English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Rr

Rr tradutor Turco

8,012 parallel translation
Dans le cas contraire, pour protéger son secret?
Diğer türlü ise neden sırrını korusun ki?
Ce sera notre petit secret.
Bu bizim küçük sırrımız olacak.
Ton secret est en sécurité avec moi.
Sırrın güvende.
Notre cible doit être quelqu'un qui connaît déjà les secrets de Tomas.
Ya da hedefimiz Tomas'ın sırrını bilen birisidir.
- C'est quoi le secret?
- Senin sırrın ne?
Mais voilà la partie intéressante. Dans la lettre, Clyde raconte comment lui et un gars nommé Dutch étaient près de trouver un grand secret.
Ama enteresan tarafı şu ki mektupta Clyde'ın Dutch adında bir adamla büyük bir sırrı çözmeye çok yaklaştıkları yazıyor.
Clyde a écrit ensuite, "J'ai peine à croire qu'un tout petit, et ancien mot " soit la clé du secret des gars Peacock.
Clyde şöyle devam etmiş, "Küçücük bir kelimenin Peacock Çetesi'nin sırrının anahtarı olduğuna inanmak çok zor."
S'il a tué une fois, qu'est-ce qu'il l'empêche de tuer une seconde fois pour protéger son secret?
Zaten bir kere öldü biliniyordu, sırrı korumak için bir kez daha öldü.
Parce qu'elle connaissait votre secret, Dutch.
- Çünkü senin sırrınızı biliyordu Dutch.
J'ai promis que ce secret ne sera jamais révélé.
Bu sırrın asla yayılmayacağına söz verdim.
Quel est ton secret?
Senin sırrın ne?
Quel est votre secret?
Sırrınız nedir?
Je n'en ai pas vraiment.
Hiç bir sırrım yok.
C'est devenu trop pour lui, porter ce fardeau.
Sanırım bu ona çok ağır gelmiş, bu sırrı taşımak yani.
Ton plus gros secret?
En büyük sırrın ne?
Henry, l'autre jour, quand tu m'as demandé mon plus grand secret ce que je t'ai dis, ce n'étais pas ça
Henry geçen gün bana en büyük sırrımı sorduğunda sana anlattığım şey değildi.
J'ai gardé votre secret
Sırrını sakladım.
Notre petit secret, correct?
- Bizim küçük sırrımız, değil mi?
Mais je crois qu'il avait peur que son secret soit découvert, parce que il y a quelques jours, il est venu me voir et m'a demandé une faveur.
Ama sanırım o bu sırrın açığa çıktığından korkuyordu çünkü birkaç gün önce yanıma geldi ve benden bir iyilik istedi.
Si l'une des familles apprenait notre secret, nous n'aurions jamais pu être ensemble.
İki aileden herhangi biri bile bu sırrı bilse biz asla beraber olamazdık.
Et c'est à ce moment que j'ai découvert le secret que tu cachais à propos de ta femme.
Karınla ilgili sırrını o sırada öğrenmiştim.
Vous voulez savoir mon secret?
Sırrımı bilmek ister misin?
- C'est comme ça que ça marche?
- İşin sırrı bu mu?
Vous pensez que je ne connais pas Henry? Votre petit secret? J'ai compris depuis un moment.
Sence Henry'nin kim olduğunu küçük sırrınızı bilmiyor muyum?
Quel secret?
Ne küçük sırrı?
Qu'il est votre fils, vieux briscard.
Onun senin oğlun olduğu sırrı seni yaşlı köpek.
Quel est ton secret?
Sırrın nedir?
La femme de ménage tue Eva pour protéger son secret et te piège parce qu'elle sait que tu viendras chercher ses bijoux. Comment pouvait-elle savoir ca?
Hizmetçi, sırrını korumak için Eva'yı öldürdü ve senin üzerine attı çünkü mücevherlerin peşine düşeceğini biliyordu.
Mon rééducateur dit que c'est le secret de mon succès.
Fizik terapistim bunun başarımın sırrı olduğunu söyledi.
Pour en revenir à ton grand secret... hein?
Şu karanlık sırrın diyorduk. Hey, kendi karanlık sırrını anlatmaya ne dersin?
tu n'as pas de secret diabolique?
Demek saklayacak şeytani bir sırrın yok?
Parti! Tu connais mon secret?
Sırrım ne biliyor musun?
Révélez mon secret, parce que je préfère faire face aux conséquences et perdre la tête que de recevoir des ordres de votre part.
Sırrımı açıkla, çünkü, senden emir almak yerine yaptığımın cezasını çekip başımı kaybetmeye razıyım.
Tu es après le secret de Audrey Parker.
Audrey Parker'ın sırrının peşindesin.
Je peux vous faire une confidence, Louanne?
- Sana sırrımı verebilir miyim Louanne?
Ne t'inquiète pas, ton secret est bien gardé avec moi.
- Endişelenme, sırrın benimle güvende.
Et toi, quels sont tes secrets?
- Senin sırrın ne peki?
Vous devez lui dire un truc secret, quelque chose que seulement vous deux savent.
Ona bir sırrını söylemelisin. Sadece ikinizin bilebileceği bir şey.
Oh! Vous me percez à jour!
Sırrımı öğrendiniz!
C'est un secret de famille.
Bu aile sırrıdır.
C'est quoi, ta recette secrète de famille?
Aile sırrı tarif nedir?
Je croyais que c'était un secret de famille.
Aile sırrı sanıyordum.
Ça devra rester entre nous.
Bu bizim sırrımız olacak.
- Alors, dis-le. - Je sais garder un secret.
- Bu sırrı tutabilirim efendim.
Ou bien, est-ce les histoires existent seulement pour nous faire respecter les sombres secrets de l'océan?
Yoksa hikâyeler, sadece denizin karanlık sırrına saygı duymamız için mi var?
Quels sont les vôtres?
Senin sırrın ne?
Vous avez découvert le voyage interdimensionnel.
Sanırım boyutlar arası yolculuğun sırrını çözdün.
Tu savais que je decouvrirais ton secret, et tu t'en fichait.
Sırrını öğreneceğimi bilmeme rağmen takmadın bile.
C'était de l'orgueil de penser que notre secret ne serait jamais decouvert par l'ennemi.
Sırrımızı düşmanın keşfedemeyeceğini düşünmek kibirlice bir hareketti.
Faut savoir prendre des risques.
Basit aslında. İşin sırrı risk almak.
Tu m'as dit que c'était un secret de famille.
Bana bu bir aile sırrı dedin ve hemencecik söyleyiverdin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]