Translate.vc / Francês → Turco / Salla
Salla tradutor Turco
2,104 parallel translation
Sèche les cours, fais sauter la réunion.
Hadi... bir kaçamak yap. Salla toplantıyı.
Faites-moi signe que vous m'avez bien compris.
Anladıysan lütfen başını salla.
Compris.
Anladıysan başını salla.
Essaie d'agiter la torche.
El fenerini salla.
Regardez-moi et acquiescez.
Gözlerini benden ayırma ve kafanı salla.
- Tu sais quoi? Et merde.
- Salla gitsin.
Tu t'en fous de ce mec.
O herifi salla.
Comment ça et derrière.
Öne salla ve sonra geriye al.
- Tu envoies ton pied...
- Öne doğru salla...
Envoie.
Öne salla.
S'il est à l'intérieur, s'il vous réclame de l'aide, faites-moi signe.
Eğer içerideyse, yardım için sana geldiyse, başını salla.
Bouge tes hanches un peu.
Biraz kalçalarını salla.
Fais coucou.
El salla biraz bakalım.
{ \ pos ( 192,230 ) } N'y va pas. Envoie-le chier.
Gitme o zaman, salla gitsin.
Hoche la tête si tu sais qui est Alex Karev.
Alex Karev'in kim olduğunu biliyorsan benim için başını salla.
Fais pivoter ton pied droit comme si t'écrasais un mégot.
Sağ ayağını böyle salla, sanki sigara izmaritine vuruyormuş falan gibi işte böyle!
I like it when the beat goes baby make your booty go
* Seviyorum ritim hızlandığında * * Bebeğim, poponu salla... *
Allez-y, secouez votre boule magique.
Hadi salla sihirli topunu.
Reste ici, fais des jeux vidéo, occupe-toi, et fais-lui signe de temps en temps.
oh, burada otur - - ve bilgisayarda oyun oyna, Yada burada dur James'e filan salla. Harika gidiyorsun.
Cho, tu dis "on bosse dur sur l'affaire McTeer, on emmerde Bosco et Minelli", toi t'es pas d'accord, et toi t'es pas décidé.
"McTeer dosyasını iyice araştıralım. Bosco ve Minelli'yi salla." diyorsun. Sen katılmıyorsun.
Ne faites pas attention à lui.
Salla onları.
- Je ne suis pas tendu.
Saçları salla.
Si tu as terminé ton boulot, viens donc me montrer ta b... " - Bon sang.
Piyon gibi dolanmaktan sıkıldıysan, gel de ortalığı salla, şu- -
Qu'il aille se faire voir.
Salla onu. Ciddiyim.
Salutations, Tiffany.
El salla, Tiffany.
Mais on ne sait que saluer les gens et nager.
Fakat bizim tek bildiğimiz "gülümse ve el salla" olayı.
- Laisse tomber.
- Salla gitsin.
Le règlement, le CBI, je m'en tape.
Kuralları da, CBI'yı da salla.
Tu te mets derrière moi, tu t'assois derrière moi et tu me berces.
Arkama geç, bana sarıl ve beni salla.
Hoche la tête, si t'as compris.
Anladıysan, başını salla.
Hochez la tête et dites "peut-être."
Sadece kafanı salla ve "olabilir" de.
Brick, essaie de trouver des petits pois parmi ces conserves.
Brick, şu etiktesiz konserveleri salla bezelye var mı bak bakalım. Tamam mı?
Secoue l'arbre, vois ce qui en tombe.
Ağacı nazikçe salla, bakalım ne uçacak.
Fais coucou...
Bir arkadaşına al salla.
Dans ta tête, d'accord?
Aklında salla, tamam mı?
Un strike ou rien, Doc!
İyi salla doktor!
Allez, remue-le!
Salla hadi!
Au tour de papa.
Salla. Sıra babanıza geldi!
Oublie.
Salla.
- T'inquiète, elle va revenir.
- Salla, geri gelir.
Agite la main.
Elini salla.
Agite la main!
- Elini salla.
Et merde.
Salla gitsin.
Maurice, tu ne remues pas assez du popotin. Regarde. Avec tes deux yeux, Maurice.
Ve tekme, yumruk, tokat, eller, ördek, dön, geri dön, çevir, salla ve kıvır, kıvır ve salla, kıstır, yumruk, tekme, ve... yumruk.
Mon mari est mort...
Neyse, salla onları.
she had dumps like a truck truck truck thighs like what what what baby move you butt butt butt i think l'll sing it again she had dumps like a truck truck truck thighs like what what what all night long
* Çünkü delice bir hayat yaşıyor * * Yaşıyor, kamyoncu gibi * * Bacakları, ne, ne, ne gibi * * Bebeğim, salla poponu, poponu *
Comme un être humain!
İnsan gibi salla.
Au diable la science.
Bilimi salla.
Claque.
Salla.
Tape.
Salla.
- Oublie la maman.
Salla anneyi.