Translate.vc / Francês → Turco / Population
Population tradutor Turco
2,465 parallel translation
Ce seul homme n'a épargné aucun effort pour aider à la réhabilitation de la population de Wilhemina.
Bu adam Wilhemina nüfusunun azalmasına izin vermedi.
C'est un modèle d'élégance. Une merveille de beauté pure. Et elle est capable de réduire la population de n'importe quel type de structure à zéro.
Tamamen zarif, şaşırtıcı şekilde güzel ve bir binadaki nüfusu sıfıra düşürebilecek güçte.
Et... et ils ont l ´ appui d ´ une grande partie de la population musulmane du pays.
Ülkedeki çoğu Müslüman'ın da desteğini alıyorlar.
Les lions mangeant les spécimens faibles et lents, la population d'antilopes reste forte et en proportion avec les autres animaux.
Aslanlar zayıf ve yavaş olanları yiyerek antilop nüfusunun diğer bütün hayvanlar arasında güçlü ve yeterli oranda kalmasını sağlıyor.
Le nombre de génies en Chine dépasse la population américaine.
Çin'de IQ'su dahi kategorisine girenlerin ABD'deki herkesten çok olduğunu biliyor muydun?
Il œuvre pour protéger la population.
Halkın güvenliğine önem veriyor.
J'essaie de rayer une population ciblée de ma baise-list.
Listemdeki bir demografik özelliği çıkarmak istiyorum.
La population incarcérée vit dans des conditions indignes de nos institutions.
Mahkumlar, kurumlarımıza yakışmayan bir şekilde kötü besleniyorlar ve ihmal ediliyorlar.
On abandonne une population pour 10 excités?
10 kışkırtıcı yüzünden çoğunluğu mu terk edeceğiz?
La population est plus importante qu'à Lu.
Lu'ya göre kıyaslayacak olursak, Wei'nin nüfusu daha kalabalık.
Un matin, en 1940, a couru toute la population de frère... nord, sur un sentier de montagne dans le désert.
- 1940 yılında Friar, NH halkı bir izin peşinden kuzeye doğru giderken kendilerini ıssız doğada buldular.
Que faire si la population de Friar suppose que ce...
- Ya Friar halkı, bunun bir tür Tanriya giden yol olduğunu inandıysa?
Pour contrôler Ia population.
Nüfusu başa çıkılabilir bir düzeyde tut.
Le revenu moyen à Hong Kong était de 10100 HK $ en 2007. Mais 24 % de la population avait un revenu inférieur.
2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre Hong Kong'da kişi başına düşen gelir 10.100 Hong Kong doları.
Nous sommes sur le point d'ajouter un habitant à la population de Miami.
South Beach nüfusuna bir kişi daha eklemek üzereyiz.
Costa! - Ils veulent mobiliser la population. - Et alors?
Costa, binlerce kişi yürüyüşe geçmiş.
Ce droit inaliénable dont chaque Américain peut jouir a tendance à diviser la population et encore plus la communauté chrétienne.
Eğer bu ihlal edilirse eğer bu kural kaldırılırsa veya çiğnenirse...
Le général a réhitéré sa demande que les pays de la coalition ne peuvent plus supporter leur population en expansion.
General iddiasını yineleyerek şöyle dedi : Koalisyon milletleri artan nüfusu daha fazla destekleyemez.
Utilisant parfois leurs pouvoirs contre la population, pour nous rappeler qui ils sont.
Arada bir güçlerini halkın üstünde kullanırlar, sırf bize hatırlatmak için.
1925 Le Roi George V règne sur un quart de la population mondiale.
1925 - Kral V. George dünya nüfusunun 1 / 3 nin hükümdarıdır.
Le chef de la police a demandé l'aide de la population pour trouver l'éclair cramoisi.
Polis, Crimson Bolt'u bulmak için yardımınızı istiyor.
La population du monde entier est-elle morte pour qu'ils embauchent deux abrutis?
Dünyadaki herkes öldü de bu işi sizin gibi morona vermek zorunda mı kaldılar?
Tu es le nouveau chef du centre, tu dois alerter la population.
Acil durum sorumluluğu sende. insanlar uyarılmalı.
Kinsey a découvert que seuls 5 à 10 % de la population sont à 6 ou 0.
Kinsey'in dediğine göre halkın sadece % 1o'u sadece 0 ya da 6'ymış.
Son savoir-faire acquis dans l'armée a servi à protéger des ingénieurs qui apportent eau et électricité à la population sinistrée de Bagdad. Il protégeait médecins, chirurgiens, experts en nutrition infantile, journalistes, conseillers électoraux.
Asker olarak öğrendiği becerilerini Bağdat'taki çilekeş insanlara su ve elektrik götüren mühendisleri doktorları, cerrahları, çocuk beslenme uzmanlarını, gazetecileri ve seçim danışmanlarını korumakta kullanmıştır.
On n'a rien sur la population actuelle d'Edina?
Orada bir yerde Edina'nın şu anki nüfusu yazıyor mu?
C'est la seule variation de population.
Nüfustaki tek değişim bu.
