Translate.vc / Francês → Turco / Phasé
Phasé tradutor Turco
3,334 parallel translation
et je démarre la deuxième phase de l'opération "récupération de Tom"
Ve Tom'u geri almak için iki operasyonum var.
je suppose que la phase 1 fut un succés.
Bunun başarılı olacağını tahmin ediyorum.
Démarre la phase 3.
3 numaralı aşamaya geçelim.
Désolé, vous avez eu votre tragedie, vous avez eu un phase où vous avez manger comme des porc, mais pas moi.
Üzgünüm. Trajedinizi yaşadınız, bir evreden geçtiniz sonra düzeldiniz, ama ben geçmeyeceğim bunlardan.
Quand j'étais dans cette phase avec mon petit-ami, je m'entrainais pour ma réaction à la demande en mariage une fois le matin, une fois le soir.
Sevgilimle o aşamadayken teklife verecek tepkiyi, her gün sabah ve akşam çalışırdım.
Mais il n'y a pas de signe de tamponnade cardiaque. On va laisser Carrie sous assistance durant toute la phase aigue d'hémorragie ou de rupture.
Carrie'i olası bir akut hemoraji ve yırtılma olasılığına karşı izlemeye devam edeceğiz.
Vous l'abimez, il se cicatrise. Le processus de guérison prend quelques jours... la phase aigue, c'est ça.
İyileşme süreci bir kaç gün sürebilir akut süreçte budur.
Arrivera alors la phase deux...
Ve sıra ikinci aşamaya geliyor...
Phase Deux, c'est parti.
İkinci aşamaya geçin.
- Je suis dans la phase de revenche.
- İntikam alıyorum.
En ce moment t'es dans la phase "j'adore traîner avec toi"
Şu anki durumun "Seninle takılmayı seviyorum"
Eh bien, je veux dire, si tu peux trouver un moyen d'ajuster sa durée de phase, puis atténuer les flux en déclenchant une massive...
Yani, şöyle ki, faz oranını * ayarlayıp ardındanda yığınların etkisini azaltırsam * devasa bir tetikleme...
En phase terminale.
- Son günleri.
Phase 4.
Son evre.
Bien, phase deux enclenchée.
Tamam, ikinci safha seçildi.
Maintenant la phase une.
Şimdi sıra birinci safhada.
La phase deux vient après la phase un.
İkinci safha, birinciden sonra gelir.
Je suis dans ma phase de déni...
İnkâr safhasından geçmeye çalışıyorum.
- Ils sont encore dans leur phase gay.
- Kendi gey evrelerini bile geçememişler.
Oui, la phase d'expérimentation est presque achevée.
Evet, klinik deneme tamamlanmak üzere.
Je suis sure que c'est juste une phase.
Castle'ı bilirsin.
Quel est leur phase finale?
Son oyunları ne?
Je suis sûr que c'est juste une phase.
Bir dönem olduğundan eminim.
Comme ma phase G.I Joe quand j'avais 9ans.
Dokuz yaşında geçirdiğim GI Joe dönemim gibi.
Il se peut que je puisse déchiffrer ça, grâce à la phase "Lord Of The Dance", que j'ai eu lors de ma troisième.
- Bu ne? - Bu mu? Bu, arkadaşım ben şöyle demeyi seviyorum :
Lily passe une phase.
Lily bir dönemden geçiyor.
du moins... nous espérons que c'est une phase.
En azından bir dönemdir diye umuyoruz.
Tant mieux. J'ai ma phase "étang de Walden".
- Güzel çünkü Walden gölü işi var.
Sans cette source d'énergie, nous ne pourrons réaliser la phase finale de notre plan.
Bu enerji kaynağı olmadan planın son aşamasını uygulayamayız.
On était vraiment en phase sur le ring.
- Teşekkürler. Çok teşekkürler. Harbiden ringde iletişimimiz çok iyiydi.
Oui, et tous les deux, on est souvent en phase même en dehors du ring.
- Evet. Bence ikimizin ring dışında da iyi iletişim kurduğunu düşünüyorum.
Oh, et après elle est passée par une phase "mec sur cheval blanc"
Bir de lisedeyken "Beyaz Atlı Prens" evresinden geçti.
au lycée, et sa a été suivit pas une phase "écriture dans les nuages".
Bunu da "Gökyüzüne Yazı Yazma" evresi takip etti.
J'ai été dans une phase où j'était obsédé par les films de surfs des 60's.
196'lı sörf filmlerine takıntılı olduğum bir yere gitmiştim.
Ce soir, c'est notre 4ème rendez-vous et on est dans cette drôle de phase... Juste avant que ça devienne encore plus étrange et qu'elle refuse un 5ème rencart.
Bu gece, onun kafayı yiyip beşinci randevuyu istemeyecek olmasından hemen önceki dördüncü randevumuz ve garip bir aşamadayız.
- Pour, quoi, une minute, et tu vas oublier la plupart des mauvais moments de toute façon, bien que c'est assez dur d'oublier la phase quand
- Belki bir anlığına, kötü geçen zamanların çoğunu unutacaksın zaten.
Elle est dans une phase.
O kadının da sorunları var.
Je pourrais forcer, mais si je sors d'une nanoseconde les moteurs entreront en phase et je m'écraserais sur la planète
Eğer bir nanosaniyeliğine bile dışarı çıkarsam motorlar devreden çıkar ve gezegeni harap ederim.
Tu oublies les paquets de ketchup. Les paquets de ketchup étaient une phase, pas un tic.
Sen ketçap almayı unutuyorsun ketçap bir evre, tik değil.
Si j'étais toujours dans ma phase expérimentale, je t'arracherais ta robe tout de suite et je l'enfilerais!
Eskisi gibi biri olsaydım kıyafetlerini yırtıp, burada yalamaya başlardım seni!
Je suis par passé une phase spirituelle dans mes années 20.
20'li yaşlarımda manevi bir süreçten geçmiştim.
La phase 1 du plan est un peu louche.
Planın ilk bölümü pek güvenilir değil.
C'est ça la phase 2 de ton super plan?
Bu, mükemmel planının ikinci bölümü mü?
Aussi longtemps que la phase 3 inclue quelques jolis cadeaux.
Planın üçüncü bölümü güzel hediyelerle dolu ise kabul edilebilir.
C'est la phase un de la surprise.
Sadece sürprizimizin birinci bölümü.
Phase quoi?
Ne bölümü?
Phase 2 :
İkinci bölüm.
La phase deux du plan est officiellement démélée.
Planın ikinci bölümü resmen çözülüyor.
On est trop en phase.
Ne kadar da uyumluyuz.
Ce n'est pas seulement la phase finale du traitement, mais aussi la plus critique.
Sadece tedavinin bu son aşamasında değil, aynı zamanda en önemli olanında.
Ca sonne comme un cancer en phase terminale, ou comme ma mère me harcelant pour un déjeuner intime.
Ölümcül kanser sesi ya da annemin bana samimi bir yemek için baskı yapması sesi.