Translate.vc / Francês → Turco / Offices
Offices tradutor Turco
49 parallel translation
Le soir de Noël 1942, on célébra les offices religieux dans les hangars.
1942'nin Noel ayini Wellington iskelesindeki bir depoda yapıldı.
Mais... n'ayant jamais reconnu les Etats-Unis... nous avons dû avoir recours aux bons offices de Monte-Carlo.
Ancak ortada karmaşık bir gerçek var Biz hiçbir zaman Amerika tarafından resmi olarak tanınmadık. Bu yüzden onları Monte Carlo kanalıyla göndermek zorunda kaldık.
D'échapper au déclin pitoyable et douloureux vers la mort... par les bons offices de M. Carmichael.
Acılar ve ağrılar dolu ölümden, Bay Carmichael'ın yöntemleriyle kurtulmak.
Immédiatement. Il faut les arroser d'essence et les bruler. Il faut agir ainsi, pas le temps pour des offices religieux.
Böylece, ölünün toprağa gömülmesi sonrasında, insanların kafasında yer edecek olan şüphelerde, ortadan kalkmış olur.
Je n'ai pas pu te parler depuis le mariage, qui est, je crois savoir, le fruit de tes bons offices.
Nikahtan beri konuşmadık. Anlıyorum ki, arabuluculuğunuzdan ötürü size borçluyum.
Une fois en paix avec Dieu tout-puissant, grâce aux offices du Père Don Antonio Fuentes, ces quatre mutins devront mourir par pendaison.
Peder Don Antonio Fuentes nezaretinde Yüce Tanrı'yla aralarındaki meseleleri hallettikten sonra bu dört isyancı ölüm onları alana dek boyunlarından asılmaya mahkum edilmişlerdir.
Puisque mes bons offices ont prévalu au point que... face à face et les yeux dans les yeux, vous vous êtes salués en rois... qu'on ne m'en tienne pas rigueur si je demande devant cette assemblée... pourquoi la pauvre paix, nue et meurtrie... ne viendrait pas dans le meilleur jardin qui soit au monde... notre fertile France... montrer son beau visage?
Görevim sonucu, yüz yüze ve... göz göze gelmenizi sağlayabildim. Bu asil gözler önünde, çıplak, zavallı, yıpranmış barışın... sanatın bolluğun ve neşeli doğumların ebesinin o güzel... yüzünü dünyanın bu en güzel... bahçesinde, bereketli Fransa'mızda... neden gösteremeyeceğini sorsam, beni affedebilir misiniz?
Nous nous promenions... avec lui entre les offices.
Öğleden sonraları, ayin aralarında babamla birlikte yürürdük.
Elle a dit qu'il était en ville, qu'il irait visiter... la galerie des Offices.
Adamın şehirde olduğunu ve Uffizi Galerisi'ni ziyaret edeceğini söyledi.
L'homme que vous cherchez sera à la galerie des Offices ce matin...
Aradığın adam bu sabah Uffizi'de olacak.
Lorsque le comité d'instruction est arrivé aux offices de la banque de Philadelphie, armé d'un mandat pour examiner les livres, Biddle refusa de leur donner.
Milletvekillerine verdiği kişisel kredi ve avanslara güvenerek Meclis denetimine ve görüşmesine de izin vermedi.
J'étais là pour les offices de Pâques, et le père McCue m'a demandé de l'aide.
Geçen haftaki Paskalya ayini için buradaydım ve Peder McCue yardımım için bana geldi.
Et qu'on doit mettre des conditions à nos bons offices?
Yani iyilikte bulunmak için şart mı öne sürelim?
Il y avait 3 offices tous les dimanches. L'étude de la Bible le mardi. Réunion des jeunesses travailleuses le jeudi.
Pazar günleri üç kez kilise, salıları İncil dersleri perşembe Gönüllü Gençler toplantısı, cuma koro provası.
Les offices ont lieu à léglise à 18h00 et à 20h00.
Düzenli kilise hizmetimiz saat 6-8 arasında.
Nous avons décidé de rembourser jusqu'au dernier cent et d'assister aux offices plutôt que de couler le reste de nos jours en détention.
Paranın her kuruşunu geri vermeye ve ömrümüzün geri kalanını Mississippi hapishanesinde geçirmek yerine Pazar ayinlerine gelmeye karar verdik.
Offices pour les morts. { \ pos ( 192,140 ) } Les offices commenceront à 11 h sur le pont mobile avant.
Merhumlar adına tören saat 11 : 00'de güvertenin ön tarafında başlayacaktır.
{ \ pos ( 192,200 ) } L'uniforme officiel gris est requis pour les offices.
Törende giyilecek üniforma resmi gri üniforma olacaktır.
Le concierge à Florence nous a collées avec un couple de belges au musée des Offices qui n'auraient pas pu reconnaître une fresque d'une tanière de furets
Floransa'daki görevli Uffizi'ye bizi Belçikalı bir çiftle beraber gönderdi. Freskle sıçan deliğinin farkını bile bilmiyorlardı.
Mieux depuis que t'as quitté le service des avocats commis d'offices.
