English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Plaisir

Plaisir tradutor Turco

28,362 parallel translation
- Ce fut un plaisir.
- Çok memnun oldum.
- Un plaisir.
- Bir kez daha, çok memnun oldum.
Avec plaisir.
Benim için bir zevkti.
- Avec plaisir.
- İyi olur.
Vous avez le plaisir de la connaître.
Bakıyorum tanışmışsın.
Et le plaisir, dans la vie?
Peki ya hayatın tadı nerede?
- Tommy, quel plaisir!
- Tommy, memnun oldum.
- Avec plaisir.
- Lütfen.
Tout le plaisir est pour moi.
Benim için bir zevk.
Tu sais quoi? Fais-toi plaisir.
Başlarım böyle işe.
Raymond, ce n'est pas le moment de faire plaisir à tes fantaisies cow-boy.
Raymond, kovboy fantezilerini besleme zamanı değil şu an.
Ne franchissez pas la ligne, sinon j'aurai le plaisir de vous arrêter.
Çizgiyi geçmeyin yoksa sizi tutuklarım ve hayalim gerçek olur.
Si vous voulez vraiment vous torturer pendant les fêtes, allez-y, faites-vous plaisir.
Eğer gerçekten bu tatil zamanında kendine işkence etmek istiyorsan gel de misafirim ol.
C'est un plaisir de te rencontrer, Gareeb.
Sonunda tanıştığıma sevindim Gareeb.
Ce fut un plaisir, au passage.
Rica ederim bu arada.
Qu'est-ce qui me vaut le plaisir de cette visite?
Bu ziyaretinizi neye borçluyum?
Elle n'a pas eu ce plaisir, malheureusement.
- Maalesef henüz o zevke kavuşamadı, hayır.
Tu couches avec cet idiot? Elle n'a pas eu ce plaisir, malheureusement.
- Maalesef henüz o zevke kavuşamadı, hayır.
- Fais-moi plaisir. Merci.
- Sen ayak uydur lütfen.
Je t'assure, Lucifer, je ne prends aucun plaisir à te suivre partout.
İnan bana Lucifer, peşinde dolaşmaktan zevk almıyorum.
Quel plaisir aurait Ty à tuer celle qui lui a fait passer un merveilleux moment?
Ty harika vakit geçirdiği bir kızı hangi sebeple öldürsün ki?
C'est un plaisir de faire affaire avec vous, Lucifer.
- Seninle iş yapmak bir zevkti Lucifer.
Joe... J'ai seulement fait ça pour faire plaisir à Debra.
Joe, onu sırf Debra'yı mutlu etmek için yaptım.
L'homme mérite bien un peu de plaisir.
Adam biraz eğlenmeyi hak ediyor.
Pensant que le plaisir ne cesserait jamais. Puis...
Eğlencenin hiç bitmeyeceğini sanırdım.
Alors ça t'a fait plaisir?
Seni memnun etmek için ne yapmak gerek?
Merci. C'est avec grand plaisir.
- Teşekkür ederim.
Ce fût un plaisir de vous revoir, agent Danvers.
Sizi tekrar görmek büyük bir zevk Ajan Danvers.
Et je ne prends aucun plaisir pour ce qui va maintenant se passer.
Ve sırada gerçekleşecek şeyden hiç zevk almadığımı bilmeni istiyorum.
J'ai déjà eu le plaisir.
- Sykes, evet. O zevke erişmiştim.
J'irais au rez-de-chaussée avec plaisir et paierais l'amende de 100 $ moi-même pour terminer cette discussion.
Memnuniyetle aşağı inip bu görüşmeyi sonlandırmak için 100 dolarlık cezayı bizzat ödeyeceğim.
Je vois des yeux brillants et ça me fait plaisir.
Parlak parlak gözleri görüyorum ve beni mutlu ediyorsun.
Attrape cette fille, baise-la Kevin, avec ta grosse queue. À quoi ça sert que je lui fasse plaisir?
Ama hatun, vur mala Kevin, çak o büyük aletinle gibi takıIıyodu.
Ça me fait plaisir.
- Makbule geçti.
" Le Fabriquant de Folie ne joue pas pour le plaisir de gagner,
Delilik Yaratıcısı kazanma hazzından oynamıyordu.
J'en ai marre des gens essayant de briser le plaisir de l'enfance.
Çocuklarda ki neşeyi emmeye çalışan insanlardan bıktım.
Ça fait plaisir de te revoir.
Seni görmek çok güzel.
Ça fait trop plaisir de te retrouver.
Geri dönmen çok çok güzel.
Quel plaisir de vous revoir... Je pense.
Dostum, seni görmek güzel.
Ce fut un plaisir.
Memnun oldum.
'Est un plaisir de vous voir.
Sizi görmek güzel.
"À cette époque de candeur et de communication, " ce fut un plaisir d'assister au trépas des plus irrationnels mythes sexuels. "
" Samimiyet ve iletişim çağında, gerçekdışı seks efsanelerinin yok oluşuna tanıklık etmek zevk hâline geldi.
- Ce fût un plaisir.
- Memnun oldum.
De rien, avec plaisir.
Bizim için zevkti.
Ça a été un plaisir de te revoir.
Hoşçakal. Seni görmek güzeldi.
Avec plaisir.
Memnuniyetle yardımcı olurum.
Fais-toi plaisir.
Yap da görelim.
Avec plaisir!
- Zevkle.
Faites-vous plaisir.
Canınız ne isterse onu boyayın.
Tu fais plaisir à voir.
Merhaba. Dostum, seni görmek çok güzel.
Faites-vous plaisir.
Keyfine bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]