Translate.vc / Francês → Turco / Parasites
Parasites tradutor Turco
807 parallel translation
Des parasites.
Parazitler!
Pour lui, nous sommes des parasites, car on ne cultive pas la terre.
- Levin, tarla sürmediğimiz için asalak avareler olduğumuzu düşünüyor.
Les gens riches ont besoin de quelqu'un pour les protéger des parasites.
Zenginlere, kalabalığı uzak tutacak adamlar gerekir.
Il faut nous débarrasser de ces parasites, de nos élites corrompues, de ceux qui les manipulent, de cette bureaucratie secrète.
Kanımızı emen suç parazitlerinden kurtulmalıyız. Bilmeden seçtiklerimizi ve kapalı kapılar ardından bu düzeni sürdürenleri alaşağı etmeliyiz.
Les rats ont été des parasites de l'humanité depuis la nuit des temps.
Anayurtları Asya'dır. Oradan sürüler halinde...
Parasites!
Yamyamlar.
Que des parasites et des Heil Hitler!
Sadece parazit ve "Heil Hitler".
Surtout à des parasites comme toi.
Otlakçıları kazıklamayı kendime prensip edindim.
Ce sont des parasites!
Doktor falan değil, dalkavuk onlar.
Des fois, ils n'arrivent pas à payer le loyer, parce qu'ils se font virer par vos parasites quand ils veulent faire leur travail.
Arada bir kiralarını ödeyecek paraları olmaz çünkü senin hırsız köpeklerin yüzünden dürüstçe yaptıkları işlerinden olurlar.
On aura moins de parasites.
Belki sen...
Je virerais tous les parasites.
Ağırlığını taşımayan herkes giderdi.
Vous appartenez à une caste de parasites?
Bence mesleğiniz toplumda parazitlik yapmak hepinizin.
Des parasites qui se font payer à boire.
Ve solucan gibi değil, bizzat solucan olduğunuzu belirteyim.
On m'a parlé d'éloigner des parasites d'un village, mais pas du salaire.
Bazı pislikleri vurmakla ilgili bir iş duydum, ama parasını bilmiyorum.
Éloigner des parasites d'un petit village.
Küçük bir kasabadan bazı pislikler atılacakmış.
En vrais parasites que nous sommes.
Bizler, asalağız.
Ils se plaignent de parasites qui gênent leur fusées à Cap Canaveral.
Cape Canaveral roketlerine karışan bir parazitten şikayetçiydiler.
à cause des parasites.
- Parazit yüzünden.
Je veux dire les parasites, on peut le comprendre, mais c'est sans aucun doute mauvais de tuer les abeilles, les vers et toutes ces choses, non?
Yani, zararlarını elbet biri biliyordur. Ama arı ve solucanları öldürmek tamamen yanlış bir şey, değil mi?
Vous croyez que ces parasites arrêteront Strawn?
Bu otlakçılar Strawn'u durdurur mu sizce?
Des voleurs, des vauriens, des parasites qui traînent sur les boulevards et dans les cafés.
Caddelerde sürtüp, kahvehanelerde aylaklık eden yankesiciler, serseriler, beleşçiler.
Il n'y a même pas de parasites.
Statik konumda bile değil.
Des renseignements secrets sortaient, et des renseignements parasites entraient.
Gizli bilgiler dışarı gidiyor, gereksiz bilgiler geliyordu.
- Ces parasites ne sont-ils pas désastreux?
- Sinek dadanmış buna.
Mais des sortes de parasites... qui vivent en dehors de la société normale.
Normal topluluğun dışında yaşayan bir tür parazitsiniz.
Retourne jouer les parasites!
Git, asalak olarak yaşa!
Vous n'êtes rien que de petits parasites.
Bir yığın parazitsiniz!
C'était dur de travailler avec ces parasites.
Asalaklar yüzünden doğru düzgün iş yapmak imkansızdı.
"Je suis entouré de parasites."
"Etrafım asalaklarla çevrili."
Et il y avait des tas de parasites.
Peşinden ayrılmayanlar vardı, asalaklar vardı.
Va réveiller ces vauriens, ces parasites, c'est bientôt l'heure d'ouverture du magasin.
Git ve şu haylazları uyandır, şu parazitleri. Dükkan yakında kapanır.
Ces parasites ne font rien pour la fęte!
Bu parazitlerin partimiz için yaptığı hiçbir şey yok.
Et des parasites qui vivent dans et autour de l'homme.
Ayrıca, bu adamın içinde ve çevresinde yaşayan parazitler mevcut.
C'est un cirque ici, ou une colonie de parasites?
Vay vay! Burada tiyatro mu oynanıyor?
Alfredo Berlinghieri... toi et tous les parasites,
Alfredo Berlinghieri sen ve tüm diğer parazitler...
Il y a des clochards et des parasites.
Otlakçılar, asalaklar gördüm.
Quelle différence ça fait que les parasites détruisent la ferme?
Bütün bu çiftlik çürüyüp gitse, her şeyi böcekler yese ne olacak?
– Je suis navré... il semble avoir des parasites.
– Affedersiniz ama hafızasında ufak bir sorun var galiba.
La royale cheftaine, ses parasites et la clique internationale des démagogues vont implorer le Tout-puissant Escroc dans son temple, pour louer trois millions de livres.
Parazit Kraliyet liderleri ve ayaktakımı üçkağıtçı uluslararası çetesi 3 milyon pound için o yüce hiçliğin o büyük tapınağında hiçliğie övgüler zırvalayıp duracaklar.
Trop de parasites.
Çok fazla parazit var!
Ce petit orifice élimine le chaos des rayons parasites qui nous entourent.
Bu delik, bizi çevreleyen yabancı ışığın yarattığı kaosu dışarıda tutuyor.
Il n'y a que des parasites.
- Radyoda sadece parazit var.
Sa cour ressemble à un cirque... composé d'assistants, de parents... et de parasites divers.
Asistanları, uzak akrabaları ve üzerinden geçinenlerden oluşan bu sirk benzeri ortamı sürdürmeye niyetli görünüyordu.
Et nous, qui sommes des parasites des plantes... nous volons ces glucides pour vaquer à nos activités.
Biz hayvanlar ise tıpkı bir parazit gibi, büyümek ve, kendi işlerimizde kullanmak üzere onların karbonhidratlarını çalıveririz.
Les animaux sont des parasites des plantes.
Biz ve diğer tüm hayvanlar, gezegen üstündeki tüketici parazitleriz.
- Des parasites dus à l'orage, capitaine.
- Fırtına nedeniyle parazit oluşuyor, efendim.
Les parasites, genre Higgins, qui pré fèrent vivre de charité que travailler.
Beleşçiler Higgins gibi insan gibi çalışmaktansa yardımla geçinen
Ni nous de parasites.
Bizim de boğazımıza sarılmış bir parazite ihtiyacımız yok!
Elle reste seule, loin de cette maudite foule... de parasites gorgés de sang.
Bu lanetli, kan içici bataklık sineklerinden uzakta tek başına yaşıyor.
- Il y a des parasites.
Statik, evet.