Translate.vc / Francês → Turco / Paddington
Paddington tradutor Turco
111 parallel translation
Nous sommes dans un appartement, 124 Paddington Lane, Marylebone.
Şu anda Marylebone'daki 124 Paddington Lane'de bir apartman dairesinde kalıyoruz.
Le train arrive à Paddington à 18 h 02, le temps d'aller au Reform Club, gagner notre pari.
Trenimiz Londra'ya akşam 6 : 02'de varacak, böylece Reform Kulübe gidip bahsi kazanmam için yeterince zamanım olacak.
La gare de Paddington fermera à minuit, X moins un.
Paddington İstasyonu gece yarısı kapanacak, X eksi bir.
Tout est figé. La bête de Paddington a du retard.
Nokta donmuş, canavar Paddington'dan geç kalkıyor.
Passeport posté le 17 juillet à une adresse à Paddington.
Pasaport, 17 temmuzda Paddington'da bir adrese postalanmış.
Paddington 5268.
Paddington 5268.
- Paddington 5620.
Paddington 5620
Et l'adresse de complaisance à Paddington?
Peki ya Paddington'daki geçici adres?
Ca dit que Charles Collingridge s'est fait envoyé de la litérature à une adresse.
Charles Collingridge'in merkez ofisten istediği belgeler Paddington'daki adrese gönderildi, doğru mu?
Charles Collingridge, 216 Praed Street, Paddington, W2.
Charles Collingridge, 216 Praed Caddesi, Paddington, W2.
Avec mes parents et mes sœurs, on est allés à la gare de Paddington, en espérant aller prendre un avion, acheter notre passage.
Ailem ve kızkardeşimle, Paddington İstasyonuna gittik, Bir uçak bulmayı umuyorduk, para ödeyerek kurtulmayı umuyorduk.
La gare est fermée Trafic interrompu Les infrastructures, ça va, les piétons, ça va.
Bütün trenler Paddington Green istasyonuna yönelmiştir.
Elle est à Paddington Green.
Paddington Green.
Il faudra qu'ils aillent à Paddington Green.
Paddington Green'i kullanmak zorunda.
A Northolt, la police les a emmenés au commissariat avant de les relâcher.
Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından Northholt'a getirildiler. Serbest bırakılmadan önce Paddington'daki polis merkezine teslim edildiler.
Elles m'ont mis dans le train à Paddington.
Beni Paddington'a giden bir trene bindirdiler.
Oui. Il était à Paddington. Il essayait de se rendre à Heathrow.
Paddington'daydı, görünüşe göre Heathrow'a ulaşmaya çalışıyormuş.
Une femme passe chaque mercredi de l'après-midi avec votre mari dans un hôtel de Paddington!
Bu kadın bir yıl boyunca her cumartesi akşamını kocanızla Paddington'da bir otelde geçirdi.
Paddington.
- Paddington'a.
J'avais une chambre tapissée avec l'ours de Paddington
Eskiden duvarında Paddington Ayısı'nın posteri olan bir odam vardı.
La cible se déplace vers l'ouest sur Paddington Street.
Hedef batıya yöneldi.
Alors, si vous voulez votre registre de pots de vin, venez en personne à la station de métro Paddington, à 11 h, quai 1.
O zaman, eğer ödemeler defterini geri istiyorsan yarın saat 11'de Paddington İstasyonu, 1. Perona şahsen gel.
Je suis persuadé qu'il sera ravi, lui aussi. Qu'il se pointe au métro Paddington, à 11 heures.
Eminim oda seninle tanışacağına memnun olacaktır saat 11'de, Paddington İstasyonu'nda, ana saatin altında olsun, yoksa anlaşma yok.
11 heures, métro Paddington.
11'de, Paddington İstasyonunda.
Écoutez, si vous vous intéressez à la liste des pots de vin, le donateur sera à la station Paddington à 11 heures, quai 1.
Bakın, bütün söylemek istediğim bu ödeme listesinin geri kalanıyla ilgileniyorsanız bunları yazan Paddington istasyonunda olacak. Saat 11'de, platform 1'de.
- A Paddington.
- Paddington.
Il y a peu de Ryder à Paddington.
Paddington'daki Ryder'lar bir elin parmakları kadar.
Pour moi... Charles Ryder... le "peintre de Paddington", comme disait si gentiment ta mère.
Ben Charles Ryder, annenin koyduğu isimle "Paddington'lı ressam".
Clive Paddington.
Clive Paddington.
On a arrêté les Soudanais à Paddington.
Sudanlılar Paddington'da tutuklandı.
... à Paddington s'est arrêté dans le tunnel à cause d'un obstacle sur la voie.
'... sürücü engel raporu verdikten sonra, Paddington'da Box Tünelinde durduruldu.'
Je lis un livre de Paddington.
Paddington kitapları okuyorum.
Maman m'en offre un à chaque Noël.
Annem her yıl bana Paddington alırdı.
Il se dirige vers Paddington.
Paddington'a yöneldi.
Le suspect entre dans le dépôt de chemin de fer... au nord de Paddington.
Şüpheli, Paddington'ın kuzeyindeki tren garına girdi.
Brant le poursuit toujours.
Paddington'ın kuzeyindeki tren garına. Brant hâlâ peşinde.
Toutes les unités au dépôt de chemin de fer... au nord de Paddington.
Tüm ekipler ; Brant'in müdahale etmesine izin vermeyin.
Les services de police ont confirmé... l'arrestation de Barry Weiss, suspecté d'être le Blitz... responsable du meurtre de sang froid de trois officiers de police... après une course-poursuite à travers West London... Au dépôt de Paddington.
Metropolitan Polis Departmanı, üç polis memurunun acımasızca öldürüldüğü Blitz cinayetlerinin baş şüphelisi Barry Weiss'in Batı Londra'daki nefes kesen kovalamacanın ardından Paddington Tren Garı'nda tutuklandığını onayladı.
Paddington.
Paddington'a.
La gare de Paddington, s'il vous plaît.
Paddington İstasyonu, lütfen.
J'ai froidement appellé la maison de publication de Paddington.
Paddington yayımevi'ni aradım.
M. Paddington.
Bay paddington.
Mme Paddigton travaille elle aussi dans l'édition?
Bayan Paddington da sizin gibi yayıncılık işinde mi?
Non, il n'y a pas de Mme Paddignton.
Bayan Paddington yok.
Mr. Paddington, comment puis-je vous aider?
Bay Paddington, nasıl yardım edebilirim?
Nous avons le temps de prendre notre train à Paddington.
Trene Paddington'dan binebiliriz.
Je ne vais pas à Paddington.
Ben Paddington'a gitmem.
Mon Paddington!
Ben yağmurlu gün ayısını getireyim!
Il est à la station Paddington.
Paddington İstasyonun'da.
Paddington.
Paddington İstasyonu.
Qu'est-ce qu'on fait de ce Paddington?
- Küçük Vietnam, büyük sorun. Bu şebekle ne yapacağız?