Translate.vc / Francês → Turco / Rêva
Rêva tradutor Turco
15 parallel translation
Il s'endormit vite, et il rêva de quand il était jeune en Afrique.
Çarçabuk uykuya daldı ve çocukluğuna dönerek Afrika'yı hayal etti.
Il rêva de longues plages dorées et de plages si blanches qu'elles font mal aux yeux, de hauts promontoires et de montagnes brunes.
Altın sarısı sahillerin ve gözünüzü alacak beyazlıktaki sahillerin hayalini kurdu. Ayrıca yüksek burunları ve kahverengi yüksek dağları.
Pour voir les pics blancs de l'île se lever sur la mer. Puis il rêva des autres rivages et rades des Canaries.
Adaların denizden yükselen beyaz doruklarını ayrıca çeşitli limanlarla birlikte Kanarya Adaları'nın sahillerini düşledi.
Il ne rêva pas de lions, mais d'un grand banc de marsouins. Il s'étendait sur des milles et c'était la saison des amours.
Aslanları düşlemedi, onun yerine 10-15 km genişliğindeki bir yunus okulunun hayalini kurdu.
Puis il rêva qu'il était au village dans son lit, et qu'il y avait un vent du nord très froid.
Sonra kendini köyünde, yatağının üzerindeyken hayal etti. Soğuk bir kuzey esintisi vardı ve çok üşüyordu.
Puis il rêva des baleines qui passent par ici en automne, c'était la saison des amours aussi. Il rêva de leur amitié et de leurs jeux entre elles.
Sonra güzleri sahil boyundan geçen balinaları ve onların çiftleşmelerini, dostluklarını ve oynaşmalarını hayal etti.
Et donc, Mlle Spume se remit à taper.. et rêva ses petits rêves de rêve... inconsciente du tour cruel que le sort allait lui jouer.
Böylece Bayan Spume daktilosuna döndü ve kaderin ona hazırladığı acımasız oyundan bihaber bir şekilde küçük, hayallerine gömüldü.
Toute la nuit, il rêva dans son lit
Evin efendisi, huzur içinde yat.
Une nuit, Confucius rêva qu'on l'emmenait voir les damnés en enfer.
Bir gece, Konfüçyüs cehennemdeki insanları ziyaret etmeye götürülür.
Elle rêva Du Roi de la Suède
/ * İsveç Kralı'nın hayalini kurardı * /
Et Henry de l'Angleterre il rêva qu'il m'aime.
Ne var ki, İngiltere Kralı Henry'de beni sevdiğini sanmıştı.
Il rêva qu'un cavalier masqué approchait au galop sur la plaine enneigée.
Üstü başı karla kaplanmış başlıklı bir atlının vadinin karşısından hızla geldiğini görmüş.
Une année Jimmy s'est saoulé, et étant idiot, il rêva d'un monde où il n'avait jamais eu Hope.
Bir seferinde heba olmuş ve kafayı bulmuştu Jimmy ve sonrasında Hope'un olmadığı bir dünya diledi.
"Alors qu'il galopait sur le sentier magique, " Perducas rêva au trésor qui l'attendait.
Büyülü ormandan dört nala geçtikleri sırada Perducas onları bekleyen hazineyi hayal ediyormuş.
Il rêva un jour qu'il était un papillon, et quand il se réveilla, il s'est demandé,
Bir keresinde rüyasında kelebek olduğunu görmüş.