Translate.vc / Francês → Turco / Proud
Proud tradutor Turco
45 parallel translation
Vous voyez Mlle Ronley dans le rôle, c'est votre droit.
- Bayan Ronley'i The Proud Land'in bir yıldızı gibi görüyorsun
Le tournage des Grands Chemins commença. Au début, tout se déroulait très bien, jusqu'au quatrième jour.
- The Proud Land'in çekimlerin başlayacağı güne kadar herşey iyiydi... ta ki dördüncü güne kadar sonra birşey oldu
LE SHERIF
THE PROUD ONES
Al, c'était Ted Koppel qui chantait "Proud Mary"?
Al, Ted Koppel "Proud Mary" şarkısını mı söyledi?
Fiers de le servir De lui obéir
( Proud to work for him ) They bow to his whim, love serving him
Il serait revenu, comme Peter Proud, pour venger son meurtre?
Ne yani, Peter Proud gibi cinayetinin intikamını almak için geri döndüğünü mü düşünüyorsun?
J'ai vu ce qui arrivait aux orgueilleux qui s'emparaient du trône.
I have seen what happens to the proud when they take on the Throne.
Ça suffit!
AiN'T TOO PROUD TO BEG! PEKALA YETER.
Fais-moi honneur, fiston!
Make me proud, son.
Tout, depuis Babar jusqu'à L'Homme et la Mort.
Hop on Pop'tan tut Death Be Not Proud'a kadar hepsini bugün okudum.
Votre frère serait fier de vous.
Your brother, he'd be so proud. bu doğru evet.
Proud Percy.
"Proud Percy"
Je vous échange Red Rum contre Proud Percy.
Red Rum'u Proud Percy ile takas edeceğim.
Proud Percy est tombé à Becher's Brook, chef.
Proud Percy yenildi, patron.
Quand tu lui apprenais à jouer Proud Mary ou un truc de ce genre.
Ona "Proud Mary" ya da her neyse, çalmayı öğretirken.
l'm not proud of And I got a little crazy
* Ve biraz kaybettim kendimi *
"Proud Mary."
"Proud Mary."
Il y a "Proud Mary" chanté en fauteuils roulants.
"Proud Mary," Tekerlekli sandalyede söyleniyor. Bu da dâhil.
On doit faire "Proud Mary" en fauteuil.
Pekâlâ, "Proud Mary" yi tekerlekli sandalyede yapmalıyız. Listeye alalım.
Bien, et Proud Mary?
Doğru, ya "Proud Mary"?
Big wheel keep on turning the Proud Mary keep on burning
* Buharlı geminin çarkları dönüyor * * Gururlu Mary yoluna devam ediyor *
Proud Mary keep on burnin
* Gururlu Mary yoluna devam ediyor * * Devam ediyor *
Proud Mary keep on burnin Burnin'
* Gururlu Mary yoluna devam ediyor * * Devam ediyor *
Timo Proud?
- Timo Proud?
Ne pensez vous pas, Mr Proud?
- Olur mu, Bay Proud?
" Tommy Proud Eagle, Charles Burnett,
" Tommy Proud Eagle, Charles Burnett,
L'agent de probation de Willa m'a dit que Timo Proud est pas de sa famille.
Willa'nın gözetim memuruyla konuştum. Timo Proud'un, Willa Monday ile bir bağı yok.
♪ Ashamed and proud of ♪
* Mahcup ve gururlu *
A la maison? Les filles et moi allons chanter "Proud Mary", oui?
Daha kızlarla "Proud Mary" i söyleyecektik.
Car votre vieux camarade semblait très intéressé par Proud Mary la dernière fois que j'ai regardé!
Çünkü son baktığımda Proud Mary'nin ağzındaydı şeyin ve çok mutluydun!
We are all proud of you.
Hepimiz seninle gurur duyuyoruz.
Aren't you proud?
Gurur duymuyor musun?
Je suis si fière de toi!
♪ And I just can't wait till the day When you knock on my door... ♪ Oh, I'm so proud of you, yes!
Gracie Proud vous a chaudement recommandée.
Gracie Proud seni çok tavsiye etti.
- Mme Proud a dit que votre frère aîné...
- Bayan Proud'ın dediğine göre daha büyük abiniz...
Jean-Paul Sartre pour Les Orgueilleux et Cesare Zavattini pour Umberto D.
The Proud and the Beautiful filmi için Jean-Paul Sartre. Umberto D. filmi için Cesare Zavattini.
Il m'avait rendu si fier.
* He made me feel so proud.
Non, la chanson s'appelle "Proud Mary", mais tu peux le faire.
Bu şarkının adı "Proud Mary," yapabilirsin.
Boss... "Gorton Poly Proud".
Baksana patron. "Gorton Poly Gururu."
Je m'appelle Rope a Dope Un fier Cherokee
I'm Rope a Dope A proud Cherokee
Je connais quelqu'un chez Ellis Proud.
Ellis Proud'da tanıdığım birileri var.
Laisse-moi faire les choses à la façon de Sue Sylvester.
"Proud Mary" parçasında gayet iyiydin.
see how all the people gather round oh, isn't it a thrill to see them crawl ah, keep your eyes ahead, and don t look down yeah, lock yourself inside your sacred wall ah, now this is what you wanted, ain t you proud
* Bak etrafında toplanan insanlara * * Etrafında sürünmelerini görmek ne büyük keyif değil mi ama? *