English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Racket

Racket tradutor Turco

376 parallel translation
Tu es dans le racket?
İşin bu mu?
Arnie, tu devrais dételer de ce racket.
Arnie bu mesleği bıraksan iyi edersin.
Scabby, tu devrais changer de racket!
Buna ne diyorsunuz? - Sen yanlış iştesin.
Si je vous disais que j'ai arrété le racket?
Sana o işi bıraktığımı söylesem ne derdin?
Comment va le racket de la foi?
Misyonerlik faaliyetleri nasıl gidiyor?
Ici William Kennedy qui vous présente un court-métrage sur le racket en Amérique.
Ben William Kennedy. Amerika'daki haraççılığı teşhir eden ikinci filmimizi sunuyorum :
Sur la côte Ouest, des restaurateurs refusent de céder au racket.
Pasifik Sahili. Bir takım lokanta haraççılardan et almayı reddediyor.
Ward Bryant, meneur d'une croisade contre le racket, a reçu des menaces de mort contre sa famille et lui.
Yayıncı ve haraççılara karşı bayrak açan Ward Bryant kendisine ve ailesine karşı telefonla ölüm tehdidi aldı.
LA VILLE EN GUERRE CONTRE LE RACKET
KENT HARAÇÇILARA SAVAŞ AÇTI!
Pourtant, vous avez critiqué les commissions anti-racket.
Ancak haraççı sorununa karşı önceki komisyonlara tavrınız tersti. Neden?
Ça continuera tant que le racket ne sera pas puni par plus de 30 à 90 jours de prison.
Cezası artmadığı sürece de devam edecekler. 30 ila 90 günlük hapis cezası.
Trouvez où va l'argent du racket, qui sont les gros bonnets.
Öyleyse haraççı paralarının nereye gittiğini bulun. Tepede koruma sağlayan adamlar kim.
Ça donnera du pouvoir au jury pour combattre le racket, couper la source de revenus et supprimer la corruption.
Bu jüriye benzersiz bir şey verecek : Haraççılarla savaş için tam yetki. Gelir kaynaklarını kesmek ve rüşvetçileri görevden almak için.
McLAREN À L'ASSAUT DU RACKET
McLAREN'DEN İLK ATIŞ... Frank Raider, Richard Phillips...
McLAREN DYNAMITE LE RACKET!
McLAREN HARAÇÇILARI DİNAMİTLEDİ!
MORT DU CAÏD DU RACKET
HARAÇÇI ÇARI ÖLDÜRÜLDÜ Hesaplaşmada Vuruldu
Mes fréquentations, mon racket vous déplaisent.
Sorun bu. İçinde olduğum işi sevmiyorsun, tanıdığım insanları.
Des vieux jours dans ce racket?
Bu meslekte, yaşlanmak konusunda endişelenmemelisin.
Région idéale pour le racket santé :
Roy, sağlık işindekiler için, burası adeta bir cennet.
- Ils sont dans quel racket?
- Onların dümeni ne?
Quel est le racket d'Amthor?
- Amthor ne iş yapar?
Quel est votre racket?
Ne iş yaparsın?
Le racket des nombres, ça rapporte.
Para işleri iyi gibi.
Viens, Racket.
Eğlence burada.
Celui de Racket sera juste à côté du mien.
Biraz da eğlencede olacak tabii, bunun yanısıra.
C'est un racket, ils le savent.
Hepsi üçkağıt, bilmiyorlar mı?
Juste un petit racket sur le jeu...
Yanında bir kumarhane işiyle.
J'étais l'avocat du racket des "nombres".
Yasa dışı loto oynatanlar için avukatlık yapıyordum.
Nous ne voulons pas d'affrontements inutiles, au moment où nous allons légaliser le racket des nombres.
Mecbur kalmadıkça hiçbir çarpışma istemeyiz. Lotoyu yasal hale getirmek için büyük bir vekalet ücreti aldık.
Le racket des nombres!
Poliçe-Rakam dolandırıcılığı.
Vous étiez dans un racket à cause de l'argent.
Bu işte çalışmaya geldin, çünkü fazladan para istedin.
Toi et Ficco contrôlerez le racket l'arme au poing et je vous dérange.
Silah zoruyla dalavere çevirebilmek için Ficco'la işbirliği yaptın ve ben de ayak bağı oldum.
Un bon racket! À la pointe du progrès!
Zamana ayak uyduruyorlar.
Noël est un immense racket commercial, aux mains des plus puissants syndicats.
Hepimiz Noel'in büyük bir ticari kargaşa olduğunu biliyoruz. Biliyorsunuz, doğulu büyük bir kurum tarafından yürütülüyor.
Je voulais vous demander de nous faire participer à votre racket.
El altından çevirdiğin işlere katılmak isteriz.
Mais il n'y a pas de racket.
Ama el altından çevrilen bir iş yok ki.
N'oublie pas que tu es dans le racket.
Dinle kardeşim, sen de bizim gibi bu işin içindesin.
Ils choisissaient une victime et menaçaient de la tabasser, si elle payait le fameux "racket" à la protection.
Bir kurban seçiyor ve onlara koruma parası adı altında ödeme yaparsa onu dövmekle tehdit ediyorlardı.
C'est le même racket.
Aynı şey.
Il n'y a plus de yakuzas ni de racket.
Yakuzaya eğlence için haraç ödemek zorunda değilsiniz.
Comment voulez-vous qu'on vive? C'est du racket!
Karımızın % 50'sini acımasızca...
Il n'est pas dans le racket.
- O bir savaş kahramanı.
J'ai entendu parler de cet homme spécialisé dans le racket.
Şantaj yapan adamın hikayesini işitmiştim.
Ce qu'il ne comprend pas, c'est que c'est une affaire, un racket, une organisation!
Ama anlamıyor ki..... bu bir iş, bir ticaret, bu bir organizasyon..
Il fait dans le racket de protection, en attendant mieux.
Daha iyi birşeyleri beklerken Canarro için koruma işlerine bakıyor.
Du racket.
- Soygun bu!
le racket moderne!
Çağdaş haraççı.
Chaque policier est au courant du racket.
Teşkilatta haraççıları bilmeyen polis yok.
C'est un racket.
Hepsi düzmece.
Le même racket.
O benim sekreterim, kâtibem...
Je parle d'un flic malhonnête, corrompu qui trempe dans le racket et mérite la mort!
Haraca bulaşmış bir polisten bahsediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]