English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Pluie

Pluie tradutor Turco

5,675 parallel translation
- Pluie d'os.
- Kemik sağanağı.
J'aime la pluie et les marchés au poisson.
Evet, yağmuru ve balık pazarlarını severim.
Soyons fous. Dansons sous la pluie.
Durmayın, çıldırın "Hip Hop Dansçıları" *.
Je veux dire, comme s'il était sous la pluie.
Yani yağmurda duruyormuş gibiydi.
Ou la pluie.
Ya da yağmuru.
Eh bien, malheureusement, le Capitaine n'était pas sur le pont la nuit dernière en train de chanter sous la pluie.
- Ne yazık ki, Binbaşı dün akşam güvertede yağmur altında şarkı söylemiyormuş.
Mais un soir, en rentrant chez moi sous la pluie, je me suis rendu compte que j'avais oublié mon chapeau à la caisse automatique.
Yağmurlu bir akşam eve dönerken fark ettim ki şapkamı otomatın birinde unutmuşum.
Et enfin, la dernière pluie. Vous croyez que j'en suis né?
Son olarak ; doğum günüm dün müydü?
Car ton parfum Pluie de printemps est masqué les eaux d'égout brutes et les crottes de rat.
Çünkü bahar yağmuru kokun lağım ve fare pisliğini bastırıyor.
Le monsieur météo a annoncé de la pluie.
Hava durumundaki adam yağmur yağacak dedi.
♪ Naviguer loin de la pluie ♪
* Yağmurdan uzaklara yelken açacağım *
Vous croyez que je suis né de la dernière pluie?
Ben dünkü çocuk olduğunu düşünüyorum?
Et parce que la météo prévoit de la pluie...
Hava durumunda yağmur uyarısı yapılmıştı.
La science nous l'apprend : la pluie, c'est de l'eau sous forme de goutelettes qui se condensent dans l'atmosphère et forment des précipitations.
Bilimin dediğine göre yağmur, atmosferdeki buhardan yoğunlaşıp yeryüzüne damlalar hâlinde düşen suya denir.
Il pleut toujours quand les indiens font une danse de la pluie.
Hintliler yağmur dansı yaptığında her zaman yağmur yağar.
Parce qu'ils n'arrêtent pas jusqu'à ce que la pluie tombe comme des putains de poissons-chats.
Çünkü yağmur yağana kadar durmuyorlar yayın balıkları gibi.
Tout ce qu'elle a fait, c'est péter les plombs devant des gamins, sauter par la fenêtre et marcher dix bornes sous la pluie.
Diyorum ki, yaptığı sadece birkaç 9 yaşındaki çocuğun önünde kendini kaybetmek camdan atlamak ve yağmurun altında 10 kilometre yürümek.
Et comme la météo prévoit de la pluie...
Hava durumunda yağmur uyarısı yapılmıştı.
Et la science a prouvé que la pluie est de l'eau sous forme de gouttes qui se sont condensées dans l'atmosphère puis sont tombées.
Bilimin dediğine göre yağmur, atmosferdeki buhardan yoğunlaşıp yeryüzüne damlalar hâlinde düşen suya denir.
Si je rentre dans cette grange pendant la pluie de météorites, les troubles disparaitront.
Eğer Avcı Meteor Fırtınası Haven'ı vurduğu zaman o ahıra girersem sorunlar yok olacak.
Ce Paul Randolph n'est pas né de la dernière pluie.
Bu Paul Randolph kolay lokma değildir. Denizciymiş eskiden.
Il a arrêté les émeutes avec la pluie, nous fait bafouiller à propos d'étoiles roses...
Yağmur yağdırıp isyanı durdurdu. Bize pembe yıldızları sayıklattı.
Ce serait bien d'avoir un peu de pluie.
Biraz yağmur iyi gelecek.
On va suivre le conseil que ma mère nous donnait les jours de pluie :
Ama ne yapacağız? Yağmurlu günlerde annemin dediğini yapacağız.
