Translate.vc / Francês → Turco / Paranoid
Paranoid tradutor Turco
99 parallel translation
Quelle est la différence entre "paranoïaque" et "paranoïa"?
"Paranoid" ve "Paranoya" arasındaki fark nedir?
Paranoïaque et schizophrène, mais je suis pour.
Bu doğru, ben paranoid şizofrenim ; ama deneyelim derim.
Le meurtrier est un schizophrène paranoïaque.
Katil şizofren bir paranoid.
Oh, ils ont dit qu'elle avait une schizophrénie paranoïde.
Dediklerine göre paranoid şizofreni hastalığı varmış.
– Le genre... – plutôt irlandais, plutôt juif et parano.
- İşte canım... -... İrlandalımsı, Yahudimsi, paranoid.
Les gosses dépensent des millions dans les machines "Paranoïdes".
Bu günlerde çocuklar, Paranoid makinelerine haftada 8 milyon çeyrek dolar atıyorlar.
La réaction chimique que vous allez voir élucidera le mystère de la persécution de monsieur John Vincent Harden.
Bay John Vincent Harden'ın... paranoid sendromlarına neden olan gizemi ortaya çıkaracak kimyasal reaksiyona tanık olmak üzeresin.
Je m'en souviens. La réaction chimique qui va élucider le mystère de la persécution de M. John Vincent Harden.
Oh, hatırladım, Bay John Vincent Harden'ın paranoid sendromlarına neden olan gizemi ortaya çıkaracak kimyasal deney.
La paranoïa est souvent compliquée. Mais ça, c'est génial.
Paranoid aldanmaların çoğu karışıktır, ama bu çok dahice.
Ils sont aussi paranos et dangereux que nous.
Onlar da bizim kadar tehlikeli ve paranoid.
Quoi? Tu deviens parano?
Paranoid mi oluyorsun?
... Ie vrai parano aque est celui... qui est en possession de tous les éléments.
... gerçek paranoid tüm gerçekleri elinde bulundurandır.
Tu fais de la paranoïa hallucinatoire.
Sen paranoid hayal görüyorsun.
Et ça, c'est une hallucination?
Buda mı paranoid hayal?
Que vous soyez en crise de paranoïa après un trauma neurochimique?
Nevrotik-kimyasal troma yüzünden paranoid kriz geçirdiğiniz mi?
Paranoïaque?
Paranoid?
L ´ interne a diagnostiqué une schiyophrénie parano ´ aque.
Bir ön teşhis var : Paranoid şizofreni.
Sans être parano, j'ai eu des chocs sentimentaux et je peux être très jalouse.
Paranoid gözükmek istemiyorum.. Ancak geçmişte kötü ilişkiler yaşadım. Ve sanırım biraz kıskanç oldum.
et sans abri. Je l'ai largué.
Paranoid şizofren ve evsiz olduğu ortaya çıktı.
Ho, je suppose que les paranoïaques ont vraiment des ennemis.
Whoa, ben, paranoid insanlarının gerçekten, düşmanları olduğunu tahmin ediyorum.
Si t'en fumes trop... tu vas devenir parano et toutes ces merdes.
Eğer çok içersen, paranoid falan olabilirsin.
Ca rend un peut paranoïaque, hein?
Bu seni paranoid yaptı, huh?
Le pire cauchemar pour un schizophrène.
Bir paranoid şizofrenin en kötü kabusu.
Ce qui est plus pertinent, c'est que votre mari dit que vous souffrez de migraines invalidantes et délires paranoïaques.
Daha alakalı olan şey ise, kocanızın sizin için berbat migren ağrıları çektiğinizi söylemesi. Ve paranoid saplantılar.
Il veut que vous regardiez paranoïaque.
O senin paranoid görünmeni istiyor.
Théorie paranoïaque de conspiration.
Paranoid komplo teorisi.
Notre tireur souffre d'un double désordre narcissique et paranoïaque.
Saldırganın narsist ve paranoid kişilik bozuklukları var.
C'est un parano schizophrène avec un don surnaturel.
Doğaüstü yetenekleri olan bir paranoid şizofren.
Délire paranoïaque, dû à l'accident.
Kazadan dolayı paranoid yanılma.
C'était schizophrène paranoïaque qui avait arrêté de prendre ses médicaments et qui a sauté d'un plongeoir inexistant.
Bütün belirtileri kendinde toplayan bir paranoid şizofrenmiş. İlaçlarını bırakmış ve olmayan tramplenin üzerinden atlamış.
Lacey entend les divagations paranoïaques, néanmoins correctes, de Diane et décide de la suivre.
Lacey Diane'ın söylediği paranoid ama doğru şeylere kulak misafiri olur ve onu takip eder.
Some days I feel most paranoid than usual but now what?
Bazı günler, galiba normalden daha paranoid hissediyorum Frances doğduğundan beri, çoğu benden uzaklaşıyordu.
- bizarrement, on devient paranos. - Je ne suis pas parano.
- davranma, birazcık paranoid olma.
Ce qui justifie vos pertes de mémoire, vos délires paranoïaques,... tout ça pour vous forcer à confesser quelque chose que vous n'aviez pas fait.
Bunlar sende baygınlığa, hafıza kaybına, ve paranoid hayallere neden olmuşlar hepsi, seni yapmadığın bir şeyi itiraf etmene zorlamak içinmiş.
Il voulait qu'on aille faire un tour à Paranoid parc.
"Paranoid Park'a bir bakalım" dedi.
... Jared à rigolé et à dit un truc comme : "Personne n'est jamais prêt pour Paranoid parc..."
Jared gülüp "Paranoid Park'a hiç kimse hazır değildir" demişti.
Enfin bon, après que Jared ait parlé du parc la première fois, on a conclu d'y aller le jour suivant.
Neyse, Jared'in Paranoid Park'tan söz etmesinden bir gün sonra kendimizi orada bulduk.
Ce qui m'a plu à Paranoid, c'était les gens qui le fréquentaient.
Parkın çekici yanlarından biri oradaki kaykaycılardı.
Allez, déconne pas, tu vas pas rater Paranoid pour une fille.
Şeytana uyma dostum. Kızın teki uğruna Paranoya'yı satıyorsun.
Ce que je voulais, c'était faire du skate avec les types hardcore de Paranoid parc.
Asıl istediğim, Paronaya Parkı'ndaki kaykay delileriyle kaymaktı.
Mec, on devrait aller faire un tour à Paranoid parc.
Paranoid Park'a bir bakalım dostum.
Je pense pas que je soie prêt pour Paranoid parc.
Oraya hazır olduğumu sanmıyorum dostum.
Oui, mais personne n'est jamais prêt pour Paranoid parc.
Paranoid Park'a hiç kimse hazır değildir.
Mais on l'appelle pas comme ça, nous on dit Paranoid parc.
- Ama oranın adı Paranoid Park.
Paranoid. Ok, tout le monde y a été.
- Demek hepiniz gittiniz.
Donc... Tu as été en Oregon, et toi à Paranoid parc?
Sen Oregon'a gittin, sen de parka, öyle mi?
Ouais, personne ose aller à Paranoid tout seul.
Kimse Paranoya'ya tek başına gitmek istemez dostum.
Est? ! On dit Paranoid parc ici, mec.
- Oranın adı Paranoid Park dostum.
Paranoid parc... y soit impliqué.
Paranoid Park'tan birilerinin bunda parmağı olmalı.
Hannah, tu as un délire de persécution.
Hannah, paranoid bir sanrı geçiriyorsun.
Paranoid, c'était génial.
Park harikaydı.