Translate.vc / Francês → Turco / Perdu
Perdu tradutor Turco
49,376 parallel translation
Dire que j'ai perdu la boule là-bas.
Orada kendimi kaybettiğime inanamıyorum.
As-tu perdu la tête?
Aklını mı yitirdin sen?
C'est la même marque que le papier de chewing-gum que tu m'as donné à l'orphelinat après que j'ai perdu ta pièce.
Bozuk parayı kaybetmemin ardından bana yetimhanede verdiğin sakız ambalajıyla aynı marka.
Mon pays a perdu la tête et quelque chose doit changer.
Benim ülkem aklını kaçırdı ve bir şeylerin değişmesi lazım.
J'ai déjà perdu un enfant.
Zaten bir evlat kaybettim.
Je vous ai perdu tous les deux.
İkinizi de kaybettim.
Tu as perdu beaucoup de sang, mais tu vas t'en sortir.
Çok kan kaybettin ama bir şeyin kalmayacak.
Quand tu m'as injecté cette drogue, quand j'ai perdu la mémoire, j'ai pu recommencer à zéro,
Bana o ilacı verdiğinde, tüm hafızamı kaybettiğimde yeniden başlama şansım oldu.
Je pouvais me réintégrer comme bon docteur, mais à cause de vous, j'ai encore tout perdu.
Doktor olarak kazandığım güveni tekrardan kaybettirdiğiniz için size teşekkür ederim.
Il était perdu.
Yoldan çıktı.
J'ai perdu mon sens de l'humour, y a 30 ballons de ça.
Espri anlayışımı 30 balon önce kaybettim.
Non, parce que j'ai perdu mon sang froid, Emme est coincée dans la classe pourrie.
Hayır, çünkü kontrolümü kaybettim, Emme, o berbat sınıfta tıkılıp kaldı.
Je t'aurais pas vraiment fait manger le piment si t'avais perdu.
Biliyor musun eğer kaybetseydin sana bu biberi yedirmezdim.
Tout ce que je veux, c'est récupérer ce que j'ai perdu.
Tek istediğim kaybettiğimi geri almak.
Sauf quand j'ai perdu la balle.
Düşürdüğümü saymazsak.
Ils ont déjà perdu l'unique chose qui comptait vraiment.
Kaybedecekleri çok şey var. Gerçekten önemi olan tek şeyi zaten kaybetmişler.
Elle en a perdu le contrôle dès qu'elle l'a donné à Marconi.
Marconi'ye devredince kontrolü kaybetti.
Et si vous l'avez perdu?
Ya başarısız olsaydınız?
Tout ce que je veux est récupérer ce que j'ai perdu.
Tek istediğim kaybettiğimi geri almak.
Vous avez déjà essayé avec d'autres, des flics, des juges, quiconque avait perdu un proche, vous servant de leur chagrin.
Başkalarını da denemişsin. Polisleri, hakimleri. Sevdiklerini kaybeden herkesi.
Vous saviez que j'avais perdu ma mère à cause du Rossignol.
Annemi Nightingale yüzünden kaybettiğimi biliyordun.
OK, j'ai dit à Sheldon que son appartement était prêt, mais tu viens de dire que non, donc je suis perdu.
İyi, Sheldon'a dairesinin bittiğini söyledim. Ama sen demin bitmedi dedin, o yüzden kafam karmakarışık.
Tout ce que je veux c'est récupérer ce que j'ai perdu.
Tek istediğim kaybettiğimi geri almak.
Essayez de trouver sa place est devenu un travail à temps complet, donc je suis devenu citoyen, et j'ai perdu l'accent.
Nereye uyacağını keşfetmeye çalışmak tam zamanlı bir iş gibiydi. Ben de vatadaş oldum, aksanımı kaybettim.
Et on a perdu Julie.
Ve Julie'yi kaybettik.
J'étais perdu... J'étais...
Kötüydüm ama istedim.
Ceci est un jeu de cache-cache qui peut être gagné ou perdu en un clin d'œil.
Bu, göz açıp kapayana dek kazanılabilecek ya da kaybedilebilecek bir saklambaç oyunudur.
Tu m'as perdu, Schmidt.
Seni anlamıyorum, Schmidt.
Le pauvre a perdu d'avance.
Zavallı adamı rahat bıraksana.
Rufus, tu es au courant qu'il a fait faillite, qu'il a presque tout perdu, et qu'il y a environ cinq ans, il a reçu 2,5 milliards de dollars de dons?
Rufus, onun iflas ettiğini, neredeyse her şeyini kaybettiğini ve beş yıl önce de, 2,5 milyar dolar parayla finanse edildiğini biliyor muydun?
Todd a perdu la raison.
Todd tamamen saçmaladı.
Mes enfants ont perdu leur mère et Rome a perdu son impératrice.
Çocuklarım annesini kaybetti ve Roma da imparatoriçesini.
Nous avons peut-être perdu cette bataille...
Bu savaşı kaybetmiş olabiliriz belki
Commode a mis fin à la guerre contre les tribus germaniques... et a ainsi perdu le soutien de citoyens très influents.
Commodus, Germen kabileleriyle savaşı sonlandırmıştı. Bu da Romanın bazı nüfuzlularının gözünden düşmesine neden olmuştu.
Lucilla ne supportait pas d'avoir perdu sa position d'impératrice.
Lucilla bir nevi rütbe gerilemesi olan bu durumdan ötürü hınçla dolmuştu.
Lorsqu'un gladiateur avait perdu, il devait calmement accepter le coup fatal qu'on allait lui porter.
Bir gladyatör düştüğünde sakin bir ifadeyle rakibinin ölüm darbesini indirmeyi beklemeliydi.
Puis un jour, pour des raisons qui m'échappent... j'ai pas vu le film, c'était basé sur un film... elle a perdu cette joie, disparue.
Ama bir gün, bilemediğim bir sebepten ötürü filmi izlemedim çünkü, filmden alıntı yapıyorum hepsini kaybetmiş.
- Tu as perdu la tête?
- İnsan mısın sen?
C'est juste deux ans. Je peux regagner l'argent que j'ai perdu.
2 yıllığına gidersem kaybettiğim tüm parayı kazanırım!
Il a tout perdu et n'a pas un sou.
İflas edip beş kuruşsuz geri döndü.
Tu as perdu la tête?
- Kaçık!
Nous avons perdu le contrôle, monsieur.
Onları kontrol etmek imkansız.
Même la police et l'armée ont perdu le contrôle.
Polis ve Ordu da kontrolü kaybetti. Kontrolü kaybettik.
Tu as perdu la tête?
Aklından zorun mu var?
Il a perdu la tête.
Pek iyi durumda değil.
Je t'ai perdu. - Mère.
Tutamadım seni.
Aucun chasseur de Trolls n'avait jamais perdu son amulette.
Ama hiçbir Trol Avcısı tılsımını kaybetmemişti.
T'as perdu la tête?
Kafayı mı yedin lan?
Il a perdu la raison.
Yolunu kaybetti.
Tu as perdu la tête?
Delirdin mi?
Tu as perdu la raison?
Delirmişsin.