Translate.vc / Francês → Turco / Restaurants
Restaurants tradutor Turco
1,099 parallel translation
Tu sais, ces restaurants fréquentés par les stars sont si prétentieux.
Bu restoranların... film yıldızı müşterileri oluyor, fiyakalılar.
Ils ignorent nos endroits, nos restaurants, nos activités...
Gittiğiniz yerleri bilmezler. Yemekleri bilmezler. Yapılan şeyleri bilmezler.
Tous les restaurants sont des Pizza Hut.
Şimdi bütün restoranlar Pizza Hut.
Il y a plein de restaurants asiatiques.
Burada bir sürü oryantal lokanta açılıyor.
Ah, les restaurants à New York... C'est Florence au 16e siècle :
Yüzyıldaki Floransa gibi ;
Il a dirigé des restaurants à Harlem.
Filmlere geçmeden önce, Harlem'de dört restoran işletmiş.
Gerardo dit qu'il n'y est jamais allé, mais décrit tout : les discothèques, les restaurants, les brasseries...
Gerardo oraya hiç gitmediğini söylüyor ama bütün meyhaneleri, diskoları ve lokantaları gösterebiliyor.
Ô vénérable Chinois, où sont les restaurants chinois?
Oh, ulu Çinli bize yerini gösterebilir.
Pour qu'ils puissent dîner dans des restaurants chic.
Böylece, o ve üçgen adam lüks bir lokantaya gidebilecekler.
Il y a plein de restaurants Krusty Burger.
Ne tarafa döneceğiz? Bir sürü Krusty Burger mevkisi.
C'était le guide des restaurants de New York.
- New York Restoran Rehberi'ydi. - Aman Allahım.
Quand le guide des restaurants te recommande aux Hindous pour une bonne soirée de jeûne, tu fais quoi?
Ve Restoran Rehberi seni oruç tutmayıp... eğlenceli bir gece arayan Hintlilere öneriyorsa ne yapmamı..
Et les restaurants du coin?
Ya lokantalar?
Et les fleurs, les concerts, les restaurants...
Çiçekler, konserler, restoranlar...
J'adore Milwaukee, il y a des restaurants superbes.
Milwaukee'yi seviyorum. Harika restoranlar var.
Un livre de plus? Parfait... Que pensez-vous d'un mémoire de 80 pages sur tous mes restaurants préférés?
Sevdiğim restoranlarla ilgili 80 sayfalık bir anı kitabı nasıl olur?
J'ignore s'il y a des restaurants, là-haut.
Orada yemek yiyecek bir yer olduğunu sanmıyorum.
Aujourd'hui, nos guerriers ouvrent des restaurants et servent du racht aux petits-enfants d'hommes que j'ai tués à la bataille.
Şimdi savaşçılarımız restoran açarak savaşta boğazlarını kestiğim kişilerin torunlarına "ract" servisi yapıyorlar.
On se connaissait, on mangeait aux mêmes restaurants, on fréquentait les mêmes personnes...
Aynı çevredeydik. MGM'de çalışıyorsan MGM tarzına uyum sağlamak zorundaydın.
Tu allumes ta clope après le repas dans un restaurant : "Désolé, la loi interdit de fumer dans les restaurants."
Bir restoranda yemek yedikten sonra bir tane yaktığında hemen gelip "Restoranda sigara içmek yasak efendim." diyorlar.
Chaque jour, 7999 gaufres belges sont consommées dans les restaurants de Brooklyn.
Her gün Brooklyn restoranlarında 7.999 Belçika Waffle'ı yeniyor.
- Oui, les restaurants, ça avait toujours été son truc.
Evet, Nicky restoranları seviyordu. Bu işin meraklısıydı.
Pendant leur séjour ici, je veux que les Bajorans s'habituent à les voir sur la Promenade, dans leurs restaurants, et qu'ils apprennent à voir en eux autre chose que des brutes étrangères.
Bunun farkındayım. Fakat Kardasyalılar buradayken,... Bajorlular'ın onları gezinti güvertesinde yürürken görmelerine,... onların dükkanlarından alışveriş etmelerine,... lokantalarında yemek yemelerine alışmalarını,... Kardasyalılar'ı acımasız yöneticilerden farklı kişiler olarak tanımalarını istiyorum.
