English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Pod

Pod tradutor Turco

282 parallel translation
Et du pod de défense arriere.
Ve arka savunma bölmesini.
Le pod de défense arriere qui met à feu les explosifs... pourrait détruire un missile.
Patlayıcıları geriye doğru ateşleyen arka savunma podu var. Potansiyel bir füzeyi imha edebilir.
Le pod de défense arriere. C'est terminé, Maxim llyich?
Arka savunma podu tamamlandı mı Maxim Ilyich?
Om mahney pod me om.
Om mahneypod me om.
- Om mahney pod me om.
- Om mahneypod me om.
Mais nous ne savons pas où se trouve la capsule.
Ne yazık ki kaçış pod'unun nerede olduğunu bilmiyoruz.
Apprendre à piloter un runabout.
Taşıyıcı-pod'u kullanmayı öğrenmek?
Vous devriez rester dans le runabout.
Belki de Taşıyıcı-pod'da uyuman gerekir.
Cette capsule avait une fonction :
O pod tek bir amaç için tasarlandı, General.
Dans 40 secondes, mon POD va foncer sur la sortie.
Bu kapsül kırk saniye sonra çıkışa yönelip kendini imha edecek.
Mon pod a reçu un terrible choc à l'église, Pikul.
Bebeğim kilisede büyük bir darbe aldı, Pikul.
Le seul moyen... pour savoir si le jeu n'a pas été contaminé.... Le pod ne peut pas être handicapé à vie, par ma faute.... Il faut jouer à eXistenZ.... avec un ami.
Oyunun bozulup bozulmadığını söyleyebilmemin ve ihmâlim dolayısıyla konsolun ömür boyu sakat kalmamasının tek yolu dostane biriyle vaRoluŞ'u oynamak.
Tu as bousillé mon pod.
Konsolumu yaktın!
Je t'ai relié à mon pod, et tu as manifestement paniqué.
Seni konsoluma bağladım ve belli ki sen de panikledin.
Je devais te faire confiance et toi, tu as paniqué et tu as fait une surtension nerveuse.... et tu as bousillé mon pod.
Sana güvenmek zorunda kaldım, panikledin ve sinirlerin kasıldı ve konsolumu yaktın.
Pikul, dans ce pod, il y a la seule... la version originale d'eXistenZ,
Pikul... Bu konsolun içinde vaRoluŞ'un tek orijinal versiyonu vardı.
Il faut que je fasse réparer ce pod.
Bu konsolu tamir ettirmem gerek.
Le pod tout entier a disparu dans ton dos.
Konsolun bütünü sırtına girip kayboldu.
T'arrives à croire à la version du jeu de ton pod?
Konsolundaki oyun versiyonuna inanabiliyor musun sen?
C'est laid même pour un pod.
Güzel, bir oyun konsoluna göre bile çok çirkin.
Brûle, pod malade!
Yan, hastalıklı konsol!
Mon pod est atteint.
Konsolum hastalandı.
Pikul, mon pod est en train de mourrir.
Tanrım! Pikul konsolum ölüyor.
Je pense que ton pod est quelquepart ailleurs, dans un endroit sûr.
Galiba hâlâ oyunun içindeyiz. Bence konsolun dışarıda bir yerde güvende.
Je pense qu'il faut laisser partir celui-là ce pod.
Bence bu konsoldan vazgeçmekte sorun yok.
Non. J'ai tué ton pod. - Ton jeu est en pleine santé et heureux.
Hayır, ben konsolunu öldürdüm.
J'ai dupliqué le sytème nerveux tout entier de ton pod... pendant notre petite intervention chirurgicale, au châlet.
- Hayır. - Konsolunun tüm sinir sistemini, içindeki tüm içerikle beraber dağ evindeki cerrahi müdahale sırasında kopyaladım.
Si tu veux retrouver ton pod, tu dois nous rejoindre.
Bebeğinle bir kez daha birlikte olmak istersen, bize katılırsın.
Je vais chercher ce pod.
Ben uçağı arayacağım.
- Une capsule drej.
- Drej pod'u. İçinde ne var?
Ce sont des tests destinés à déterminer la texture du pod.
Kozanın dokusunu buImak için yaptığımız testIer.
On visionnait les rushes quand on a vu ce plan incroyable... où l'on voit le foetus, ou plutôt le bébé, dans le pod... tandis que l'eau monte petit à petit et que la valve se referme.
MükemmeI bir sahne vardı, kamera geri çekiIirken... ... kozadaki bebeği görürüz... ... ve koza su iIe doImaya başIar ve kapak kapanır.
Alors tu touches la rampe, tu sautes, puis je passe dessous et je fonce.
Sen Pod rampasına vurup zıpla, ve ben altından geçip gideyim.
Evitez de sourire niaisement.
Tamam, bize bu ürpertici pod-insanlar gülümseme vermeyin.
Bonsoir à tous, je suis Fuzzy Zoeller pour "Putting Peg and Pod".
Selam millet, adım Fuzzy Zoeller, Golfçüler Derneği'nden sesleniyorum.
Pod!
Hey Pod!
Pod :
" Pod :
Voici Pod, notre héros.
Karşınızda Pod esas oğlan.
Quand Pod partit travailler à Bangkok, des choses curieuses commencèrent à se produire.
Pod, Bangkok'a çalışmaya geldiğinde tuhaflıklar da baş göstermeye başladı.
Pod travaille dans une sardinerie.
Pod, bir sardalya fabrikasında çalışmaya başlamıştı.
Chaque jour Pod doit travailler vite... plus vite... toujours plus vite, même s'il doute que toute la population mondiale puisse en manger autant et si vite.
Her geçen gün Pod'un daha hızlı çalışması gerekiyordu. Hızlı. Daha hızlı.
Pod a quelques manies comportementales.
Pod'un bazı takıntıları vardı.
Avant que Pod ne réalise, son doigt fut en boîte, scellé hermétiquement, chargé dans un camion, transporté par la route, déchargé au supermarché, et mis en rayon.
Pod'a dank ettiğinde parmağı çoktan paketlenmiş kutulanmış yüklenmiş yola koyulmuş süpermarkete varmış ve raflarda yerini almıştı.
Suite à ça, Pod écuma les supermarchés, à la recherche de son doigt.
Akabinde Pod marketlere girip çıkıp parmağını arar olmuştu.
Après de longues recherches, Pod retrouva son doigt.
Uzun bir arayışın sonunda parmağını bulmuştu Pod.
- Oh, j'ai amené mon pod perso.
Oyun konsolumu getirdim.
C'est un pod malade.
- Ciddi olamazsın!
- J'ai analysé 6 des capteurs, il en reste 2.
pod sensör kayıtlarından altısını analiz ettim.
Ils m'ont dit qu'ils ne seront pas prêts avant midi.
Bukadar geç aradığım için üzgünüm Kaptan ancak her üç pod bu gece haftalık denetime ( bakıma ) giriyor.
Un truc avec une inspection.
Trip i aramam pod ların muayenesi ile ilgili şeyler
Une radio?
I-Pod.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]