Translate.vc / Francês → Turco / Quarter
Quarter tradutor Turco
139 parallel translation
Ce soir-là, au quartier latin.
O gece Latin Quarter mahallesinde.
Ton petit prodige va jouer au Latin Quarter.
Senin harika çocuğun çıkacağı turneden haberim var.
C'est le Quartier latin!
Evet Latin Quarter. Orası bir gece kulübü değil.
J'étais dans le quartier noir, ce matin, et sur le marché... j'ai vu une Européenne qui causait un grand désordre.
Bu sabah Negro Quarter'daydım pazarda Avrupalı bir kadın gördüm, rezalete yol açıyordu.
Vous avez jusqu'à jeudi pour me recaser dans un corps de quarter-back.
Bana quarterback oynayabilecek bedeni bulmak için Perşembe günü yönetim kurulu toplantısına kadar vaktin var.
- Quarter-back.
- Quarterback.
Voyez-vous, monsieur, l'ennui c'est que nous avons déjà un quarter-back dans l'équipe et deux très bons remplaçants.
Durum şu, Bay Farnsworth, bizim takımla çalışan quarterback var zaten. Birkaç iyi back-up'ımız var.
Je dis qu'on a pas besoin d'un quarter-back.
Mesele, bizim quarterback'e ihtiyacımız yok.
Je veux être quarter-back, et prêt pour la super-coupe.
Quarterback oynamak ve Super Bowl için forma girmek istiyorum.
Je serai quarter-back à la super-coupe.
Super Bowl'da oynayacağım.
Léo Farnsworth a acheté cette équipe et il veut jouer comme quarter-back.
Leo Farnsworth bu takımı aldı, ve quarterback oynamak istiyor.
M. Farnsworth sera quarter-back dans la mêlée de mercredi.
Çarşamba günkü scrimmage'de quarterback oynayacak.
M. Farnsworth mènera les Rams à la super-coupe et sera quarter-back.
Bay Farnsworth, Rams'ı quarterback olarak Super Bowl'a götürüyor.
On a Crésus comme quarter-back!
Sanırım kendimize zengin bir quarterback bulduk.
- Il pourrait même être quarter-back.
- Quarterback bile olabilir.
Voici Tom Jarrett, le quarter-back des Rams, une passe.
Tom Jarrett, Rams'ın quarterback'ı, geri pas.
Vous êtes le quarter-back?
Sen quarterback'sin.
Je ne suis pas allé à cette faculté... Ils lancent un nouveau quarter-back!
Texas'tan başka bir yere mi ne gidiyorlar.
- Dans le Latin Quarter...
- O zaman Latin Quarter'da...
On dit qu'il a l'intention de kidnapper le quarter back de Washington, Joe Ranieri,
Washington'ın oyun kurucusu Joe Ranieri'yi kaçırmayı planladığı...
Avant le match, il y aura une remise du prix Robert Delmann à Joe Ranieri, le meilleur quarter back de l'année.
Maçın başlamasından önce... yılın en iyi oyun kurucusu olan Joe Ranieri'ye... Robert Delmann Ödülü takdim edilecek.
Et si je me souviens bien, tu as passé une soirée mémorable dans le Quartier Français.
Ve eğer doğru hatırlıyorsam senin en akla kazınan anılarından biri French Quarter'daydı.
- 5 cents, 10, et un quarter.
- Beşlik, onluk ve yirmi beşlik.
C'était le pari : 10 cents pour chaque quarter.
Anlaşmamız böyleydi, her bir çeyreklik için on sent.
Je ne fréquente guère la vieille ville mais le fleuve suit son cours
Genellikle Old Quarter'daki kişilere bulaşmam ama nehir kendi yolunda akar.
Et le nom du Quarter Pounder with Cheese, à Paris?
Paris'te, peynirli çeyrek-libreliğe ne diyorlar, biliyor musun?
Votre poulain commence au "Latin Quarter" bientôt. Dites au revoir, Lester.
Senin harika çocuğun çıkacağı turneden haberim var.
- Un Big Mac au fromage.
- Peynirli Quarter Pounder.
- "Un Big Mac au fromage"?
Peynirli Quarter Pounder mı?
Le jeu de la pièce, mais en jeu de société.
Aynen Quarter gibi, ama kutu oyunu.
Tu n'es plus le quarter back de Harvard.
Artık Harvard'ın futbolcusu değilsin.
Des "quarter horses".
Sığırlar için.
Aujourd'hui, le plus fidèle compagnon du cowboy d'Amérique est le "quarter horse".
Günümüzde kovboyların en sadık dostu bu melez atlardır.
On a trouvé le corps d'Ellis à la Nouvelle-Orléans.
Ellis'in cesedini French Quarter'da bir erkekler tuvaletinde bulmuşlar.
J'ai rencontré Tommy, le quarter-back du lycée.
Sonra lisede Tommy ile tanıştım.
Oui, quelque part dans le Quartier Français.
Evet, burada. French Quarter'da biryerde.
Devant le Quartier Latin.
Latin Quarter dışında.
Et bien le défenseur ne couvrait pas le receveur, parce qu'il ne pensait pas que le quarter back pourrait lancer aussi loin.
Savunma alıcının önünü kapatmadı, çünkü oyun kurucunun o kadar uzağa atabileceğini sanmıyorlardı.
Je serai quarter-back.
Ben oyun kurucu olurum.
- J'йtais quarter-back.
- Oyun kurucuyu oynardım. Ne var?
J'adore saquer le quarter-back.
Oyun kurucuyu durdurmaya bayılıyorum.
T'es un super quarter-back.
Sen harika bir oyun kurucusun.
- Je veux que tu ailles à la mairie et que tu examines tous les achats de plus de 100 000 $ effectués dans le quarter ouest.
- Senden defterdarlığa gidip, batı yakasında 100.000 $'ın üzerindeki bütün alımların evraklarını almanı istiyorum.
Ok, Diane, tu va faire le quarter back cette fois. Quoi? Moi?
Tamam, Diane, oyunu sen idare edeceksin.Ne?
Essaie de ne pas avaler le quarter cette fois, hein?
Bu defa çeyreği yutmamaya çalış tamam mı?
L'année d'avant, 5 jours dans le quartier français.
Ondan bir yıl önce de, French Quarter'da beş gün.
Vous n'y arrivez pas avec un quarter. Bien sûr que si.
Bunu bir çeyreklikle yapamayacağına bahse girerim.
10 cents pour chaque quarter sur la tranche.
Öyle durdurabildiğin her çeyreklik için sana on sent veririm.
Tu sais le nom du Quarter Pounder with Cheese, en France?
Ama iyi bir burgerden de keyif almasını bilirim. Fransa'da peynirli çeyrek-libreliğe ne dendiğini biliyor musunuz?
Je l'ai appelé la "Pièce Maître".
"Quarter Master" adını verdim.
Je surenchèrit d'un quarter.
Bir çeyrek arttırıyorum.