Translate.vc / Francês → Turco / Poulet
Poulet tradutor Turco
7,067 parallel translation
Max, es-tu en train de manger du poulet?
Max sen tavuk mu yiyorsun?
Elle n'avait pas 10 $ pour tripoter Han, Alors elle m'a payé en poulet liquide.
Kızın Han'a dokunmak için verecek 10 doları yoktu o da tavukla ödeme yaptı.
Le poulet manque de cuisson. Le patient vit dans un climat toxique...
Ve Doktor Chakravany, biz yemek yerken konuşmayız.
Ca explique pourquoi t'as pas de poulet dans la main.
Bu neden gelirken tavuk almadığını açıklıyor.
Et quand on regarde un match, on peut mettre du plastique ici et remplir ca avec des ailes de poulet.
Maç izlerken ortaya naylon serer tavuk kanatlarını doldururuz.
Mais si vous avec faim, mes peaux de patates sont un succès, mes boules de cheddar sont au top, mes bâtons de poulet font la loi.
Ama açsanız, papateslerim bir numara çedar peyniri toplarım zirve tavuklarım kural yıkıcıdır.
On peut partager un panier de bâtons de poulet.
Kırıklarını paylaşabiliriz.
Personne n'as vu un poulet courir par ici?
Hiç tavuk gören oldu mu buralarda?
Ma vinaigrette est faite maison, et la Gazette de Gulfhaven dit que mes ailes de poulet sont bonnes.
Ranch sosum ev yapımıdır. Ayrıca Gulfhaven Gazetesi'nde kanatlarımın iyi olduğunu yazdılar.
Et le démembrement brutal d'un poulet rôti par ma mère.
Bir de piliç çevirmenin annem tarafından vahşice parçalanmasını seyrettik.
Ça avait le goût de pousson, tu sais comme du poulet-poisson, et quand je me suis réveillé, le lit était mouillé.
Tadı sanki talık gibiydi, tavuk ve balık gibi ve sonra uyandığımda yatak ıslaktı.
Et avoir une tourte au poulet?
Bir de tavuk güveci?
La sauce c'est pour votre poulet ou mon agneau? Je ne sais pas.
- Şu sos senin tavuk etinin mi benim kuzu etimin mi?
C'est pas vraiment différent que de désosser un poulet.
Çiğ bir tavuğun butlarını çekip almaktan farklı bir şey değil.
J-Je porte un pantalon emprunte, J-Je n'ai plus de papiers, et un des agents de police ici n'arrete pas de m'appeler Cuisses de Poulet.
Ödünç pantolon giyiyorum, kimliğim yok ve memurlardan biri bana zırt pırt Tavuk Bacaklı diyor.
Et une tres bonne chanson de retour pour Cuisses de Poulet parce que'I know you are, but what am I? 'a rencontre un silence de plomb.
Tavuk Bacaklı için dönsen iyi olur çünkü "Sensin o." olayı korkunç sessizlikle birleşti.
Poulet parmesan est mon préféré!
En sevdiğim yemek tavuklu parmesan!
3h du mat, cet enfoiré a été arrêté pour le vol d'un poulet.
Gece üçte bu puştu tavuk çalarken yakaladılar.
Tu n'arrêtes pas de dire que je ne me sentirai pas toujours comme ça, mais pourquoi quand le gars se pointe avec mon poulet vindaloo 40 minutes en retard sans naan, et sans argenterie, au lieu de lui balancer la sauce à la tête, je le remercie et lui donne vingt dollars de pourboire?
Biliyorum sonsuza dek böyle hissetmeyeceğimi söyleyip duruyorsun ama neden acaba herif tavuklu vindaloo'mu 40 dakika geç getirip yanında hiç naan ve çatal bıçak olmazken turşuyu suratına çarpmak yerine ona teşekkür edip 20 dolar bahşiş vereceğimi düşünüyor?
De super ailes de poulet, jeune demoiselle. Allez.
Tavuk kanadının tadını çıkar, genç hanım.
Exactement. Avec la taxidermie, des ailes de poulet douteuses, et une double note Cinq Fourchettes.
