Translate.vc / Francês → Turco / Patients
Patients tradutor Turco
7,048 parallel translation
D'accord, les gars vous avez seulement deux douzaines de patients en plus.
Sizin sadece gitmeniz gereken birkaç düzine daha hastalarınız var.
Les figurants d'Alamo nous ont ensevelis de patients.
Alamo kutlamasına katılanlar bizi çok yıprattı.
Tout le monde est là... et personne n'est avec les patients.
Herkes burada... ve hiçkimse hastalara bakmıyor.
Il est très passionné avec ses patients.
Yani, konu hastalar olunca çok hararetli.
Parce que j'ai d'autres patients à aider d'abord. D'accord?
Ah, çünkü öncelikle yardım etmem gereken başka hastalar var.
J'ai ces étiquettes que je dois mettre sur certains patients. Qui dit aux docteurs qui ils doivent traiter en premier.
Hastalara, doktorların ilk kimi tedavi etmesini gösteren etiketleri sınıflandırmam lazım.
Je sais que vos patients comptent beaucoup pour vous, je m'en occupe.
T.C. Hastanın sana çok şey ifade ettiğini biliyorum.
Tout le monde, ventiler les patients à la main.
Millet, hastalarımız kendimiz taşımaya devam ediyoruz.
Ce sont tes patients, n'oublie pas.
Bunlar senin hastaların, unutma.
Vous êtes ici en votre honneur, avec beaucoup de patients à vous ici.
Aramızda yer alan hastalarınızın çoğu ile burada şerefinizle duruyorsunuz.
Tu voles des patients maintenant?
- Şimdi de hasta çalmaya mı başladın?
J'ai fait la bonne chose pour mes patients comme ils le veulent de moi.
Hastalarıma güvendim, tıpkı istediğin gibi.
Et tes patients te griffe le visage?
Hastaların yüzünü mü tırmaladı yani?
Certains patients ont des ampoules et des rougeurs, mais la cause est encore inconnue.
Bazı hastaların vücutlarında kızarıklıklar ve kabarcıklar var ama nedenini henüz bilmiyoruz.
On doit parler de certains patients.
- Konuşmamız gereken bazı hastalar var.
Je vais commencer à vous envoyer des patients.
- Hastaları göndermeye başlıyorum.
- D'après le rapport du CDC c'est ce qui cause les cloques aux patients.
- CDC raporuna göre hastalardaki kabarcıklara neden olan şey bu.
Je ferais mal mon travail, si je refusais de recevoir quelqu'un qui a des inquiétudes concernant la sécurité d'un de mes patients.
Hastalarımdan birisinin durumu için endişelenen birini geriye çevirseydim görevimi yapmamış olurdum.
Pour savoir de quoi nous parlons, si vous étiez docteur et nous les patients quel serait votre pronostic?
Neden bahsettiğimizin anlaşılması adına soruyorum. Siz doktor olsaydınız, biz de sizin hastanız hastalığın sonucuyla ilgili öngörünüz ne olurdu?
Grace à Ralston, ça devient plus simple pour moi de parler de, euh... l'incident, et il a l'air d'inspirer un tas de patients ici, également, donc je le ramène plusieurs fois par mois.
Ralston sayesinde, bunları konuşmak daha kolay oluyor, uh... kaza, ve o bir çok hastaya ilham kaynağı oluyor gibi gözüküyor Bende onu ayda bir kaç kez getiriyorum.
Je t'ai éduqué depuis un moment maintenant pour travailler seul avec les patients, et aujourd'hui est le jour où tu prête à commencer.
Kendi başına hastalarla çalışabilmen için bir süredir seni yetiştiriyordum bugün o gündür, hazırsın.
On veut vous parler d'un de vos patients...
Hastalarınızdan biri hakkında konuşmak istiyoruz.
Patients militaires. Je suis un civil.
- Askeri hastalara, ben bir sivilim.
Je n'aime pas dire à mes patients de, euh, perdre l'espoir.
Hastalarıma umutlarını kesmelerini asla söylemem.
Dr Sugar, dites-moi les noms de vos patients les plus célèbres.