Pression atmosphérique à 8.0 et des vents de sud-est se lèvent force 10 à 15 nœuds, risque de pluie 90 % avec possibilité de violents orages, des crues côtières, l'alerte est valable jusqu'à demain midi.
- Ne? Barometrik basınç 8.0 ve yükseliyor. Güneydoğudan 10, 15 knotluk rüzgârlar esiyor.
Euh. Une boite de dejeuner, un pull IU, une veste d'hiver, une veste de pluie, la veste des Donahue, la lampe torche qui fonctionne, la lampe torche qui ne fonctionne pas, un parapluie transparent, et, au minimum, et dire, oh, 20 paires de mitaines.
Bir yemek kutusu, IU eşofman üstü,... kışlık ceket, yağmurluk, Donahue'ların ceketi,... çalışan el feneri, çalışmayan el feneri,... şemsiye, ve abartmadan söyleyeceğim 20 çift eldiven.
Je ne suis pas née de la dernière pluie.
İlk seferim değil.
T'es au courant pour la pluie d'étoiles filantes ce soir?
Bu geceki meteor akımını duydun mu?
Parce que les femmes aime aussi Tucker en botte de pluie et en nappe
Çünkü kadınlar, lastik çizme ve masa örtüsü giymiş Tucker'a da bayılır.
" et que la pluie tombe doucement sur vos champs.
"Yağmur, tarlalarını hafifçe sulasın."
La pluie...
Yağmur...
Je ne veux pas rentrer sous la pluie.
Gerçekten yağmurda eve yürümek istemiyorum.
Faire la pluie et le beau temps.
"İş cambazı ayrıcalığı."
C'est un "non-livrable". La pluie a effacé l'adresse, regarde, y a même pas de code postal.
Yağmur yüzünden adres silinmiş hatta posta kodu bile kalmamış.
Que la pluie tombe.
Bas bas paraları.
Le toit a lâché et avec la pluie, c'est plein de fruits.
Çatı kırıldığı için yağmur yağınca içerisi meyveyle dolmuş.
La pluie en Echpagne me rend barche.
"İşpanya'daki yağmur, beni şeliye şevirdi."
OK, je suis le geek qui reste debout sous la pluie tenant un gros radiocassette et qui réalise que la fille est avec un autre.
Yağmurda elinde kaset çalarıyla bekleyip kızların başkalarıyla takılmasını izleyen bir ineğim.
Ne le laisse plus sous la pluie.
Bir daha yağmurda dışarıda bırakma.
Je l'ai vu sur un quai par un jour de pluie.
Onu yağmurlu bir günde iskelede görmüştüm.
J'ai marché les 14 autres pâtés de maisons sous la pluie.
Kalan 14 bloğu yağmur altinda yürüdüm.
Tu sais ce qu'il arrive à mes godasses sous la pluie?
Yağmurda ayakkabilarima ne olur, biliyor musun?
Après, longtemps après, il y a eu beaucoup de pluie,
Sonra, bayağı bir süre sonra... Çok yağmur yağdı.
Acceptez ce thé Pluie Parfumée avant votre retraite.
Lütfen oruçtan önce bu ünlü Kokulu Yağmur Çayı'nı için.
Le tambour Goutte-de-pluie!
"Yağmur damlası davulları"!
Yuchi fait jouer le tambour Goutte-de-pluie. Il y a du nouveau.
Majesteleri, Yuchi yağmur damlası davullarını çalıyor sarayda değişiklik var.
Et les nuages amènent la pluie.
Bulutlar yağmur getirir.
Alors pourquoi est-ce que tu observes en silence sous la pluie?
- Ne diye yağmurda sinsi, sinsi geziyorsun?
" après la pluie.
* Aynen yağmurdan sonraki toprak gibi *
Que la pluie tombe...
- Bas bas paraları.
Cette pluie...
Aptal hava!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]