Translate.vc / Francês → Turco / Rouge
Rouge tradutor Turco
18,582 parallel translation
Il va être difficile d'en avoir une pendant un code rouge.
Kod kırmızıdayken birini bulmak zor olacak.
Ecoute, je pensais qu'on devrait aller faire un tour aujourd'hui... montagne, vélo, Canyon Rouge.
Dinle, bugün Red Canyon'da dağ bisikleti sürebiliriz diye düşündüm.
Nous avons un code rouge.
Kırmızı alarm.
Il a dit qu'il avait attrapé 450 kilos de thon rouge une fois.
Bir keresinde 450 kg'lık mavi yüzgeçli orkinos yakaladığını söylemişti.
Est ce qu'il y aura un tapis rouge?
Kırmızı halı olacak mı?
Non, mais Red Murtaugh, des tapis de rouge, sera là.
Hayır ama Kırmızı Halıları'nın sahibi Murtaugh Kırmızı orada olacak.
Le bouton rouge!
Kırmızı düğme!
Je vais commencer par une blague? Je suivante Rouge Murtaugh.
Murtaugh Kırmızı gibi espriyle başlamaya kalktım.
Vous allez bien? Vous semblez rouge. Je n'ai jamais été aussi bien.
- Biraz hasta gibi görünüyorsunuz.
- C'est rouge?
Kızarmış mı?
Elle est rouge ou bleue.
Kırmızı ya da mavi olacak.
Vert est sécurisé, jaune est moyen, et rouge signifie "restez à l'écart".
Yeşil, "güvenli", sarı, "eh işte", kırmızı ise "uzak dur" demek.
Oui, une zone rouge.
- Evet, kırmızı bölge.
Un feu rouge à un moment pareil!
Kırmızı ışık da yanacak zamanı buldu.
Si quelque chose devient rouge, vous faites le moi savoir rapidement.
Bir şey kırmızıya dönerse anında bana haber ver.
Si quelque chose devient rouge, nous sommes tous sous l'eau.
Bir şey kırmızıya dönerse hepimiz su altında kalırız.
Le rouge, pour les états critiques qui ne survivront pas sans traitement et transport.
Kırmızı, tedavi ve nakil olmadan hayata tutunamayacak olanlar için.
- Sur le scotch rouge -
- Kırmızı bantın üzerinde mi?
Le truc rouge, c'est la caravane de Steven.
Kırmızı bina da Steven'ın evi.
Vous vous êtes connus à une conférence.
Doug'la, Baton Rouge'daki bir konferansta tanıştın.
C'est rouge!
Kırmızı ışık, kırmızı ışık!
- Oui. Trouvons du maïs rouge pour faire du whisky de maïs!
Kırmızı kerpiç bulup mısır viskisi hazırlayalım.
Tu mets ton pouce sur le bouton rouge de mise à feu là.
Başparmağını tetik düğmesine koy.
Une fleur rouge pour Bob Μusella.
Musella, kırmızı giymişsin.
Appuyez sur le bouton rouge pour ouvrir le sas.
Kapıyı açmak için kırmızı tuşa bas.
J'étais en train de jouer au mah-jong avec ma mamie et ce rayon rouge m'a frappé sorti de nulle part. Ferme-la!
Tam ninemle Mahjong oynuyordum ki aniden kırmızı bir ışık şeridi bana çarptı.
Pourquoi le beau costume rouge, M. Pool?
Kırmızı kostümün özel bir sebebi var mı Bay Pool?
- d'un costume rouge.
- kırmızı kostüm giydiği var.
- Costume rouge.
- Kırmızı kostüm.
Pourquoi le costume rouge?
Neden kırmızı giydiğimi merak ediyor musunuz?
"mais le gars en rouge vient d'empaler l'autre gars!"
"Ama kırmızılı eleman diğer adamı resmen şiş kebap yaptı!"
Pour bien la raconter, je dois parler de l'époque où je ne portais pas ce spandex rouge.
Ama önce... taş gibi popomu bu kırmızı tayta sokmadan önce neler yaptığımı anlatmalıyım.
Mais le rouge te va bien.
Ama kırmızı sana yakışmış.
Le rouge, c'est ta couleur.
Kırmızı asıl senin rengin.
Ou porte du rouge.
Ya da kırmızı giy.
J'ai découvert qui était notre ami en rouge.
Kırmızı kostümlünün kim olduğunu öğrendim.
Le rouge, c'est ma couleur.
Kırmızı benim rengimmiş.
- Je pensais à une ombre à paupières magenta. Ça fera sortir vos yeux, et un peu de rouge à lèvres?
- Gözlerini belirgin yapması için biraz çingene pembesi göz farı ve ruj süreyim mi?
Je trouverais adorable ton cou rouge quand tu es nerveuse.
Gergin olduğunda boynunun kızarmasını sevimli buluyorum.
Pourquoi Anna Wintour s'éloigne du tapis rouge?
Anna Wintour kırmızı halıdan neden uzaklaşıyor?
Dans le coin bleu, en short rouge, pesant 75 kg.
Mavi köşeden dövüşecek ve kırmızı şort giyecek. Tam 74 kiloda.
Son adversaire, dans le coin rouge.
Rakibi kırmızı köşeden dövüşecek.
- Passez le niveau d'alerte au rouge.
- Kırmızı alarm seviyesine geç.
Cette masse rouge en haut du vaisseau, c'est votre cible.
Geminin üst tarafındaki şu kırmızı kütleyi görüyor musun? Hedefiniz işte bu.
Elle était drapée dans un immense bout de tissu orange et rouge.
Turuncu ve kırmızı bir kumaşa sarılmış haldeydi.
- Le panneau était rouge.
- Kırmızı. Kırmızıydı. Tren 1.
Le jour Rouge, Blanc et Bleu est demain!
Yarın Kırmızı, Beyaz ve Mavi günü!
- Feu rouge.
- Kırmızı.
Il y a un feu rouge!
Kırmızı!
- À tous, alerte rouge.
- Onu görmüyorum.
" jusqu'à la mer Rouge.
" Kızıl Deniz'e kadar takip etti.