English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Pillar

Pillar tradutor Turco

42 parallel translation
Docteur Pilar... Quelqu'un vous connaît-il autrement que par votre prénom?
Dr. Pillar, grubunuzda herhangi biri... sizin hakkınızda adınızdan başka bir şey biliyor mu?
Puis-je me servir du téléphone? Je vous le déconseille.
Kesinlikle, Müfettiş, Dr. Pillar dediğiniz gibi... o gün maskesiyle, benim yerimi aldı.
Le Lieutenant Solanas m'a dit que tu portais des reliques de la Vierge du Pillar.
Teğmen Solanas bana senin Bakire Pillar'a ait semboller taşıdığını söyledi.
C'est Pillar qui les connait.
Pilar bilir onları.
Quelqu'un comme Pillar Duran serait parfaite.
Mesela Pilar Duran gibi birisi harika olur.
Je recommenderais Jason Pillar.
- Ben Jason Pillar'ı öneriyorum.
Il y a Jason Pillar qui veut vous voir.
- Jason Pillar sizinle görüşmeye geliyor.
- Pillar? - Ouais.
- Pillar mı?
Pillar élude les questions clés ou répond à côté de la plaque.
Pillar hayati sorulara cevap vermiyor. Verdiği cevaplar da kimsenin sormadığı sorulara ait.
Ils étouffent l'affaire. Pillar est impliqué.
Bu bir örtbas olayı ve Pillar da işin içinde.
Ce n'est que spéculation, comme Pillar l'affirme.
Söylediklerin tamamen spekülasyon. İşler tam da Pillar'ın dediği gibi olabilir.
Vous êtes Pillar.
Sen Pillar'sın.
Jason Pillar.
Jason Pillar.
L'appel que tu as interprété, celui que Pillar a piraté, c'était Jack?
Evet, şu tesbit ettiğin telefon görüşmesi, hani Pillar'ın el koyduğu sence de Jack miydi?
Juste après, Pillar envoie la conversation vers un serveur isolé surprotégé.
İki dakika sonra Pillar bütün konuşmayı, daha önce hiç görmediğim korumalarla donanmış bir sunucunun içindeki bölüme indiriyor.
Pillar surveille Cole sans arrêt.
Pillar Cole'u gözünün önünden ayırmıyor.
On aura notre propre réseau, sans Pillar sur le dos.
Böylece, Pillar'ın nefesini ensemizde hissetmeden kendi ağımızda çalışırız.
Pillar et ses collègues.
Pillar ve onunla beraber çalışanlar.
Pillar nous autorise plus de bande passante.
Okay, Pillar gave us permission to steal bandwidth.
- Regarde ça - C'est quoi? C'est la vidéo de l'équipe de Pillar.
Chloe bunu görmelisin.
Pillar compte le tuer. Il faut l'en empêcher.
Pillar ve adamları onu öldürecek, buna izin veremem.
Le chien de Pillar rôde autour.
Piller'ın köpeği şüphelenmeye başladı.
- Pillar demande des renforts.
- Pillar'ın ekibi destek ekip istiyor.
On peut pas envoyer d'unité sans que Pillar ne s'en aperçoive.
Bu adamı almak için ekip gönderirsek Pillar mutlaka öğrenecektir.
J'en discuterai avec Pillar.
Bunu Pillar'la konuşmam gerek.
Pillar est d'accord?
Pillar bir şey demedi mi?
Alors, Pillar l'aura en premier.
Öyle bir şey yaparsak, onu önce Pillar bulur.
D'après le registre, seul Pillar est entré ces 20 dernières minutes.
Kayıtlara göre binaya en son 20 dakika önce Pillar girmiş.
Trouvez Pillar.
Pillar'ı bul.
La police a trouvé M. Pillar.
Polis Bay Pillar'ı garajda bulmuş.
M. Pillar en décidera.
Tespiti Bay Pillar yapacak.
Il fait partie du complot.
Pillar da bu komplonun bir parçası.
Je tiens O'Brian.
- Bay Pillar O'Brian'ı tutukladım.
Voici mon assistant de direction, Jason Pillar.
Bu benim başasistanım, Jason Pillar.
Elle ne l'a pas vu venir.
Pillar geldiğini görmedi bile.
Je pige pas un truc. Pourquoi Kay Cappuccio voudrait-elle tuer de Francisco Pilar?
Benim anlamadığım, Kay Cappuccio niçin Francisco Pillar'ı öldürmek istesin ki?
J'ai parlé à David Pillar du Bureau pour parler de ton marché.
Anlaşmanı ayarlamak için,... Büro'dan David Pillar'la görüştüm.
Je te donnerai la décision des pontes du FBI dès que Pillar leur aura parlé.
- Sonsuza dek. Pillar, FBI Komitesi ile konuşur konuşmaz... sana haber vereceğim.
Je viens juste de raccrocher avec le directeur adjoint Pillar.
Genel Müdür Yardımcısı Pillar'la telefonda konuştum.
Prenez l'escalier.
Dr. Pillar, yukarıdaki merdivenleri kullanın, lütfen.
Pilar!
Pillar!
Mme O'Brian, Jason Pillar.
Bayan O'Brian, ben Jason Pillar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]