Translate.vc / Francês → Turco / Oku
Oku tradutor Turco
4,200 parallel translation
Vous n'allez pas aimer ça, mais lisez le quand même.
Hoşuna gitmeyecek ama oku yine de.
Tout le monde est content.
Evet, canına oku. Herkes mutluysa gidelim artık.
- Coco, laisse-nous, va lire tes fables.
Coco, bizi yalnız bırak. Git masallarını oku.
Lis lui ses droits.
Haklarını oku.
Donc lis-le lui à ce moment là.
Sen de ona oku öyleyse.
- Uk? Regardez mes lèvres...
- Dudaklarımı oku.
Fais attention.
Bu bildiriyi oku.
Lis-la, grand César.
Oku, aziz Sezar!
Non, lis-la, grand César.
Hayır! Sezar, oku! Aziz Sezar, oku!
Lis le testament!
- Vasiyeti oku! - Duymak istiyoruz!
Read your neighborhood insurance rates, chocolate rain.
"Komşunun faturasını oku, çikolata yağmur".
Lis-la, s'il te plaà ® t. Tu verras.
Yalnızca oku, göreceksin.
- Lis Kant, Les fondements de la métaphysique des mœurs.
Madem Benjamin Constant'ı okudun, şimdi de Lis Kant'ı oku. "Davranış tarzının metafiziği." Göreceksin, çok sürükleyicidir.
- Chope les, Claire.
- Canlarına oku, Claire.
Heu. Purée, pose ce bong et choisis un livre.
Tanrım, bong'u bırak da bir tane kitap oku.
Un diplomé qui a juste lu William Burroughs pour la première fois?
Ben kimim? Bazı üniversite öğrencisi kim Sadece William Burroughs oku İlk kez?
Wilfred, lis l'étiquette.
Neden? Wilfred, etiketi oku.
- "Robert, superbe offre."
Tamam, tekrar oku. Robert, harika bir teklif.
Lis la.
Sen oku.
Lis la presse.
Gazeteleri oku, evlat.
Donne-moi mon poème, mon mari!
Bana şiir oku, kocacığım.
Lis les critiques : "Spéculations larvées". Spéculations?
- Eleştirileri oku. "Asılsız iddialar."
Vous voulez connaître la suite, achetez le livre et lisez-le.
Gerisini öğrenmek istiyorsan kitabı oku.
Lis-le... s'il te plait.
Oku, lütfen. Otur.
Lis.
Oku.
peut être que tu as besoin de trouver une bible et que tombe sur le 5ème commandement, "l'honorer ta mère"
Bir İncil bul da beşinci emri iyice bir oku : "Annenize saygı gösterin."
Ting! Il y va de sa petite flèche. Ting, ting!
Küçük oku gidiyor.
Mon dieu, un peu de culture pour une fois dans ta vie.
[Jesus] hayatında bir kez kitap oku.
Va travailler ta culture!
Bi'kitap oku!
Lis les petits caractères avant de signer.
İmzalamadan önce sözleşmedeki küçük yazıları oku.
Lisez ce roman attentivement de la page 16 à 35.
Bu romanın 16 ve 35'inci sayfalarını dikkatle oku.
Je t'ai déjà dit, si tu ne veux pas travailler, va lire une BD, reste juste en-dehors de mon travail.
Ben diyeceğimi dedim, istemiyorsan git dergi falan oku, yolumdan uzak dur.
Si tu veux me connaitre, lis mon interview de 2006 dans AmTrak magazine.
Eğer beni tanımak istiyorsan, 2006 yılında AmTrak dergisine verdiğim röportajımı oku.
Tu peux le lire par toi-même.
- Kendin için oku demek istedim.
Lisez ça.
Şunu oku.
- Oui, vas-y.
- Evet, oku bakalım.
Vas-y, lis!
Hadi, oku.
Tu lis, moi, je note là-dessus, et après on efface.
Sen oku, ben kitaba işaret koyarım. Sonra sileriz.
Salma, même verset, 115.
Salma, 115. ayeti tekrar oku.
Juste le dernier paragraphe.
Sadece son paragrafını oku.
Lisez.
Oku.
Ziva, s'il te plait. Botte-lui le cul.
Ziva, lütfen onun canına oku.
Lis ça.
Şunu oku.
Lis ça, lis ça.
Oku!
Un livre?
Kitap falan oku.
Une flèche française.
Hekimlerim ellerinden geleni yaptı ama hala biraz ağrıyor. Bir Fransız oku.
Si Scott a pu attraper une flèche, Derek en est définitivement capable.
Scott oku yakalayabiliyorsa Derek kesin yakalar.
Lisez-le attentivement.
Dikkatle oku.
Maintenant, lisez ce livre.
Şimdi kitabı dikkatle oku.
Déchire!
Canlarına oku.
Fais-le.
- Ama ben... - Oku sadece.