Translate.vc / Francês → Turco / Niko
Niko tradutor Turco
241 parallel translation
- Niko.
- Niko.
Je te présente Niko.
Niko'yu tanıtayım.
Niko, vous plaisez à mon amie.
Arkadaşım seni seviyor.
En revanche... asseyez-vous, Niko...
Ancak... otur, Niko.
Niko, aidez-nous.
Niko, bize yardım et.
Autrefois Niko avait un petit commerce.
Bir zamanlar Niko'nun kendi dükkânı vardı.
Tout le monde dira : "Niko et Dimitri ont des vaches sur les murs".
İnsanlar, "Niko ve Dimitri'nin dükkânında boyalı inekler var." diyecekler.
Ça coule ton lait, Niko.
Sütü taşırıyorsun Niko.
Nikolo, tu es très gentil.
Niko, sen nazik bir adamsın.
Réveille-toi, Nikolo.
Uyan Niko. Uyan.
Bonjour, Niko.
Günaydın, Niko.
Ils te plaisent, les tableaux de Niko?
Ne oldu? Niko'nun resimlerini beğendiniz mi?
Ne lui proposez pas d'argent.
Niko'ya para teklif etmeyin.
Niko, ça suffit de te balader dans les rues.
Niko, sokaklarda dolandığın yeter.
Allez, blois, Niko.
İç, Niko.
C'est les meilleurs tableaux de Niko.
Bunlar Niko'muzun en iyi resimleri.
C'est la femme que Niko aimait beaucoup.
Nikolo'nun âşık olduğu kadın.
Vous n'aimez pas les tableaux de notre Niko?
Ne yani, Niko'muzun resimlerini beğenmiyorlar mı?
C'est vous, Niko Pirosmanichvili?
Niko Pirosmanashvili sen misin?
Niko Pirosmanichvili.
Niko Pirosmanashvili.
Oui, Niko Pirosmanichvili.
Evet, Niko Pirosmanashvili.
Qui est Niko Pirosmanichvili?
Burada Niko Pirosmanashvili kim?
Messieurs, je vous présente Niko Pirosmanichvili, artiste peintre qui vit et travaille dans notre ville, et qui malheureusement jusqu'à présent nous était inconnu.
Baylar, izin verin sizi Niko Pirosmanashvili'yle tanıştırayım. Kendisi şehrimizde yaşayan bir sanatçı ama ne yazık ki hiçbirimiz onu bilmiyoruz.
C'est moi, Niko.
Benim, Niko.
Ils se moquent de toi, Niko.
Seninle dalga geçiyorlar, Niko.
Dessine, Niko, dessine, me disait-il!
Boya, Niko, boya diyordu!
On a oublié Niko.
Niko'yu unuttuk.
Niko, je t'en prie.
Niko, lütfen!
Qu'est-ce que Niko va dire de ça?
Niko tüm bunlar için ne diyecek?
Si tu t'en prends à Niko, il t'offrira une sieste au cimetière.
Niko'yu kızdırırsan, sonun uyumak olur.
Mais il nous faut du blé, alors on se fait la banque puis Niko. Après, l'école est finie.
Nakit paraya ihtiyacımız var... önce bankayı soyacağız... sonra Niko'yu... ve sonra dostum, okul bitecek.
Ça fait combien de temps que tu es à Belgrade, Niko?
Söylesene Niko, ne zamandır Belgrad'dasın?
Et l'Hôtel Nikko a appelé. Ils ont votre carte American Express.
Bir de, Otel Niko aradı American Express kartınız ön bürolarındaymış.
Hôtel Nikko.
Otel Niko.
- Dr. Niko Tapopopolis?
- Dr. Niko Tapopopolis?
- Dr. Niko Topodopeless?
- Dr.Niko Topodopeless?
Voilà, Niko.
Al bakalım Niko.
Elvis Costello au Marquis en 1978, un certain Nico en 1974 qui chantait, on comprenait même pas les paroles et encore plus incompréhensible,
Elvis Costello'nun 1978'te Marquee'deki konseri. Niko'nun 1974'te Doors şarkısını söylediği konser.
Niko, on ne joue pas avec la nourriture.
Yemeklerinle oynama.
Allez, Niko, mange!
Nicole, hadi ye onu!
Niko, fais attention, elle est vicelarde.
Niko dikkat et. Yumrukları oldukça ağırdır
Tu as le temps, Niko.
Senin daha çok vaktin var, Niko
- Salut, Niko.
- Selam, Niko
Attends, Niko, je vais les mettre dans ta chambre.
Bekle bir dakika, Niko. Onları odana koydum
Laissez mes gonades tranquilles.
Niko amacanızın hayalarını yumruklamayı kesin, tamam mı?
Arrêtez de taper Niko.
Foti! Niko amacana vurmayı kes
D'accord, Niko.
Tamam, Niko
Je vois Athena et Niko.
Sonra Athena ve Niko'yu gördüm
Allez, Niko, on y va.
Hadi Niko Gidelim
Lève-toi vite, Nikolo.
Uyan Niko.
Hé, Niko, qu'est-ce qui te prend?
- Niko, neyin var senin?