English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Rafa

Rafa tradutor Turco

757 parallel translation
Tu as éveillé en moi ce qui aurait dû rester assoupi.
İçimdeki rafa kaldırdığım herşeyi uyandırdın sen.
J'ai range les sacs la-haut...
İthal çantaları yukarı rafa koyuyorum.
Mettez les grosses valises noires sur l'etagere du bas et les grosses valises marron sur l'etagere du haut. - Mais, vous...
En üst raftaki tüm büyük siyah valizleri almanı ve onları en alt rafa koymanı, büyük kahverengi valizleri ise en alt raftan alıp en üst rafa koymanı istiyorum.
Je vais vous aider.
Verin rafa koyayım.
Sur l'étagère du haut.
Onlar üst rafa konulacak lütfen.
Ce que je veux est toujours en haut.
Neden her aradığımı en üst rafa koyarlar bilmem.
Ils prennent une bouteille et la mettent sur une étagere.
Bir şişe alıp rafa koyarlar.
Regardez sur le rayon.
En alttaki rafa bak.
On annule!
- Cimri akıllı, rafa kaldır onu
Si on fait ça, c'en est fini de Shields Productions.
- Rafa kaldırırız, bu da Shields Prodüksiyonun sonu olur
L'article sur Sally Gardiner... mets-le de côté.
Willebrandt'ın Sally Gardiner haberi. Evet. Yayınlama, ama rafa da kaldırma.
- Patience, Rafa. - Quand mange-t-on?
Aşk, aşk, aşk!
Jorge est trop important pour qu'on ne l'attende pas.
- Sabret biraz, Rafa. - Ne zaman yemek yiyoruz?
Je ne sais pas.
Rafa'nın.
Juste attendre, c'est ça? Attendre quoi?
- Rafa'yla ben konuşurum.
La Police. Rafa.
Seni sevdiğimi mi?
Pourquoi vous êtes là, pourquoi nous sommes venus, pourquoi cet intérêt pour une exposition de 3ème ordre.
Asıl mesele nereden başlayacağını bulmakta. Adım Rafael Sandovali, kısaca Rafa.
Je suis Rafael Sandoval, Rafa.
- Can sıkıntısından da patlarsın. - Hayır, hiç de öyle değil.
Celle-ci est à elle, et un garçon plus âgé en bas.
- Ne konuştunuz? - Papazla mı? - Hayır, Rafa'yla.
- Le prêtre? - Non, Rafa.
O kadar da önemli değil.
Mme Castro s'éclate dans les cocktails, s'ennuie dans des championnats de canasta, s'endort aux concerts de gala.
Bizi izleyen insanlar. Çalan telefonlar. Rafa.
Rafa.
- Ona bakma sen. Carmina önemli biri olamadığım için bana kızgın.
Oui, bien sûr.
Rafa Miguel'le konuşmuş.
Il écrit un roman.
- Rafa'yla konuşalım.
Rafa a parlé à Miguel.
Hayır, bu ABD'nin şerefine.
- Parlons à Rafa.
- Hayır. Söyle ona.
Rafa est un peu soûl. N'est-ce pas?
Seni arabanda o adamla gördüm.
- Et Rafa? - Miguel l'a affronté.
Hepsi geride kaldı.
- Mais Rafa savait quelque chose!
Gören olmamış. Juan, çok mutluyum.
La loi contre la prostitution est de nouveau écartée.
Fuhuşa karşı yasa tasarısı gene rafa kalktı.
Dites-leur de laisser le tapis rouge dans un tiroir jusqu'à ce que cette affaire soit terminée
Bu iş bitene kadar bürokrasiyi rafa kaldırmalarını da söyle.
Autant me ranger dans la naphtaline moi aussi.
Gidip daha büyük bir kutu ve naftalin al. Beni de bir rafa kaldır, olsun bitsin.
Après chaque armistice vous nous mettez au rancart.
Siz de bir sürü sivilden birisisiniz. Her ateşkesten sonra bizi rafa kaldırıp ucubeymişiz gibi bir kenara koyarsınız.
C'est reporté à plus tard.
O işi bir süreliğine rafa kaldırıyoruz.
.. de mettre la main sur quelque chose de concret et pchitt, ça s'évapore.
Şu an itibariyle ilkbahara kadar rafa kalktı. Tabii ki gözlerimizin önünde tuz buz olsun diye beton misali bir şeye dönüştüreceğiz.
Manfred n'est pas quelqu'un qu'on peut classer dans un dossier.
Manfred dosyaya konup rafa atılacak bir adam değil.
Affaire classée et cadenassée comme une malle dont le contenu pourrit!
Evet, durumu anladım. Olay kapandı. Büyük bir pislik torbası gibi her şey fermuarla kapatılıp rafa kalktı.
Tu vois l'étagère, avec les boîtes, là-bas! Va nous lire ce qu'il y a, à haute voix.
Evlat, konservelerin oldugu rafa git ve hepimizin duyacagi sekilde oku.
Sur l'étagére du haut, Sybil chérie.
Sanırım ikinci rafa koymuştum... aşkım Sybil.
Range ça.
- Pusseau, şunu rafa koy.
Le matin, je remets mes livres sur leur étagère.
Sabah olunca, ben kitaplarımı rafa diziyorum...
Je suis content de savoir que vous avez mis de coté votre projet d'achat de terres.
Bunu öğrendiğime sevindim. Toprak ele geçirme projesini rafa kaldırmaya karar vermene.
On devrait l'empailler.
İçini doldurup rafa koymak lazım.
Je voulais le mettre sur l'étagère pour qu'il lui tombe dessus.
En üst rafa koyarım diye düşündüm, havlu almaya kalkınca kafasına düşer.
Et vous voulez que nous l'archivions et nous l'oublions?
Ve sen bizden bunu rafa kaldırmamızı istiyorsun. Unut bunu.
L'ENQUÊTE S'EST ENLISÉE
DOSYA RAFA KALKTI
Mettez-la sur l'étagère, elle ne bougera pas.
Şuradaki rafa koyun.
On annule la sortie.
- Harry, filmi rafa kaldır
- Savoir quoi?
- Rafa'ya karşı mı?
De Rafa.
İçimiz rahatlardı.
Rafa?
Senden geri alabileceğim ne varsa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]