Translate.vc / Francês → Turco / Raphael
Raphael tradutor Turco
528 parallel translation
- Où est mon petit Raphaël?
- Raphael'im nerede?
Mon Raphaël, mon beau bébé.
Raphael'im, güzel bebeğim.
Mon si beau petit Raphaël...
Benim güzeller güzeli Raphael'im.
Il peignait une main parfaite pendant que raphaël dessinait une griffe informe.
Raphael pençe gibi biçimsiz el çizerken, o kusursuz el çizerdi.
Mais RaphaëI aimait son travail.
Ama Raphael işine aşıktı.
Ni Raphaël, ni Watteau, ni le Corrège ne l'ont atteinte.
Raphael, Watteau ve Correggio da göremedi.
Et il est signé RaphaëI.
Ayrıca Raphael tarafından yapılmıştır.
Oui, mais RaphaëI de Santis. Pour mille lires, vous ne voudriez pas un vrai RaphaëI.
Evet ama Raphael de Santis tarafından... 1000 lira'ya ne alacağını sanıyordun gerçek bir Raphael mi?
Si tu vas au service de contagion, porte ça à sœur Raphaël,
Bulaşıcı hastalıklar kliniğine gidiyorsan bunları Sister Raphael'e ver lütfen.
Je vous présente Raphaël de Santi d'Urbino, qui se trouve...
Mesela Urbinolu Raphael de Santi...
Vous êtes allé dans la chapelle Sixtine, maître Raphaël.
Bakıyorum, Sistina Şapeli'ni ziyaret etmişsiniz Usta Raphael.
On dit que Raphaël dessine avec votre force, mais que vous ne possédez pas sa grâce.
Diyorlar ki Raphael, senin azminle resim yapabiliyormuş ama senin resimlerin onunkiler kadar görkemli değilmiş.
J'ai considéré ton jeune collègue, Raphaël.
İşi genç meslektaşın Raphael'e vermeyi düşündüm.
Pour peindre mon plafond?
Tavanıma Raphael mi resim yapacak?
Si je le donne à Raphaël, il est à lui.
Raphael'e verirsem onun olur.
Alors vous ne songez pas vraiment à Raphaël?
Yani işi gerçekten Raphael'e vermeyi düşünmüyorsunuz?
- Rafael!
- Raphael.
Adieu Rafael.
Hoşçakal Raphael.
Bloque les routes, fais sauter le pont!
Raphael'i yolu kapatıp, köprüyü hava uçurmaya gönder.
Devant moi, Raphaël.
Karşımda Raphael.
Il était dans la galerie florentine, et il a barbouillé de ketchup "L'enfant Jésus" de Raphaël!
Floransa Salonundaydı, Raphael'in Bebek İsa'sını ketçaba buladı. - Olamaz.
- Raphaël?
- Raphael mi?
Don Rafael, comment allez-vous?
- Don Raphael! Nasılsınız?
Enfin, Rafael, vous n'y songez pas!
Yapmayın Raphael, anlamıyor musunuz?
Bonjour, François.
- Günaydın Raphael. Günaydın François.
Que fais-tu?
- Sen ne yapıyorsun? - Raphael!
Rafael sait que ça se boit comme le champagne :
Raphael iyi bilir, sek martini şampanya gibi içilir.
— Ne restons pas ici, Rafael.
- Burada durmayalım Raphael.
Moi aussi, je venais transmettre l'invitation à Rafael.
Ben de Raphael'e Senechal'in davetini haber verecektim.
Rafael, vous pourriez venir une minute?
Raphael, bir saniye gelebilir misiniz?
Je vous présente don Rafael Acosta, ambassadeur de la République de Miranda.
Sizi tanıştırayım, Don Raphael Acosta, Miranda Cumhuriyeti Büyükelçisi...
Rafael, à vous l'honneur.
- O zaman siz alın Raphael.
— À ta santé, Rafael.
Sağlığına Raphael!
Comment me trouvez-vous, Rafael?
- Nasıl buldunuz Raphael?
Je rêvais d'abord que Sénéchal rêvait que nous allions dans un théâtre, ensuite, que nous étions invités chez le colonel, et qu'il se disputait avec Rafael.
Önce Senechal'in rüyasında tiyatroda olduğumuzu gördüğünü gördüm. Sonra Albay'ın evinde yemekteydik. Raphael'le tartıştılar.
— N'est-ce pas, Rafael?
- Değil mi Raphael?
Rafael Acosta?
- Raphael Acosta?
Vous êtes bien Rafael Acosta, ambassadeur de Miranda? Oui.
Siz Miranda Cumhuriyeti Büyükelçisi Raphael Acosta'sınız, öyle değil mi?
Bonjour, Rafael.
İyi akşamlar. - Merhaba Raphael.
Rafael, ici.
- Tamam. Raphael buraya...
Rafael, vous êtes né quand?
Söyler misiniz Raphael, ne zaman doğdunuz?
— Passez-moi l'assiette de Rafael.
- Raphael'in tabağını uzatır mısınız?
— Vous aimez participer largement à la vie, Rafael.
- Harika. Hayatın içinde olmayı seviyorsunuz Raphael.
Mais si vous voulez refuser les idées reçues, encore faut-il les remplacer par une morale personnelle, Rafael!
Eğer sürekli olarak yerleşik görüşleri reddetme amacındaysanız, onların yerine kişisel bir ahlak getirmelisiniz Raphael.
Du gigot, Rafael? Oui.
- Biraz daha et Raphael.
... et a tiré sur Raphael Sam Crowder avec un pistolet Colt... appartenant à Sampler Harte.
... sonra Sampler Harte'a ait Colt tabancayla Raphael Sam Crowder'ı vurdu.
Raphaël l'était aussi.
- Rafael de öyleydi Mösyö.
Raphaël!
Raphael mi?
- Rafael, vite!
- Raphael buraya gel, yardım et çabuk.
- C'est de Raphaël, ça vous plaît?
Raphael. Beğendiniz mi?
— Rafael?
- Raphael?