakmış gibi konuştu. En çok üzen kısmı.
Si j'avais un scalpel, je pourrais vous convaincre.
Yanımızda neşter olmaması ne ayıp. Sizi ikna için küçük bir kesi yapardım.
Bistouri.
Neşter.
Allez-vous ôter le mal en l'homme avec un scalpel, Henry?
Kötülüğü bir neşter ile insanın içinden söküp alabilecek misin Henry?
Avant que tu ne décides d'utiliser Ie scalpel sur quelqu'un, sache que ce genre d'opération
Böylesi bir ameliyat, hastaya neşter vurmadan önce pek çok deneme gerektirir.
- Scalpel, docteur.
- Neşter, doktor.
Scalpel.
Neşter.
- Lèvres-en-feu, un bistouri stérile.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
Il va falloir prendre le scalpel.
Derin bir neşter atmalıyız.
Le seul danger avec la combinaison, c'est le scalpel. Mais un chirurgien doit savoir ce qu'il fait.
Elbisenizi ancak bir neşter ile kesip, bozabilirsiniz ve bir cerrah da bunu yapmaz sanırım.
Karen, passez-moi un scalpel.
Fakat lazerlere engel olamam. Karen, bana bir neşter ver.
- Où est le bistouri?
- Neşter nerede?
Où est ce fichu bistouri?
Nerede şu kahrolası neşter?
- Scalpel.
Neşter.
Requin, barracuda le pêcheur qui ne s'inquiète pas ce qu'il attrape, et certains, maladroits scientifiques qui croient que le chemin le plus facile d'accès au cerveau des animaux est un scalpel.
Köpekbalığı, barakuda, ne yakaladığını umursamayan balıkçılar... Ve bir hayvanın beynine giden en kestirme yolun neşter olduğuna inanan beceriksiz bilimadamları.
La lame?
Neşter mi?
Avec un bistouri.
Ama neşter ile...
Cent dollars ont été offerts pour la tête du célèbre Tim McCracken, surnommé "le Bistouri" car il manie la crosse comme un scalpel.
Syracuse'nin ünlü sopa oyuncusu Tim McCracken'in başına 100 dolar ödül. Dr Hook diye tanınan McCracken, sopayı neşter gibi kullanma becerisiyle ve bir bilek fiskesiyle adamın gözünü oymasıyla biliniyor.
Scalpel.
Neşter, lütfen.
Le scalpel est trés tranchant.
Neşter çok keskindir.
Scalpel.
- Neşter. - Neşter.
Scalpel à 10 lames.
On numara neşter.
Moi, je prends le bistouri et je taille.
Benim yöntemim elime bir neşter almak ve yarmak.
CAPITAINE
DAVID NESTER : Yüzbaşı
On ne laisse pas de couteau à un type comme moi, même avec ma renommée.
Benim gibi bir adama neşter verip saygınlıkla örtmezler.
Une lancette!
Çabuk, bir neşter ver!
Scalpel!
Neşter.
Sinon... le bistouri!
Gerekirse... neşter!
Samedi, dix-neuf ayant mangé huit fois du raisiné de Cette, le Roi en fut guéri par deux coups de lancette.
Cumartesi, ayın ondokuzu : Haşmetli yedi, sekiz kez üzüm pekmezi yapıldı kendisine iki kez neşter darbesi.
Nos phaseurs feraient de bons scalpels.
Fazerlerimizi neşter gibi kullanabilirdik.
Scalpel.
- Neşter.
Spreader.
Neşter.
- Scalpel de 10?
- 10 numaralı neşter mi?
Lame de 10.
10 numara neşter.
Un bistouri, lame de 15.
10 numara neşter var mı? Tepside.