Dr. Sugar, bana en ünlü hastalarınızın adını söyler misiniz?
En vérité, un tas de nos patients... souffrent... d'un manque d'inhibition.
Doğrusunu isterseniz buradaki hastaların birçoğu, onlar pek utangaç değillerdir.
Une de mes patients a pris une photo de nous deux il y a quelque jour.
Hastalarımdan biri birkaç gün önce fotoğrafımızı çekti.
A-t-il eu des problèmes récemment avec des collègues ou patients?
Ben iş arkadaşlarıyla ya da hastalarıyla hiç sorun yaşamış mı?
Au début, je pensais que le meurtrier pouvait être un de ses patients.
İlk başta ben... Ben'in cinayeti hastalardan biri ile ilgili olabilir.
J'ai vérifié la liste de patients fournie par Oren Mallory.
Oren Mallory'nin bize verdiği hasta kayıtlarından hastaların listesini çıkarıyordum.
Il a transféré ses patients?
Hastalarını ona devretti mi?
Derek ne laisserait pas comme ça ses patients.
Derek hastalarını bırakmaz.
Maintenant Les patients attendent.
Hastalar bekliyor.
Non, il y avait... il y avait au moins 25 patients ici.
Olamaz, burada en az 25 hasta vardı.
Ne commencez pas, vous deux, vous allez effrayer les autres patients.
Hey siz ikiniz başlamayın, diğer hastaları korkutacaksınız.
Je n'aime pas quand mes patients tombent parterre, Zeek.
Hastalarımın yere serilmesinden hoşlanmam Zeek.
Les patients sont souvent atteints d'amnésie.
Teratom hastalarında hemen hemen her zaman bir çeşit bellek yitimi görülür.
Dans le cadre du programme, tous les patients doivent faire cet exercice. C'est pas moi qui décide.
Programın bir parçası olarak bütün hastalar bu egzersizi tamamlamalılar.
J'avais entendu une chose ou l'autre, mais... Les patients ne faisaient pas partie de mon quotidien.
Bir şeyler duydum ama hastalarla günü gününe ilgilenmiyorum.
Vraiment? Pour protéger les patients ou l'hôpital?
Hastaları mı yoksa hastaneyi mi korumak için?
S'il vous plaît... Expliquez-moi, précisément, pourquoi c'est normal qu'un psy ait des photos de ses patients, nus.
Lütfen şunu bana açıklar mısın, bir psikiyatristte hastalarının çıplak fotoğraflarının olmasının neresi kabul edilebilir?
Je dois retourner voir mes patients.
Hastalarıma dönmem lazım.
James, ces patients sont légitimement malades et ont besoin de vrais docteurs.
James, bu insanlar gerçekten hasta ve gerçek bir doktor tavsiyesine ihtiyaçları var.
Et s'il l'a fait, il a peut-être mis quelque chose dedans qui cause de réels dégâts au cerveau de ses patients.
Ve eğer öyle yapıyorsa, içine hastaların beynine zarar verecek bir şey katmış olabilir.
Il y a deux ans, il avait une clinique de bien-être à Miami, où deux de ses patients ont trouvé mystérieusement la mort.
İki sene önce Miami'de bir sağlık kliğini varmış ve orada iki hastası gizemli bir şekilde ölmüş.
Il a ouvert un centre de bien-être en Floride, où deux patients sont morts.
Florida'da bir sağlık kliğini açtı ve iki hastası öldü.
C'est une liste de tous les patients d'Aterna.
Aterna hastalarının listesi.
Parce que j'ai vu ton nom sur la liste des patients.
Çünkü hasta isimleri listesinde adını gördüm.
Je n'ai pas le temps de te regarder prétendre être au téléphone avec des patients.
Tamam, hastalarınla telefon görüşmesi yapıyormuş gibi görünme numaranı izlemek için zamanım yok.
Pour un docteur, votre contact avec les patients...
Bir doktora göre hastaya yaklaşımın...
Si l'état des patients s'améliore pas...
Hastalar hiçbir iyileşme belirtisi göstermezse...