Translate.vc / Francês → Turco / Raisin
Raisin tradutor Turco
972 parallel translation
À l'époque des vendanges, l'air embaume le raisin noir.
Bağ bozumunda havada mor kokusu olur.
Le raisin noir.
Mor salkımlar.
Ne lui donnez pas ce raisin!
O üzümleri vermeyin ona!
Il faut que vous le bourriez de raisin pour qu'il ait la colique!
Şimdi de ona üzüm yedirip, karın ağrısı çekmesine neden olacaksınız!
Jus de tomate, jus d'orange, jus de raisin, jus d'ananas...
Domates suyu, portakal suyu, üzüm suyu, ananas suyu...
Il boit du lait quand les vaches ont mangé du raisin.
İnekler üzüm yerse, o da süt içecek.
De la chèvre au raisin.
Keçilerden üzümlere.
Tu es passée trop rapidement du lait de chèvre au jus de raisin.
Keçilerden üzümlere geçişi biraz hızlı yaptın.
Attends que je sois là-bas. Je cueillerai des oranges ou du raisin à volonté...
Kaliforniya'ya gidince, her canım istediğinde uzanıp bir portakal koparacağım.
J'irai me cueillir de belles grappes de raisin que j'écraserai sur mon visage et dont je boirai le jus.
Bir sarmaşıktan koca bir salkım üzüm koparacağım, ve hepsini suratımda ezip üzüm suyunu çenemden akıtacağım.
Giuseppe! Le meilleur fouleur de raisin de Naples!
Guiseppi, İtalya'nın en iyi üzüm ezicisi.
Je foulais le raisin avec vous!
Seninle birlikte üzüm ezerdim.
Pressez le raisin, pas ma femme!
Üzümleri ez. Karımı ezme.
Souvenez-vous du raisin!
Üzümleri hatırla.
Pas du raisin... des enfants!
- Üzüm değil. Altı çocuk!
- Je ne veux pas de raisin!
- Ben üzüm istemiyorum!
Tarzan, quel beau raisin.
Tarzan, üzümler harika.
ça suffit, avec le raisin.
Çita, yeterince üzüm yedin.
Allez distinguer le raisin des mouches.
İnsan kuru üzüm mü, sinek mi bilemiyor asla.
Oh, du raisin.
Oo, üzümmüş.
J'adore le raisin.
Üzüme bayılırım.
- Arrête de manger ce raisin.
- Üzüm yemeyi bırak.
Vous prenez du sirop contre la toux que vous mélangez á du jus de raisin...
İki paket öksürük tozunu biraz üzüm suyuyla karıştırdıktan...
Un soda raisin.
Grape!
Je t'ai apporté du raisin.
Sana üzüm getirdim.
Ce raisin a été lavé?
Bu üzümler yıkandı mı?
" est foulé comme le raisin au pressoir.
"şarap presindeki gibi herkesi sıkıp eziyor."
Je vois ça : Mi-figue, mi-raisin.
Yani yarı tatlı, yarı ekşisin.
Le sang du raisin de Thraces, le vin de l'amour.
Trakya üzümlerinin kanı, aşkın şarabı.
Et les femmes foulèrent le raisin pour en faire du vin.
Ve kadınlar üzümü ezip, şarap yaptı.
Pour le raisin sans doute. Médiocre pour les animateurs!
Üzüm için olabilir, ama sunucular için kötüydü.
- "Au Raisin de Corinte"...
- Beni batıracaksınız!
Des noix de coco. Et du raisin!
Hindistan cevizi, üzüm al!
Prenez un raisin sec.
Kuru üzüm ye.
Cet oiseau s'est fait avoir par le faux raisin.
Bu sahte üzümler kuşu aptala çevirdi.
Fait avec notre propre raisin.
Kendi üzümlerimiz, biliyorsunuz.
Par exemple, j'aime le raisin, mais quand ce n'est pas la saison.
Mesela, üzümleri ne kadar sevdiğimi bilirsin. Öyle, bende elimizde üzüm yokken, onları çok severim.
L'important, ce n'est pas le raisin mais l'envie que j'en ai.
Benim için üzümün yerini tutmazlar ama... onları da çok arzuluyorum.
Ce raisin a été coupé hier soir, Lawrence, à Damas.
Bunlar dün gece Şam'dan koparıldı.
J'ai acheté du raisin.
Üzüm ister misin? Eve dönerken aldım.
Elles vous donnent du raisin, vous peignent les ongles du pied, pendant qu'elle fait la danse des sept voiles.
O yedi peçe dansını yaparken,..... kızlar sana üzüm yedirip,..... ayak tırnaklarını boyuyorlar.
Peut-être que si votre majesté ne monopolisait pas le raisin, nous pourrions tous en avoir.
Majesteleri, eğer üzümleri acımasızca götürmeyı bırakırsanız biz de biraz alabiliriz.
Si vous avez besoin de raisin d'oranges, de magazines, de fleurs, contactez l'Amicale.
Üzüm, portakal, gazete, çiçek gibi ihtiyaçlarınızda, hiç çekinmeden, arayın.
Du raisin.
Üzüm mü?
- J'ai envie de raisin.
- Üzüm isterdim.
Prenez du raisin.
- Üzüm ister misin?
Un jus de raisin?
Oturun, Grayson.
Deux jus de raisin.
İki üzüm suyu, George.
et peut-être un peu de raisin.
Ve bir kaç tane de üzüm.
- Encore un raisin sec?
- Sakız?
Faut pas qu'il naisse avec une envie de raisin.
Kimin karnında doğacağını ayarladın mı?