English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Penn

Penn tradutor Turco

469 parallel translation
Le train part à 1 heure.
Tren saat birde, Penn İstasyonu.
Nous les avons pris à la gare.
Onları bulduk. Penn Garı'nda yakaladık.
- Vous partez de Penn Station. - Écoutez.
Penn İstasyonu'nu kullanabilirsiniz.
Un compartiment dans le train 722 qui part de la gare de Penn.
- Penn İstasyonundan kalkan trenin 772 no.lu süiti...
Il a pris un billet pour Pittsburgh.
Penn garındaki gişe memuru bir Pittsburgh bileti sattığını hatırlıyor.
M. Rossi est diplômé de l'université de Pennsylvanie.
Bay Rossi, Penn State'ten iftiharla mezun olmuş.
Diplômè de Culver Academy, études au Virginia Institute, à Penn State, à Colgate et à Cornell.
Culver Askeri Akademisi, Penn State, Colgate ve Cornell mezunu.
Sortez-moi ce truc de là!
Penn, Fisher! Kahrolası şeyi buradan götürün.
- Penn?
- Penn?
Installe la mitrailleuse de l'autre côté du muret.
Penn,.30 kalibreyi duvarın öbür tarafına yerleştir.
Où êtes-vous? - Gare de Pennsylvanie.
- Penn İstasyonu.
À la gare de Pennsylvanie.
Penn İstasyonu'nda.
Il bosse dans un restau, station Pennsylvanie :
Penn Station'da bir et lokantasında çalışıyor.
Pour commémorer ce centenaire, le défilé de samedi se terminera à Penn's Landing par un gigantesque feu d'artifice.
Ve bu özel gün şerefine cumartesi günü bir geçit töreni düzenlenecek. Tören büyük bir havai fişek gösterisinin düzenleneceği Penn's Landing'de sona erecek.
Tu te souviens de cette statue de Billy Penn à la mairie?
Vilayet Binasının tepesindeki Billy Penn heykelini hatırlıyor musun?
Quand une vieille passait, on lui montrait Billy Penn du doigt.
Ne zaman yaşlı bir kadın geçse Billy Penn'i işaret ederdik.
Envoyée par Mme Penn, elle avait les médaillons.
Kendisini Elizabeth Penn'in gönderdiğini söyledi. Minyatürler ondaydı.
Je sais comment les récupérer.
Bayan Penn, minyatürlerinizi geri alabilirim.
Il ne connaît ni Mlle Penn ni Mlle Durrant.
Wood, Bayan Penn'le veya Bayan Durrant'la hiç karşılaşmadı.
Je vous ai dit de les réunir. M. Wood, Mlle Durrant et Mlle Penn.
Ayrıca bu üç kişiyi yani Mösyö Wood, Matmazel Durrant ve Matmazel Penn'i bir araya getirmek de benim fikrimdi.
Je vous installe à côté de M. Poirot.
Neden Bay Poirot'un yanına oturmuyorsunuz, Bayan Penn?
Voulez-vous une tasse de thé?
Matmazel Penn, yiyecek bir şey veya bir bardak çay ister misiniz?
Justement, Mlle Penn, le brouillard va bientôt se dissiper.
Matmazel Penn, bence sis dağılmaya başladı.
Voici Mlle Penn.
Bu hanım da Bayan Penn.
Comment saviez-vous qu'il s'agissait de M. Wood?
Bu beyin Bay Wood olduğunu nereden bildiniz, Matmazel Penn?
Mlle Penn, que répondez-vous?
Bayan Penn, bütün bunlara ne cevap vereceksiniz?
À la gare. Je prends le train de 23 h 30 pour Boston.
Penn İstasyonu'na. 11 : 30 treniyle Boston'a.
... mais la fac de Pennsylvanie est bien mieux.
.. iyidir ama Penn Üniversitesi en iyi yer.
Je suis en fac de droit en Pennsylvanie.
Ben, Penn'de bir hukuk öğrencisiyim.
C'est une bonne fac.
Penn, iyi bir okuldur.
On a fait nos armes à l'H.P. De Pennsylvanie, comme internes.
Daha sonra Penn Devlet ruh hastalıkları hastanesinde stajyer olarak savaş verdik.
- Il va entrer dans l'équipe de Penn.
Sol bek. Bu yıl Pennsylvania Üniversitesi'ne başlayacak.
- Il va à Penn?
Pennsylvania mı? Evet.
A l'université.
Okul takımında. Penn Koleji.
Arthur Penn, par exemple, présentant Billy the Kid comme un délinquant juvénile en quête de la figure paternelle.
Örneğin Arthur Penn, Billy the Kid'i bir baba figürü arayışında olan suçlu bir genç olarak sundu.
En le faisant suivre par un journaliste, Penn montre comment on peut déformer l'histoire, au fur et à mesure qu'elle s'écrit.
Genç uyumsuzu bir gazeteciye suç kariyeri boyunca takip ettirerek Penn, tarihin ortaya çıkarken bile ne derecede çarpıtıldığını gözler önüne seriyordu.
Une tradition qui va trouver son apogée dans les années 60 avec Bonnie and Clyde, d'Arthur Penn.
"Gun Crazy" deki etkileyici çift, 30'ların haydut geleneğine aitti tabii ki.
Mais dans le film de Lewis, les renégats sont de vrais bêtes sauvages.
- Bu gelenek 60'lardaki... -... Arthur Penn'in "Bonnie ve Clyde" filmiyle doruğa çıktı.
Arthur Penn et Sam Peckinpah.
Daha genç jenerasyondan ise Arthur Penn ve Sam Peckinpah.
Rocco, emmène-moi à la gare.
Rocco, beni Penn istasyonuna bırakın.
ATAC est exclu de son propre système.
Bay Penn, ATAC kendi sisteminden çıkartılmış durumda.
Faites bien attention, M. Penn.
Şimdi çok dikkatli izleyin Bay Penn.
Penn et Dane se sont retrouvés pendant la guerre du Golfe.
Penn ve Dane arasındaki ilişki, Körfez Savaşında yeniden ortaya çıktı.
En deux ans, ce Penn a monté un réseau de contacts.
Son bir iki yıldır Penn çok geniş bir iletişim ağı geliştirdi.
M. Penn... vos mercenaires à un million de dollars, c'était infaillible.
1 milyon dolarlık adamlarının fazlasıyla yeteceğini söylemiştin.
Penn, il a un complice.
Penn, herifin suçortağı var!
Elle prenait Sean Penn pour la capitale du Cambodge!
O gerçekten Kamboçya'nın başkentinin Sean Penn olduğunu sanıyordu.
Tout le monde sait bien que la capitale du Cambodge... C'est pas Sean Penn.
Halbuki herkes Kamboçya'nın başkentinin Sean Penn olmadığını bilir.
On n'y est pas.
Yürü haydi Penn! Yolumuz uzun.
Merci d'être venue, Mlle Penn.
İyi ki geldiniz, Bayan Penn.
BONNIE AND CLYDE Arthur Penn, 1967
O tarafta!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]