Sen, Kamu Departmanı ofisinden ayrıldığından beri iyi.
Entertainment Global Offices.
Küresel Eğlence Büroları
Nous avons appris aussi que vous n'avez requis ni les soins du médecin ni nos offices, lesquels sont désirés par la sainte Église pour tous ses enfants en danger de mort.
Ölümle yüzleşenler için kilisenin gerekli gördüğü gibi onu bir doktora göstermediniz ya da ofislerimizin yardımına rağbet etmediniz.
Je viens t'offrir mes bons offices.
Sadece seni biraz neşelendirmek istedim!
On pourrait aussi... l'appeler Le Printemps, comme l'autre grande... mythologie de Botticelli exposà © e aux Offices.
Bu resme... İlkbahar da denilir, bir diğer başyapıtı olan..... Ofisler'de anlatıldığı gibi.
Ainsi, vous auriez enfin eu des offices religieux qui ne ressemblent pas à une mascarade.
Böylece sonunda da kilise ayinleriniz ucuz bir karnaval gibi görünmekten kurtulur.
Offices? - Ce n'est pas très éloigné des croyances de certains adorateurs de Mithra.
Bu Mithras ( eski Pers tanrısı )'a inanan insanlarımızın inançlarına çok da uzak değil.
On pourrait peut-être commencer par l'endroit où ont lieu vos offices.
Ayinlerinizi yaptığınız yerden başlasak.
Mais on peut accomplir les offices religieux.
Maksat dini vecibeler yerine gelsin.
Il mène les offices alternatifs à la bibliothèque.
Alternatif bir töreni yönetiyor.
En montrant à Saint-Marin leurs faiblesses, ils nous engageront comme consultants. Je n'ai pas besoin de te rappeler que nous n'avons plus de contrat depuis ton fiasco aux Offices.
San Marinolulara saydaki güvenlik açıklarını gösterebilirsek bizi güvenlik danışmanları olarak tutacaklarına söz verdiler ve eminim sana hatırlatmama gerek yoktur, Uffizi fiyaskondan beridir bu tarz bir iş alamadık.
Je voulais l'amener aux offices, en vain.
Onu aşağı götürmeye çalıştım, Bay Carson. Ama gelmedi.
Nous avons des offices chaque jour si vous voulez revenir.
Eğer yine gelmek isterseniz, gündüz hizmetimiz var.
Si nous pouvons prouver, ce que beaucoup suspectent, la corruption, la simonie, la vente flagrante des offices sacrés, et pire, la dégradation totale de la papauté aux yeux du monde chrétien.
Eğer kanıtlayabilirsek birçoğumuz yozlaşmadan, dini satın almadan kutsal vazifelerin küstahça satılmasından ve daha da kötüsü Hristiyan dünyasının gözünde papalık makamının katî bozulmasından endişe duyuyoruz.
Aujourd'hui, l'église tient des offices quotidiens.
Bu kilise günümüzde de hizmet veriyor.
Je te remercie de tes peines et de tes bons offices.
Özenli ve dürüst çalışmanız için teşekkürlerimi sunarım.
Les offices catholique, bouddhiste, juif et musulman commenceront demain à 9 h dans la chapelle.
Katolikler, Budistler, Yahudiler ve Müslümanlar için dini hizmetler yarın saat 9'da şapel'de başlayacaktır.
ALEXANDER : Ces cardinaux, ceux qui ont trahi notre confiance sacrée seront dépouillés de leurs titres et de leurs offices,
Bu kardinallerin güvenimize ihanet etmiş olanlarının görevleri ve unvanları ellerinden alınacak.
Ces offices auxquels je renonce volontiers.
Bu görevleri kendi rızamla bırakıyorum.
Ces cardinaux seront dépouillés de leurs titres et de leurs offices.
Bu kardinallerin görevleri ve unvanları ellerinden alınacak.
La galerie des offices.
- Uffizi.
Je pensais que cela ce passait durant les offices.
Bunun servisler sırasında olduğunu düşündüm.
Alors pourquoi y a t-il des témoins, vos frères, qui jurent qu'ils vous ont vu assister aux offices protestantes?
O zaman niye görgü tanıkları, seni Protestan toplantılarına gittiğini söylüyorlar?
Nous remercions les membres du jury de nous avoir consacré ce temps. Merci aux membres du jury. Nous les remercions tous de leurs bons offices.
Ayrıca jüriye de zamanlarından fedakarlık ettikleri için teşekkür ederiz.
Les offices habituels sont le vendredi et le samedi.
Normal törenler cuma ve cumartesi günleri.
C'est pour ça que nos offices ont lieu la nuit.
Bu yüzden artık geceleri çalışıyoruz.
On allait ensemble aux offices de l'antenne locale.
Yerel bir kilisede ayinlere katılmaya başlamıştık.
He was found hanged in the elevator shaft of the building where he had his offices.
Cinayet miydi intihar mıydı?
Non, les offices ont lieu dans la cour du forgeron.
Hayır, ayinleri hala nalbantın arkasında yapıyorlar.
C'est d'être dans les bons offices du Cardinal Wolsey.
Kardinal Wolsey'i ikna etmektir.