Translate.vc / Francês → Turco / Paro
Paro tradutor Turco
156 parallel translation
Nous? Vous connaissez Paro?
Paro'yu tanıyorsun, değil mi?
Dans la cour, chez Paro, il y a un réservoir d'eau.
- Evet, Paro! Bahçesinde bir tank var.
Je veux un scan abdo avec injection et contraste paro-erectal.
Karın CT'si isteyin.
"Ma tante, Paro est là?"
- Kaki-Ma, Paro evde mi diye sorardı "
Quand Devdas filait comme un ouragan, j'envoyais Paro le chercher.
"Devdas kaybolduğunda da onu bulsun diye Paro'yu gönderirdim."
Et le jour où il est parti à l'étranger pour continuer ses études, Paro a couru après sa calèche...
"zavallı Paro'm nasıl da perişan oldu..."
Pendant 10 ans, elle a maintenu cette lampe allumée pour Devdas.
" On senedir bu inanç içinde Paro ateşi canlı tutuyor''
Paro et Devdas sont des amis d'enfance.
Hem Paro ve Devdas... çocukluk arkadaşılar.
- Manorama, où est Paro?
- Manorama, Paro nerede? "
Paro! Devdas revient!
"Paro, Devdas geliyor"
"Mon regard brûlait de désir." "Mais tu étais là-bas..." "... brillant, luisant... "
Paro yollarını gözler... ama sen bir gelsen... sen parlayan ve ışıldayan "
Il est descendu en chemin. Il voulait d'abord voir Paro.
"Çekil yolumdan.Dediğine göre Paro'suna uğradıktan sonra gelecekmiş"
Mais ce sera Paro, la première.
Şimdi ilk gören Paro'nun gözleri mi olacak?
Paro!
Paro
- Où est Paro?
- Paro nerede?
Eh, Paro!
Ei Paro
Comment vas-tu, Paro?
Nasılsın Paro?
Paro, je déteste que quelqu'un d'autre te touche.
"Paro, başkasının sana dokunacağı düşüncesine hiç dayanamam."
Pourquoi, mon visage est-il si laid au point que ni toi, ni Paro ne vouliez le voir?
"Neden.O kadar tipsiz miyim ben de" Paro'da sende suratıma bile bakmadınız?
Retourne chez Paro.
Paro'na geri dön.
"Dev et Paro ne vont pas à l'école." "On a surpris Dev en train de fumer."
Dev ve Paro okula gitmedi. Dev sigara içerken yakalandı.
"Il traîne toute la journée dans le village avec cette Paro."
Hergün Paro ile köyde serserilik ha...
Ne le fais pas trop souffrir ou il viendra regarder par la porte et me demandera :
Çokda süründürme ama. Yoksa röntgencilik yapar kapına gelip sonra da bana der ki Kaki-Ma, is Paro burada mı?
Il n'y a que lui qui gagne.
" Başka kimse yenemez, bakın Paro geldi.
Voilà Paro, mais elle non plus ne peut pas gagner.
O bile kazanamaz misal.
Eh bien Paro, qu'as-tu apporté?
Paro, ne getirdin bakalım?
Je n'ai jamais pensé à toi, Paro.
Yok yok seni hiç düşünmedim.
Mais tu n'es pas importante, Paro.
Sen önemli değilsin Paro.
Paro et Devdas.
Devdas ve Paro.
Kumud dit que Dev et Paro recommencent leur cirque.
" Kumud diyor ki Dev ve Paro'nun yeni oyuncakları varmış.
Et Sumitra ne rêve que de marier Paro à Devdas.
Sumitra'da Paro yu Devdas'la evlendirmenin hayallerini kuruyor.
Que manque-t-il à notre Paro?
Paro'muzun neyi eksik?
Des dizaines de garçons seraient prêts à payer une dote pour Paro.
Tek bir lafıma bakar. Onlarca genç sıraya girer Paro'yu başlık parası verip almak için.
Dis-lui que je veux la voir et que Paro est en âge de se marier.
Söyleyin ki ona Paro'nun yaşı gelmiş.
Ce n'est pas tout, Paro. Kaushalya veut me voir.
Ayrıca, Kaushalya-Didi beni görmek istedi.
Elle a dit que tu es en âge de te marier.
Paro'nun yaşı geldi dedi. Paro'nun evliliğini düşünmemiz gerekli dedi.
Lorsque tu entreras dans cette maison en parure de noces tes yeux brilleront de mille rêves sous ton voile de mariée.
Doğru Paro.Sen o eve o güzelim gelinliğin ile girdiğin zaman peçenin altında gözlerin hayal gibi parıldıyacaklar.
Où est Paro? Elle n'y va pas?
Paro nerede, o gitmiyor mu?
Elle rêve au mariage de Paro avec Devdas. Tu sais...
Paro ile Devdas'ın düğününü düşünüyordur.
J'ai trouvé un bon parti pour Paro. - Qui?
Ben Paro'ya iyi bir damat adayı buldum.
- Il faut que tu maries Paro bientôt.
Sende Paro'yu evlendirmelisin artık.
Nous donnerons Paro sans rien demander.
Paro'nun başlık parası yok.
Pas un mot de plus! Je marierai Paro.
O zaman tamamdır.Tüm masraflar bizden.
Toutes les dépenses seront à ma charge.
Paro'yu evlendiriyoruz.
Paro est ma fille aussi.
Paro benim de kızım.
Tu n'as qu'à imaginer que tu danses pour le mariage de Paro.
Hayal etsene Paro'nun düğününde dans ettiğini.
Je scelle les fiançailles de ma fille et de ton fils, Paro et Devdas.
Evlilik nişanı kızımdan oğluna. Paro ve Devdas'ın evliliği.
Devdas et Paro s'aimaient déjà petits.
Devdas ve Paro birbirlerinin çocukluk aşkıdır.
Elle m'a arraché Paro des bras disant : "C'est ma fille, Sumitra!" J'avais acquiescé d'un sourire.
Kızımı kollarına aldı ve Paro benimde kızımdır dedi. Gülümsemeyle evet dedim bende.
Paro, on dit que ta mère t'a trouvé un mari issu d'une famille très riche.
Duyduğuma göre annen seni zengin bir aileye gelin veriyormuş.
Et cette Paro, pourquoi vient-elle insouciante de sa dignité?
Peki neden Paro saygınlığı hakkında dikkatli davranmaz.