Translate.vc / Francês → Turco / Reunion
Reunion tradutor Turco
13,450 parallel translation
- C'est ma réunion et je...
- Bu benim toplantım ve ben...
Je quitte la pièce pour parler à mon paysagiste, et la réunion dérape?
Bahçıvanımla konuşmak için bir anlığına çıkıyorum ve toplantının içine ediliyor.
Tu essaies de recruter des filles à une réunion des Pissenlits?
Karahindiba toplantısında kızları yanınıza mı çekmeye çalışıyorsunuz?
Je vais faire une réunion parent-professeur... et leur dirai quel mauvais garçon tu es.
Veli toplantısı yapacağım ve anne babana... ne kadar yaramaz olduğunu anlatacağım.
Les Stangle, réunion.
Stangle'lar toplansın.
Je pense que la réunion est finie.
Toplantımızın bittiğine eminim. Sizce?
Deux heures de beuverie avant notre réunion.
Takım toplantısından önce 2 saat içmece.
Fin de la réunion.
Dağılabilirsiniz.
Veuillez m'excuser, mais j'ai une réunion et je suis en retard.
- Hayır, buradayım. Kusura bakmayın Bay Clay, ama bir toplantım var ve geç kalmak üzereyim.
C'est la réunion communautaire.
Ev toplantısı yapıyorduk.
Faisons une réunion.
Bir toplantı yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
OK, écoutez, je vous aurais pas tirée de votre réunion si ça avait pas été important.
Çok önemli bir şey olmasa seni toplantıdan almazdım.
Je sors de réunion avec Miriam.
Miriam'la toplantıdaydım.
Leur lieu de réunion?
Nerede toplanıyorlar?
Cette réunion est une distraction inutile.
Bu toplantı gereksiz bir oyalama.
Je l'ai fait venir pour qu'il vous parle de la situation à Serowe, avant votre réunion au Kgotla, M. Khama.
Kgotla'daki mitinginiz ışığında Bay Lancaster'dan Serowe'daki meselelerin değerlendirmesini size sunmasını rica ettim Bay Khama.
Nous vous conseillons de renoncer à votre statut de chef et de l'annoncer à la réunion.
Şeflikte olan hakkınızdan feragat etmenizi ve bunu bir mitingde kabilenize duyurmanızı öneriyoruz.
Oui, je suis humble depuis notre dernière réunion, que je veux faire des excuses pour.
Son görüşmemizden sonra mütevazi oldum. Özür dilemem gerekiyor.
Hé! La réunion s'est bien passée?
Büyük toplantı nasıldı?
Pourquoi? Vous n'approuvez pas cette réunion?
Neden, bütün bunları onaylamıyor musunuz?
Cette réunion semble importante.
Toplantı resmi olarak başlamıştır.
Continuons cette réunion à l'extérieur.
Toplantıyı dışarıda sürdürelim.
Quelle réunion!
Ne toplantı ama. İyi değil mi?
- Tu veux une réunion?
- Toplantı mı istiyorsun? - Evet.
Bien plus tard, elle était à une réunion.
Yıllar sonra bir toplantı yapıldı ve oda oradaydı.
Il peut y avoir des vidéos de la réunion.
Toplantının görüntüleri olabilir.
Juste une réunion amicale où je révèle au monde qui vous êtes vraiment.
Tüm dünyaya ne boktan bir herif olduğunu açıklayacağım küçük bir toplantı.
Plus jamais, depuis notre enfance jusqu'à ce soir, à la 45e réunion de notre promotion de lycée.
Hepsinde böyle bir şey yok izleyen yıllar çocukluğumuzdan bu geceye kadar, 45'inci toplantısı lise sınıfımız.
À 30 ou 40 ans, j'aurais fui comme la peste ce genre de réunion de classe.
30 veya 40'da, toplama eski sınıf arkadaşlarım olurdu tam da böyle bir şey tutsaydım Burnum bitti.
Pas pour cette réunion.
Bu yeniden birleşme için değil.
Un allumé l'a vue à l'aéroport de Phoenix ou à une réunion Hare Krishna?
Onu Phoenix'in bir havaalanında gördü. Ya da lanet olasıca Hare Krishna toplantısı?
Il y a une réunion sans la salle de bain?
Neden banyoda toplantı var?
Le 9 janvier 1963, j'ai assisté à une réunion pour apprendre à inscrire les électeurs noirs au Mississippi.
9 Ocak 1963'te Mississippi'deki zenci seçmenleri kaydettirmeyi öğrenmek için bir toplantıya gittim.
On doit fêter cette réunion d'amis chers.
Sevgili arkadaşlar bir araya gelmeyi kutlamalıyız.
Bienvenue à notre réunion.
Küçük toplantımıza hoş geldiniz.
Le café, les donuts, c'était sympa pour la réunion.
Personel toplantısı için kahve ve çörekler iyi olur. Tam senlik.
Bonne réunion.
- İyi bir toplantıydı. - Evet.
Je veux une réunion en privé avec Tshombe.
Tshombe'yle özel bir görüsme istiyorum.
Le seul moment où je l'ai vue pleurer c'était, euh... quand les Ceinturiens à une réunion, lui ont dit, "Tu est une des nôtres maintenant."
Onu ağlarken gördüğüm tek zaman bir toplantı Kuşaklıların ona "Artık bizden birisin" dedikleri an oldu.
Vous verrez tout cela ce soir, pendant le réunion avec les R.G.
Bu geceki intel brifinginde tamamını göreceksin.
Le Secrétaire Général a demandé une réunion d'urgence avec nos principaux sous-traitants pour des motifs de sécurité, et vous êtes priée d'y participer.
Genel Sekreter güvenlik konusunu görüşmek üzere kilit firmalarımızla acil durum toplantısı düzenliyor ve sizin de bize katılmanız gerek.
C'était juste une réunion.
Yalnızca bir görüşmeydi.
Fraser, qu'une réunion joyeuse.
Ne sevinç verici bir buluşma.
Mais bientôt... j'ai une réunion à Bucarest.
Ama gelecek hafta Bükreş'te toplantım var.
- Oui, elle est toujours en réunion.
- Evet, hâlâ toplantıdaymış.
On a une réunion.
Toplantıya girmek üzereydik.
En réunion, mais il a laissé sa carte pour payer.
Toplantıda, ama kredi kartını odada unutmuş.
C'est une réunion du Conseil restreint.
Burada küçük konsey toplantısı yapıyoruz.
Réunion de famille.
Ev toplantısı.
Écoutez, si vous nous laissez partir, je peux obtenir des badges d'invités pour une réunion de la Commission des Affaires Étrangères si c'est une séance publique!
Dinle, eğer gitmemize izin verirseniz, size, Senato'nun Dış İlişkiler Komitesi toplantısına girmek için ziyaretçi kartı edinebilirim, kapalı bir toplantı yapmayacaklarsa!
Réunion de groupe.
Küresel Müdahale Birimi, ekip odasına.