English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Pensees

Pensees tradutor Turco

5,613 parallel translation
Et pour vous montrer que je n'ai pas de mauvaises pensees Je souhaite moi aussi offrir un don a cet enfant
Kötü niyetli olmadığımı göstermek için ben de çocuğa bir hediye vereceğim.
Quelles pensées leur accordes-tu?
Onlar için ne gibi bir fikrin vardı?
- Avez-vous des pensées suicidaires?
- Herhangi bir intihar düşüncesi var mı?
Oh... énormément de gens entendent des voix aussi. Ou bien entendent des sortes de pensées.
Bir sürü insan sesler duyuyor veya durduramadıkları düşünceler.
C'est pas parce qu'on a toutes sortes de pensées que notre seul choix est de leur obéir.
Sırf düşüncelerin var diye, bu onlara uymalısın demek değil.
- J'avais déjà des pensées indécentes à ton sujet à un âge on ne peut plus indécent, si tu veux tout savoir.
Durumun uygunsuzluğunun farkına vardığımdan beri uygunsuzca seni düşünüyorum.
J'entends leurs pensées, je dois rester concentré.
Düşüncelerini duyabiliyorum gibi bir şey oluyor ya.
Mais pas vos pensées Car ils ont leurs propres pensées
Onların kendi düşünceleri vardır.
D'un autre côté... Parfois certains parlent lorsqu'ils ne sont plus en paix avec leurs pensées.
Öte yandan bazen insanlar düşünceleri ile baş başa olmayı bıraktığında konuşur.
Il ne faut pas que vous vous... limitiez par peur que Ben découvre vos pensées les plus intimes.
Bunun Ben'in senin düşüncelerini gözetlediği kanısına kapılmaman adına daha mantıklı olduğunu sanıyorum.
Le fil vert? Tu as lu dans mes pensées.
- Lafı ağzımdan aldın.
Quand on pense connaître une personne les pensées, les émotions, l'histoire peuvent être éffacés grâce à la chimie.
Bir insanı şekillendirmek üzerinde çalışıyorduk... düşünceleri, duyguları, geçmişi... hepsi kimyasal olarak silindi.
Essaie d'avoir des pensées positives.
Huzurlu şeyler düşün.
Des pensées positives...
Huzurlu şeyler.
Des pensées positives.
Huzurlu düşünceler.
Désolée, j'étais perdue dans mes pensées.
Kusura bakma, aklım birden nerelere gitti anlamadım.
C'est l'homme qui essaie de nous garder bas contrôle de nos pensées.
Kendi üzerimdeki kontrolü istiyorum. Düşüncelerim bu benim.
- Je lis dans ses pensées. - Moi aussi.
- Onun düşüncelerini duyabiliyorum.
Tu entends mes pensées?
Ne düşündüğümü anlıyabiliyor musun?
Tu sais, je ne peux pas lire tes pensées, Dylan, mais je sais quand tu mens.
Aklını okuyamam Dylan, biliyorsun ama yalan söylediğinde anlayabiliyorum.
Le sujet expérimente toutes les pensées qu'il a eues dans un très court espace-temps.
Denek, hayatı boyunca öğrendiği her şeyi çok kısa bir zaman içerisinde deneyimler.
Mes pensées sont emplies des histoires sur le départ de La Madone depuis Paris et de... son retour triomphant après la défaite de Napoléon.
Düşüncelerim Madonna'nın Paris'e olan uzun yolculuğunu ve Napolyon'un düşüşüyle birlikte geri dönüşünü anlatan hikâyelerle doluyor.
Ses écrits, ses pensées intimes.
En özel düşüncelerini okudum.
Je vais faire en sorte que tes dernières pensées étaient pour moi.
Son düşüncelerimde senin olacağına eminin.
Les pensées sont là, mais elles...
Düşünceler oradaydı, ama onlar...
Ce sont mes pensées. Ce sont mes sentiments.
Bunlar benim düşüncelerim, benim hislerim.
Qui aime répandre des rumeurs, et qui est plus que prêt à annoncer au monde toutes les pensées idiotes qui lui passent par la tête!
Dedikodu yaymayı seven kişiler, kafasından geçen herhangi saçma düşünceyi tüm dünyaya herkesten fazla duyurmak isteyen kişilerdir.
Ce serait juste... de mauvaises pensées.