Oui, ces données sont vraiment bizarres... Sur 30 ans, la seule fois où la population baisse, c'est après un décès.
Bu rakamlarda bir gariplik var ama... 30 yıl geriye gittim, nüfus sadece birileri öldüğünde azalma göstermiş.
Leurs avions, maîtres du ciel, mitraillaient à plaisir la population civile, comme ils l'avaient fait en Espagne.
Alman uçakları aynı İspanya'daki gibi.. .. göklerin hakimiydi. Sivil halka açıktan açığa ateş ediyorlardı.
Alors que la population brésilienne... double tout les 50 ans.
Brezilya nüfusu ise her 50 yılda bir iki katına çıkıyor.
Si nous continuons comme ça, en 2081... la population brésilienne sera de plus de 570 millions...
Eğer böyle devam ederse 2081'de Brezilya nüfusu 570 milyon olacak.
Les méthodes pacifiques de la population locale m'ont un peu fatigué.
Yerel halkın barışçı yolları beni biraz yordu.
Donc je veux étendre la bulle de sécurité, parce que partout où je pourrais placer des troupes, et partout où je pourrais assurer la sécurité, je serais capable d'avoir une influence sur la population.
Bu yüzden güvenlik çemberini genişletmek istiyorum. Oralara birlik yerleştirdiğim ve güvenliği sağlayabildiğim sürece yerli halk üzerinde etki kurabileceğim.
C'est là que la majorité de la population de Korengal vit. et probablement 90 % des combattants.
Korengal nüfusunun büyük çoğunluğu ve çatışmacıların yüzde doksanı burada yaşıyor.
Les dernières 24H, on a contacté Loy Kalay, pour séparer les AAF de la population afin de spread new IO themes.
Son 24 saatte, Loy Kalay bölgesine bir harekat başlattık. AAF'yi yerli halktan uzaklaştırdık.
Le département de la santé a dit que l'utilisation illégale du silicone est en augmentation comme alternatif à la chirurgie plastique, surtout parmi la population transgenre et les pauvres, qui ne peuvent pas se payer de la chirurgie conventionnelle.
Şehir sağIık müdürlüğüne göre, yasadışı silikon enjeksiyonu estetik cerrahine karşı alternatif olarak yükselişteymiş. Özellikle, cinsiyet değiştirmek isteyenler ve sıradan bir ameliyatı bile karşılayamayacak kadar fakir olanlar arasında.
Qu'est-ce que la réduction contrôlée de la population connue sous le terme de "niveau 7"?
Yeni Dünya Düzeni ve ve 7. Seviye olarak da bilinen kontrollü nüfus azaltımı nedir?
Il s'agit d'un plan de contention applicable en cas de crise économique mondiale consistant à réduire la population...
7.Seviye, dünya ekonomisi yetersizleştiğinde ve gereğinden fazla nüfus buna sebebiyet verdiğinde
"Réduction de la population." Ça vient d'en haut.
Kontrollü nüfus azaltımı. Tepeden geliyor.
Des secrets dans l'ombre, une population apeurée.
Ama daha yakından bak. Sırlar ve gölgeler, korkuda yaşar, ona neden olurlar.
Si 1 % de la population fait de même, le programme sera interrompu, ce qui aura des conséquences sur vous tous.
Eğer bu geminin sadece yüzde birlik kısmı aynısını yaparsa,... bu program hepiniz için sonuçlar doğurarak,... sonlandırılacak.
Mr, si c'est un danger immédiat pour la - population locale...
Efendim eğer yerel halk için herhangi bir tehlike varsa...
UNE GRANDE MAJORITÉ DE LA POPULATION A ÉTÉ ANNIHILÉE PAR UN VIRUS. LA CIVILISATION TELLE QUE NOUS LA CONNAISSONS ARRIVE À SA FIN.
scuba-199 iyi seyirler fe
On parle de plus de 90 % de la population.
Dünya nufusunun % 90 ından bahsediyoruz.
Toute la population américaine devrait apprendre l'espagnol.
Bu ülkedeki her kadın, erkek ve çocuğun, İspanyolca öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.
D'accord, mais quand leur population grandira et essaimera?
- Tamam, ama ya onların nüfusu büyür, ürer ve yayılırlarsa?
- L'étage supérieur du bâtiment de Craig est en réalité un vaisseau spatial alien, qui tente d'éradiquer la population de cette planète.
- Craig'in binasının üst katı aslında gezegenin nüfusunu katletme niyetinde olan bir uzay gemisi. Başka soru?
Pas d'objection, tant qu'il est noté que huit pour cent de la population... est aussi gauchère, y compris vous, Votre Honneur.
Tüm insanların yüzde sekizinin de solak olduğu göz önüne alınırsa buna bir itirazım yok.
Pour contrôler une population, non.
Toplumu denetim altına alma yöntemi olarak ; hayır.
Ces espèces menacées voient leur population décliner depuis 2005.
Ve evet, bu türlerin hepsi tehlikede ve 2005'ten beri sayıları azalmakta.
La population est priée de ne pas sortir.
Öksürük ve baş ağrısı şikayetleriniz varsa lütfen evlerinizde kalın...