Translate.vc / Francês → Turco / Panic
Panic tradutor Turco
69 parallel translation
Vous connaissez le Panik Club?
Panic Club'ı duydunuz mu hiç?
Au lieu de cela, il y a eu une série de "panic de l'argent", ce qu'on appele aujourd'hui'récession Instead, there were a series of'money panics'- what we call'recessions'qui ont mis la pression sur le Congrès pour décreter un loi
Federal Rezerv Yasası geçti. "
C'est ce que l'on appelle une "Panic Room".
Buna panik odası deniyor.
la "Panic room".
Panik odası.
On peut pas aller dans la Panic Room.
Panik odasına giremezsin.
Une accro au Manic Panic qu'il pelote devant tout le monde.
Sürtük. Manik, panik bir ucube. Salonun ortasında sarmaş dolaşlar.
A ton avis? C'est une panic room.
Panik odası.
C'est pour un petit frisson, pas pour une vraie panique. C'est pour une seule personne.
- Panic Room ( 2002 ) filmine gönderme... )
C'est une panic room.
Nasıl olduğunu sor. - Bu bir panik odası.
Venez prendre l'apéritif et oublions la panic room.
Gelin, birer içki içelim ve panik odasını unutalım.
- Oui Madame. La raison principale pour laquelle j'ai acheté cette panic room, c'est que je suis une femme seule.
Panik odası almamın nedeni yalnız yaşayan bir kadın olmam.
Que ce soit bien clair : ce n'est pas moi qui ai parlé de cette panic room.
Panik odası lafını benim açmadığım kayıtlara geçsin.
Parce que je vais te donner le code pour ouvrir la panic room de l'extérieur et je ne veux pas le faire si tu n'es pas seule.
Çünkü panik odasının kapısını dışarıdan açan gizli şifreyi vereceğim ve yalnız değilsen bunu yapmak istemiyorum.
C'était maman qui me donnait le code secret de sa panic room.
Annem panik odasının gizli şifresini veriyordu.
J'ai acheté une panic room.
- Panik odası aldım.
Allons dans la panic room, on sera en sécurité
Panik odasına gidelim. Orada güvende oluruz. Acele et, Darwin.
Ils appellent ça la "panic room"
Burası, panik odası.
C'est une panic room...
İşte bu panik odasıydı.
J'essaie de recréer les conditions de la panic room
Panik odasındaki şartları yeniden yaratmaya çalışıyorum.
Et si Ian Blackburn avait appris au singe à le descendre dans la panic room?
- Evet,... ya Ian Blackburn, şempanzeyi panik odasında kendisini vurması için eğittiyse?
Ecoute, dans la panic room, Ian Blackburn a été touché 4 fois 4 balles tirées, 4 qui ont touché
Düşünsene, panik odasında, Ian Blackburn dört kez vuruldu. Dört vuruş, dört isabet.
Vous avez construit leur panic room, hein?
Panik odasını siz mi tasarladınız? - Bu doğru mu?
Dimanche soir, la police vous a appelée alors qu'ils essayaient d'ouvrir la panic room
Pazar gecesi,... polis, panik odasına girmeye çalışırken seni aradı.
Vous avez beaucoup utilisé la panic room?
Panik odasını çok sık kullanır mıydınız?
L'homme qui a construit la panic room
Panik odasını inşa eden adam.
Quand il l'a installée, il a fait un passage secret qui va du sous-sol jusque dans la panic room
Orayı tasarladığında, bir de odaya gizli bir giriş ekledi. Bodrumdan, panik odasına gidilebiliyor.
Kurt n'a pas construit la panic room pour protéger Ian Blackburn il l'a construite pour le tuer
Kurt, panik odasını Ian Blackburn'ü korumak için inşa tasarlamadı. Öldürmek için tasarladı.
Cette nuit-là, Wolff s'est faufilé dans la panic room il a déclenché l'alarme en mode test, alors l'alarme a sonné mais seulement dans la maison
Alarmı aktif hale getirdi. Ama sadece evin içinde...