Kötü düşünce olurlardı sadece.
Les pensées profondes des jeux Hasbro.
Derin Hasbro düşünceleri.
Laissez vos pensées, votre conscience, s'éloigner.
Düşüncelerini ve bilincini oluruna bırak.
sur ma planète les gens touchent les mains et lisent dans les pensées.
benim gezegenimde insanlar ellere dokunur ve zihin okur.
nous rechercherons pourquoi il y a une différence entre leurs paroles et leurs pensées.
biz burada onların söylediklerinin ve düşündüklerinin neden farklı olduğunu araştıracağız.
C'est ainsi que ton esprit se libère des mauvaises pensées.
Aklının tüm kötü düşünceleri bırakma biçimi.
On combat les cauchemars avec de bonnes pensées.
Biz kötü rüyalarla iyi düşünceleri kullanarak savaşırız.
Certaines femmes avant vous étaient nerveuses, perdues dans leurs pensées.
Bayanlar bazıları biraz sinir var önce Biraz düşünce kaybetti.
Je lis dans les pensées.
Ben zihinleri okuyabilirim.
- Hmm... Oh, oui, ça va. Je suis juste perdue dans mes pensées.
Sadece bir şeyler düşünüyordum.
Pas de simples pensées et de simples regards.
Basit düşünceler ve basit bakışlar değil.
De mon temps. De mes pensées. Peut-être de mon affection.
Zamanımı, düşüncelerimi belki sevgimi
"'Autant les cieux sont plus élevés que la terre, "autant mes voies sont élevées au dessus de vos voies, et mes pensées sont plus élevées que vos pensées", dit le Seigneur. Exactement.
gökler yeryüzünden nasıl yüksekse onun yolları da bizim yollarımızdan onun düşünceleri de bizim düşüncelerimizden yüksektir der Rab.
La dernière fois que j'ai pris ça, je pensais que les animaux lisaient mes pensées.
- En son biri bana bunlardan verdiğinde... -... çayır köpeklerinin zihnimi okuyabildiğine...
Je crois que je lis dans les pensées de Timmy.
Bir dakika, durun çocuklar. Cidden, durun. Galiba Timmy'nin düşüncelerini duyuyorum.
Nous devons imaginer à quoi il pense en réalisant qu'il va mourir, les dernières pensées... qui lui traversent l'esprit.
Öleceğini anladığında ne düşündüğünü hayal etmeliyiz, son birkaç düşüncesini... Zihninde acele koşturan.
Vos pensées sont toujours éclairantes.
Düşünceleriniz her zaman aydınlatıcı oluyor.
Mes pensées et mes prières vont aux victimes et à leur familles, mais avec estime des meurtres du métro et de Joe Carroll, je ne suis pas impliqué.
Kurbanlara ve onların ailelerine, düşüncelerimi ve dualarımı iletmek için burdayım metroda olanlar ve Joe Carroll cinayetleri ile bir ilgim yok.
Tournant le dos à l'attentat brutal du métro d'hier, la Maison Blanche a publié une déclaration par le président qui ont suivi les événements à New York et ses pensées et nos prières vont vers les familles affectées par cette tragédie.
Dünkü vahşi metro saldırısına geri dönecek olursak, Beyaz Saray bir bildiri yayınladı. Başkan, New York'daki olayları yakından takip ettiğini, ve bütün dualarımızın bu trajediden etkilenen ailelerle olduğunu söyledi.
Mes pensées et prières vont aux victimes et à leurs familles, mais avec mes salutations aux meurtriers du métro... et Joe Carroll, je ne suis pas impliqué.
Kurbanlara ve onların ailelerine, düşüncelerimi ve dualarımı iletmek için burdayım, metroda olanlar ve Joe Carroll cinayetleri ile, bir ilgim yok.
Oh, des pensées originales à propos de Byron? de Childe Harold par Byron?
Byron'ın Childe Harold'un Haccı hakkında orijinal fikir mi?
Personne n'a eu de pensées originales à propos de Childe Harold, depuis que la reine Victoria s'envoyait encore en l'air.
En son birinin Childe Harold hakkında orijinal bir fikri varken Kraliçe Victoria yatacak birilerini bulabiliyordu.
Mes frères, Il a entendu ces pensées.
Kardeşlerim, o, düşüncelerinizi duydu.
Vous serez dans mes pensées.
Aklımda olacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]