English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Plastic

Plastic tradutor Turco

119 parallel translation
Nous utilisons du plastic.
P.P. Kullanıyoruz, plastik patlayıcılar.
Prépare le plastic, il faut le mettre le plus prés possible de la cachette mais ne prenez pas de risques, une mèche longue.
Patlayıcıları hazırla. Olabildiğince yaklaş, ama risk alma. Uzun bir fitil kullan, sonra kesersin.
Une charge de plastic et un détonateur radiocommandé...
Plastik patlayıcı. Telsizle patlatmak için.
Je porte une charge de 200 tonnes de plastic, et si vous tentez quoi que ce soit, on saute tous ensemble!
200 ton jelatin dinamiti yerleştirdim. Bir şeye kalkışırsanız hep birlikte havaya uçarız.
Jake l'orthodontiste lui a donné un bain de bouche au plastic.
Ortodontik Jake ona dinamit gargarası verdi.
une petite quantité d'explosif, disons 50 grammes de plastic placés dans la queue.
Kuyruk bölümünde patlayıcı maddeler, plastikler varmış.
Du plastic.
Plastik patlayıcı.
J'ai trouvé du plastic dans ma boîte aux lettres.
Briggs, az önce posta kutumda | bir bomba buldum.
- Explosif au plastic.
- Plastik patlayıcı.
Mets ton sac ici. Tu peux pas te trimballer un sac en plastic ici.
Çantanı şuraya koy.Elinde çantayla adım dahi atamazsın.
Allez, amenez du plastic et faites-moi sauter ce foutu truc!
Tamam, biraz plastik patlayıcı getirin ve şu lanet şeyi patlatın.
- Du plastic.
- Plastique.
Du plastic, peut-être?
Plastik patlayıcıdır, belki de?
Un bâton de plastic! Charmant.
Plastik çubuk çok güzel.
Donc, ce que nous cherchons, c'est du plastic Un détonateur, des petits disques à tube... Une boîte métallique ronde et une tige d'uranium
Bir parça plastik patlayıcı, bir detenatör, iki küçük disk, bir boru, metal bir kasa ve bir uranyum çubuğu.
Chez Jimmy Wah, attentat au plastic.
Jimmy Wah'ın barında plastik patlayıcı.
Bien. J'ai besoin de plastic et d'un minuteur.
Plastik patlayıcı ve bir saate ihtiyacım var.
D'après les résidus, je dirais que c'est du plastic.
Kırıklardaki tortuya bakarsak, bence plastik.
Il me faut un sac.
i need a plastic bag
- Du plastic M-2.
- M-2 plastik.
- Du plastic? - Du plastic M-2.
- Plastik?
- Du plastic?
Plastik patlayıcı?
- Hein? Le plastic acheté dans le New Jersey, c'est un bobard?
Yani diyorsun ki... o Jersey'den aldığın plastik patlayıcı filan, yalan mıydı?
Du plastic.
Patlayıcı plastik.
C'est foutu, c'était une clé en plastic.
Kimse parayı elde edemeyecek. Plastik anahtarlardan.
Une clé en plastic... explosif?
Plastik anahtar? Patlayan çeşitten?
Du plastic.
C-4.
C'est un concentré comparable au plastic.
Plastiğe benzer bir patlayıcı.
Ned, le HK-12 et des pains de plastic.
Ned, biraz HK-12 ve plastisin hazırla.
Plastic à douze heures!
Yaratık tam karşımızda!
- Papier ou plastic?
- Kağıt mı plastik mi?
Un bâton de plastic!
Plastik cubuk mu!
C'est ce petit machin en plastic rouge.
Çağrı cihazı. Şu şey... Küçük kırmızı plastik.
On fait sauter une charge de plastic pour percer l'entrée.
Plastik patlayıcı kullanarak girişte bir delik açabiliriz.
Tout en plastic, sauf le canon et le chien.
Namlu dışında her şey plastik.
Ouvre grand la bouche, Canard Plastic. Je la pénètre.
Lastik ördek, Şimdi ağzına giriyorum!
PLASTIC TREE
PLASTİK AĞAÇ
Sans vouloir me vanter, ça fera les grands titres dès qu'ils réaliseront qui je suis et qu'ils verront le chargement d'uranium irradié avec 25 kilos de plastic autour.
Tüm bunlar gazetelere manşet olduğunda kendimle gurur duyacağımı sanmıyorum. Özellikle 25 kiloluk plastik patlayıcı bağlı, bir kamyon dolusu radyasyonlu uranyuma sahip olduğumu anladıklarında.
On perce, on bourre de plastic...
Delik açıp plastik yerleştireceğiz.
On en parlait. Et du plastic.
Biz de bundan ve plastikten söz ediyorduk.
"avec John Lennon et le Plastic Ono Band."
"John Lennon ve Plastic Ono Grubu."
Juste John Lennon et le Plastic Ono Band.
John Lennon ve Plastic Ono Grubu konserine bilet.
- J'ai fait une analyse chimique, c'est du plastic "maison" fait à partir de détergent.
- Patlayıcının kimyasal analizini yaptım. Ev yapımı plastik patlayıcı, aslında kaynatarak suyu çekilen çamaşır suyu.
- Ca impliquait un canard en plastic jaune?
- Plastik ördek var mıydı? Hayır, sanmıyorum.
Je vais t'expliquer la différence entre Plastic Man et Elongated Man.
Bunu okurken, Plastic Man ve Elongated Man arasındaki farkı bana hatırlat.
Mais en fait, vous avez entre vos mains une arme redoutable, Le plastic explosif.
Ama iş, ellerinizde çok güçlü bir silaha sahipsiniz plastik patlayıcı
Les corps sont construits séparément... selon des normes spécifiques, avec du plastic venu spécialement de Paris.
- Bedeni mi? - Evet. Vücutlar ayrı ayrı yapıldı...
Une explosion au plastic.
Bu, patlayıcı.
Du plastic C-4.
Plastik ; C-4.
Du plastic.
Plastik.
10-4, ici Canard Plastic.
Tamam!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]