- Aynen, hayvan doldurma çelişkili tavuk kanatları ve çift değerlendirme.
Est-ce que du poulet pour le dîner ça te va?
Akşam yemeğinde tavuk olsun mu?
Tu sais combien de temps ça prend pour expliquer à la police des transports pourquoi tu as un poulet en plastique dans ton pantalon?
Pantolonunda neden lastik bir tavuk olduğunu polise açıklamanın ne kadar sürdüğünü biliyor musun sen?
Et nous pourront discuter de votre futur autour d'un poulet à 25 000 dollars.
Ve daha sonra $ 25,000 lık bir tavuğu yerken geleceğini konuşuruz.
Mange ton poulet
Tavuğunu ye.
Attrape-le, poulet.
Git ve yakala onu poliscik : )
Je vais prendre cinq ailes de poulet.
5 porsiyon buffalo kanadı istiyorum.
Avez-vous apporté des plumes de poulet et le fumier de cheval séché?
Lizzy... Tavuk tüyü ile, kurutulmuş at tezeğini getirdin mi?
- L'escalope de poulet?
- Parmigiana'yı kim istemişti?
As-tu finis ta soupe de nouille au poulet?
Tavuklu, makarnalı çorbanı içtin mi?
Je n'aime pas le poulet et les nouilles.
Tavuk ve makarnayı sevmiyorum.
Sandwich avec de la salade et du poulet et un soda?
Çavdar ekmeği üstüne tavuk salatası yanına da portakallı gazoz muydu?
Je peux sentir le poulet tandoori...
- Tandoori tavuğunun kokusunu alabilirim.
Tu aimes le poulet au parmesan?
Parmesanlı tavuk sever misin?
Ton poulet est encore meilleur que dans mes souvenirs.
Evet. Baba, parmesanlı tavuğun hatırladığımdan daha iyiymiş.
J'adore leur filets de poulet ici.
Buradaki tavuk kızartmasına bayılıyorum.
Plat cru : poulet, foie, riz, algues, carottes et œufs.
- Çiğ besin. Tavuk, ciğer, pirinç, su yosunu, havuç ve yumurta.
Entends les cris des..., des enfants lorsqu'il glisse l'occasionnel tête de poulet dans leur sac à bonbons.
Şeker çantalarının içindeki tavuk kafasına gizlice girip çocukların çığlıklarını dinlemeyi de.
" Une chèvre n'est pas un poulet.
"Keçi, keçidir. Tavuk değil."
La plupart des gens l'aiment avec du poulet, mais un vrai ragoût de Brunswick virginien, c'est fait avec du lapin.
Bircok kisi tavuk sever fakat Gercek bir Virginia Brunswick stew istiyorsan Tavsan kullanmalisin
C'est la même chose pour le poulet ou le poisson.
Tavuk ya da balık gibi yani.
Il n'y a pas de Martin Luther Poulet?
Martin Luther Tavuk çıkmadı hiç?
Krusty, j'ai apporté de la soupe au poulet faite maison.
Krusty, sana biraz ev yapımı tavuk çorbası getirdim.
Je sors pour enquêter sur le vol d'un poulet.
Çalınan bir tavuğu araştırmaya gidiyorum.
C'est ton voleur de poulet?
Tavuk hırsızı bu mu?
T'as vérifié pour le poulet?
Tavuk olayını kontrol ettin mi?
Celui qui a pris le poulet a laissé 20 dollars, c'est une bonne somme pour un poulet.
Kim aldıysa yerine 20 dolar bırakmış, neredeyse bir kitap fiyatı.
Hector aurait pris le poulet et laissé l'argent?
Hector tavuğu aldı ve yerine para mı bıraktı diyorsun?
Eh bien, Sasha, je dois dire que que votre poulet cordon bleu était un grand succès.
Sasha sunu söylemem lazım, Cordon Bleu'n mükemmeldi.
Je suppose que je pourrais jeter un peu plus de poulet sur le sol.
Zemine birkaç tavuk daha atabiliriz sanırım.
Le poulet est au top!
Özellikle de son cümlesine.