Bien sur, maintenant il devait expliquer ce que Ian faisait dans la panic room alors, en partant, il a cassé une fenêtre pour faire croire à un cambrioleur, essayant d'entrer
Tabii, bir de Ian'ın panik odasında ne yaptığının bir açıklaması olmalıydı. Bu yüzden de pencereyi kırıp, sanki bir hırsız eve girmeye çalışmış gibi gösterdi.
C'est une panic room.
Panik Odasını deniliyor.
Sa compagnie a construit la panic room de Mr Hudson.
Onun firması Mr. Hudson'ın Panik Odasını inşa etmiş.
La panic room n'ouvre qu'à 9 heures. et Hunter a été tué une heure plus tôt.
Panik odası sabah 9 : 00'a kadar açılmıyor, ancak, Hunter bir saat önce öldürüldü.
J'ai eu l'idée de fabriquer une panic room après avoir vu ce film l'Effet Papillon.
Kelebek Etkisi filmini izledikten sonra panik odası inşa etme fikri aklıma geldi.
Appelez-le "Peter Panique".
Ona sadece Peter Panic deyin.
"Panic! At the Disco". Oh, mes enfants écoutent aussi.
- Çocuklarım da bunu dinliyor.
A ce moment, le Chihuahua est assez intelligent pour savoir que ce serait un bon moment pour paniquer.
Bu noktada, Chihuahua şunu bilecek kadar zeki şaun panic yapmak için mükemmel bir zaman.
Si vous trouvez un cadavre et vous retenez pas votre respiration, vous pouvez avoir une crise de panique, ou quelqu'un peut avoir injecter de l'azote dans la pièce pour remplacer tout l'oxygène.
bir cesetin olduğu yere giriyor ve nefes alamıyorsanız, panic atak rahatsızlığınız olabilir, ya da biri içerideki oksijeni boşaltmak için, içeriye.... nitrojen gazı pompalıyordur.
Kheops-subtitles-Noi Équipe Inspiré de faits réels
SATANIC PANIC Türkçe Çeviri : PlusNetTR Team
Apparu au début des années 80 lors, d'étranges disparitions, a commencé aux Etats-Unis.
Satanic Panic... 80li yılların başlarında ortaya çıktı, tuaf zamanlar, kayıplar, başladı Amerika Birleşik Devletleri'nde.
D'accord, ne panique pas.
Pekala, pekala. Panic yapma, panic yapma.
Panic... Panic Room?
Panik Odası mı?
Observer la peur de la mort... la panique quand la terreur afflue, c'était la limite.
Ölüm korkusunu izlemek. Panic doruğa çıkıyor. İşte sınır burası.
J'étais occupé à transformer la chambre d'Ernie en Panic Room.
Ernie'nin odasını tekrar panik odasına çevirmekle meşguldüm.
"Panic Room", avec Forest Whitaker, dans "Fast Times" avec Sean Penn, dans "Mystic River" avec...
Panik Odası, Forest Whitaker oynadı, Ridgemont Lisesinde Hızlı Günler'de Sean Penn'le oynadı. O da Gizemli Nehir'de...
L'ÉNERGIE AU PANIC ÉRIGÉ / LE BIOÉTHANOL
Petrolü, Biyoyakıtı ve Metanı Sömürmek "Dallı Darı Yakıtı" "Mısır Etanolü"
Ouverture de la Panic Room.
- Panik odasının kapısını aç.
Le proprio s'est recyclé dans l'art conceptuel.
Bu, meşhur Panic Club. Eski sahibi kavramsal sanata merak sardı.
Elle est équipée comme une "panic room", aussi.
Burası aynı zamanda bir acil durum odası.
Je crois savoir ce qu'il s'est passé dans cette panic room
Galiba panik odasında ne olduğunu biliyorum.
C'est comme ça qu'il a attiré Ian dans la panic room
Böylece Ian'ı panik odasına çekmeyi başardı.
T'écoutes quoi?
- Ne dinliyorsun? - "Panic at the Disco."