Oui, les restaurants de famille, voilà comment se faire du blé.
Evet, aile lokantaları. Bu işte çok para var aslında.
Hoki parti à l'aube pour une librairie étrangère à Kowloon dans une rue pleine de restaurants.
Hogey restoranlarla dolu | bir sokakta bir kitapçı buldu.
Les restaurants au deuxième.
İkinci kattaki yiyecek bölümünde buluşalım.
Encore un de tes restaurants qui ouvre en face de mon Café. Tu me respectes tellement!
Yine benim kafenin karşısına şube açtın ne kadar naziksin.
Et ils vous parlent de musées et de restaurants de merde.
Sonra size boktan müzeleri, sergileri ve restoranları anlatırlar.
Je vais être sur la liste noire des restaurants.
Yer ayırıp gitmediğimden restoranlar bana kızgın.
Ils s'y connaissent en restaurants?
Onlar lokanta işinden ne anlar ki?
Tous les restaurants sont entre les niveaux deux et dix.
Tüm restoranlar 2 ila 10. katlar arasında.
Bars, restaurants, salons... Rien.
Barlar, restoranlar, kulüp, hepsi temiz.
Kristina et moi avons passé en revue 30 restaurants grecs.
Bahse girerim Kristina ve ben günde en az 30 Yunan lokantası gezebiliriz
Irons-nous dans des restaurants chics?
Yani, kıyafet kuralı olan bir restoranda yemek yer miyiz bilemedim de.
.. il n'y a pas de restaurants mexicains.
Burada hiç Meksika restoranı yok.
Tu serais surpris de ce que font certains restaurants.
Bazı lokantalarda yapılanları bilsen şaşarsın.
Les restaurants Poêles magiques, c'est eux.
Magic Pan restoranın sahibi Mandelbaumlardır.
Mesdames et messieurs, vos restaurants Poêles magiques nous ayant exploités, nous détournons cet avion vers Cuba.
Bayanlar ve baylar sizin Magic Pan restoranınız tarafından sömürüldük bu yüzden uçağı Küba'ya kaçırıyoruz.
Il y a quelques bons restaurants le long du fleuve, si ça vous tente.
İlgini çekerse, nehrin orada birkaç güzel restoran var.
Avec les musées, les théâtres, les restaurants, la musique...
Yada tiyatro ve, ve retrorant ve müzik- - Ben-
Maman n'aime pas trop les restaurants...
Annem restoranlari pek sevmez Benim gitmemede izin vermiyor
Dans les restaurants chinois, plus c'est bon, moins les serveurs sont aimables.
Çin restoranları ne kadar iyi olursa, garsonlarının da o kadar aksi olduğunu fark ettin mi?
Lui, il a deux restaurants à Paris.
Paris'te iki lokantası var.
Nous faisons la décoration d'une chaîne de restaurants mexicains.
- Aslında inanılmayacak derecede sıkı çalışırım. Oh ve Joey, bir Meksika restoran zinciri için dizayn yapıyoruz.
maternités, restaurants...
Doğum katı, bekleme odaları, restoranlar.
Ils m'envoient les cartes des restaurants.
Onlar bana bazı restaurantların menülerini fakslıyorlar.
Elle meurt de faim dans les meilleurs restaurants.
En iyi restoranlarda aç kalmak.
De tous les restaurants de Manhattan, pourquoi as-tu amené Libby au Fung Wa?
Manhattan'da bu kadar restoran varken, neden Libby'i Fung Wa'ya götürdün?
Certains restaurants.
Belli olaylar. Belli restoranlar.
Pendant deux semaines, ils se blottissaient l'un contre l'autre... ils allaient dans des restaurants romantiques... ils faisaient l'amour de manière merveilleuse... et partageaient leurs secrets les plus intimes.
İki hafta boyunca koklaştılar romantik restoranlara gittiler muhteşem seks yaptılar ve en mahrem sırlarını paylaştılar.
Hôtels, restaurants, stations services.
Oteller, lokantalar, benzin istasyonları... - Buraya ne büyük bir yatırım yapılacağının farkında mısınız? - Şükran Gününüz kutlu olsun.