Translate.vc / Francês → Turco / Reponse
Reponse tradutor Turco
17,733 parallel translation
Je ne comprenais pas pourquoi je ne pouvais pas poser de questions sans réponse.
Neden cevabı olmayan sorular sormamam gerektiğini bir türlü anlamazdım.
J'ai toujours dit "bientôt", mais maintenant qu'ils emménagent, je peux te donner une réponse honnête :
Her zaman "yakında" demişimdir. Ama artık gidecekleri için gerçeği söyleyebilirim ;..
Je veux ta réponse d'ici là.
Cevabını kararlaştır.
Dis à Abrecan que ma réponse est non.
- Abrecan'a söyle, cevabım hayır.
A ton avis, quelle sera ma réponse?
Cevabımı tahmin etmen için bir hakkın var.
Tu as réponse à tout.
Tüm bahanelerin hazır değil mi?
Ça fait des années que je cherche la réponse.
Bunu kaç yıl merak ettim biliyor musun?
Je voudrais vous poser une série de questions à réponse sèche.
Size bir grup EVET-HAYIR soruları soracağım.
Je ne vais pas avoir " jamais une réponse.
Cevabı hiç bir zaman öğrenemeyeceğim.
Mais ne pas le faire quand je suis en charge, dans mon école, puis quand il est mon tour réponse de vos mauvais choix.
bunu benim gözetimimde benim okulumda... yapma. Senin yanlış seçimlerinin ceremesini ben çekeceğim çünkü
La vraie réponse est tout ce qu'il veut.
Ne isterse onu yapar.
Vous voulez une réponse franche?
- Dürüst olayım mı?
Lequel... la réponse veut trouvez-vous plus attirant?
Hangi cevap beni daha çekici bulmanı sağlayacak?
Tout que vous faites toute la journée est réponse aux hommes plus puissant que vous.
Senin tek yaptığın, senden daha güçlü insanlara hesap vermektir.
Alors la réponse c'est l'interdit?
O hâlde cevabın "yasak" mı?
J'attends une réponse, chéri...
Cevap bekliyorum tatlım.
La réponse est juste devant toi.
Cevap önünüzde.
La question est, est-ce que trouver la réponse vaut 5 millions de dollars?
asıl soru şu... 5 milyon doları vermek kim olduğunu bulmak için değer mi?
On en a confirmation? Sur radio, aucune réponse.
- Telsizden sorduk ama cevap gelmedi.
On aura bientôt la réponse, Clarke.
Yakında cevabımızı alacağız Clarke.
Selon le messager, ça prouve la loyauté d'Azgeda envers la coalition et ça répond à une question sans réponse.
Elçi, Azgeda'nın koalisyona sadakatinin bir kanıtı ve cevaplanmamış bir sorunun cevabı olduğunu söyledi.
Avec tout mon respect, monsieur, vous ne répondez pas sa réponse.
Yanlış anlamayın efendim ama hâlâ Monty'nin sorusuna cevap vermediniz.
Tu connais la réponse.
Cevabı biliyorsun.
Parle-lui-en, pense à ta famille, donne-moi ta réponse demain matin.
İstişare edin, ailenizi düşünün. Sabah kararınızı söyleyin.
Ils veulent ma réponse demain.
Yarın öğrenmek istiyorlar.
"Regarde-toi." C'est ta réponse à tout.
"Kendine bak" mı? Her şeye cevabın bu.
Je n'ai pas encore la réponse.
Onu henüz bulamadım.
Pas de réponse.
Cevap yok.
Non, je sais... que tu veux juste entendre ma réponse.
Gerek yok. Cevabımı duymak istiyorsun.
La réponse...
Cevaba gelirsek...
Ma réponse, c'est que je suis ici pour moi.
Cevabım, kendim için buradayım.
- Faites pas comme ces gros cons qui font semblant de savoir quand ils n'ont pas la réponse.
... bir milis? Soruma soruyla cevap verip durma. Bilmiyorsun işte.
Et la réponse est toujours la même.
Neden oradaydık? Cevabı hiç değişmiyor.
- [Verres Thud] Question et réponse.
Sordun, cevabımı aldın.
- Non Question et réponse.
Olmaz.
Et que, comme une réponse directe à l'information d'initié fourni à M. Stearn.
Ve bu da, Bay Stearn'e doğrudan şirket içi bilgi sağlandığıdır.
Publiquement, l'ATCU sera toujours la façade de la réponse de mon administration pour gérer les menaces avancées.
Halkın gözünde YTÖE gelişmiş tehditlere karşı yönetimimin yüzü olmaya devam edecek.
Toujours aucune réponse de l'équipe Recon B. Pas un mot.
Gözlem Ekibi B'den hâlâ ses yok.
La réponse était toujours la Terre.
Cevap hep Dünya olurdu.
La même année, elle a enfermé A.L.I.E. car sa réponse au problème mondial était trop de gens sur Terre.
Aynı sene A.L.I.E'yi kapatmış çünkü "Dünyanın nesi var" sorusuna "Çok insan olması" cevabını vermiş.
La réponse à ma question.
Sorumun cevabı.
Si je tire, je n'aurais pas la réponse.
Seni vurursam cevabımı alamam.
Ce n'est pas une réponse.
Sorumun cevabı bu değil.
- C'est pas le réponse qu'on attendait.
- Aradığımız cevap bu değil.
Mauvaise réponse. Suivant!
Yanlış cevap evlat.
Elle aura sa réponse d'ici ce soir.
Akşama kadar cevabını alacağını söyle.
Vous aurez votre réponse quand je serai Champion du monde.
Sana, Dünya Şampiyonluğuyla cevap vereceğim.
- Vous avez la réponse?
Tavuk ve mısır çorbası. Biliyor musun?
- aucune question n'aura de réponse!
-... kimse cevap alamayacak.
J'ai trouvé la réponse...
Ben cevabı buldum.
Je veux une réponse à ma question d'hier.
Dün sorduğum soruya cevap vermeni istiyorum.