Translate.vc / Francês → Turco / Sanjay
Sanjay tradutor Turco
312 parallel translation
Sanjay, aide Mme Simpson avec son sac.
Sanjay, Bn. Simpson'a paketi taşımasında yardım et ve gitmişken :
J'ai même essayé de boire du nectar de la tête de Sanjay.
Birkaç dakika sonra Sanjay`ın kafasından akan nektarı içmeye çalışacağım.
Sanjay à la porte d'entrée avec le Glassex.
Bu olay garipleşiyor.
Sanjay à la porte d'entrée avec le Glassex.
Sanjay, cam temizleyicisiyle girişe gel.
BIENTOT... RESTAURANT FAMILIAL
Sanjay, cam temizleyicisiyle girişe gel.
Oh, Sanjay, je ne me suis jamais autant amusé.
Sanjay, ne zamandır böyle eğlenmedim.
85A245, Sanjay Afsana.
85A245, Sanjay Afsana.
Sanjay, on peut dire adieu à notre numéro de cirque.
Pekala, Sanjay. İşte ucube gösterimizin sonu.
Les huîtres, les offrandes à Shiva.
İstiridye, yerçekimi ayakkabıları, Sanjay'ın yatağı.
Je ne vérifiais pas, Sanjay.
Seni kontrol etmiyorum, Sanjay.
Sanjay, tu es méprisable.
Sanjay sen bir sıçansın.
Ca, c'était complètement surréaliste.
Bunlar Ahmet ve Sanjay.
Sanjay Collins.
- Sanjay Collins.
Tout va bien, Sanjay.
Her şey yolunda, Sanjay.
Merci, Sanjay.
Teşekkürler Sanjay.
Merci, Sanjay.
Sağol, Sanjay.
Si t'en veux plus, vois avec mon pote Sanjay.
Bundan biraz daha fazlasını istersen, adamım Sanjay'i bul.
Salut, Sanjay.
Hey, Sanjay.
Je dois emmener Shane à l'école et... aller chez Heylia, faire un saut chez Sanjay et...
Shane'i okula götürüp, Heylia'ya uğrayacağım. Sanjay'a mal bırakacağım ve... Shane hadi gidiyoruz!
Oh, non! Sanjay, non!
Olmaz Sanjay, hayır!
Maintenant, les choses seront peut-être différentes entre vous, Sanjay.
İşin aslı ne biliyor musun? Öyle ya da böyle ikinizin arasında farklı duygular yeşermiş olabilir, Sanjay.
Bonjour Sanjay.
Merhaba, Sanjay.
Sanjay est en finale.
Sanjay finale kalmış.
Raj est nul, mais crois-moi, Sanjay est doué dans une cuisine.
Raj da olabilirdi, ama inan bana Sanjay, mutfakta çok beceriksizdir.
Epouser Sanjay, avoir plein d'enfants.
Sanjay'la evlenip çocuk yapmamı istediler.
- Non Sanjay, pas du tout.
- Hayır Sanjay, sorun yok.
Je crains que ça ne doive attendre Sanjay, On ne vend pas tout de suite.
Korkarım ki beklemek zorundasın, Sanjay. Satmak için hazır değiliz.
- Sanjay.
- Sanjay.
Tu veux la vérité? Sanjay est une ceinture noire du curry.
Sanjay, siyah kemer almış bir usta.
Elle n'a pas peur d'un abruti comme Sanjay.
Sanjay gibi serserilerden korkmaz.
Ce n'est pas le Taj qui intéresse Sanjay.
Sanjay'ın Taj'ı önemsediği falan yok.
Tu aurais pu apprendre à aimer Sanjay.
Sanjay'ı sevmeyi deneyebilirsin.
Ce n'est pas la faute de Sanjay, mais... il ne pourrait jamais avoir ce regard.
Bu Sanjay'ın hatası değil ama onun gözlerinde sevgiyi göremiyorum.
J'espère que tu es prêt pour ce soir, Sanjay.
Umarım bu akşam kafamıza merdane fırlatmazsın, Sanjay.
Sanjay Kahnna du Joyau de la Couronne.
Sanjay Kahnna. Jewel Restoranı'nın sahibi.
Sanjay nous a promis le banquet du Maharaja.
Sanjay'ın bizlere Maharaja ziyafeti sözü var.
- Comme quoi, Sanjay?
- Yürümeyen ne, Sanjay?
Mais Sanjay Kahnna a flatté nos sens avec un repas techniquement parfait.
Ancak Sanjay Kahnna'nın yemeklerinde kullandığı tekniğin mükemmelliği kafalarımızı karıştırdı.
Salut, c'est Sanjay.
Merhaba, ben Sanjay.
- Ils ont dû choper Sanjay.
- Sanjay'i yakalamış olmalılar.
Sanjay, mets lui le doigt dans le cul!
Sanjay, k.çına parmağını sok.
Le chien a mangé deux de ses orteils avant que Sanjay lui mette le doigt dans le cul.
O it, parmaklarını yedi. Neyse ki, Sanjay, hayvana parmağını soktu.
Nancy, c'est Sanjay.
Nancy, ben Sanjay.
Sanjay, tu peux commencer à faire des recherches sur l'hydroponique.
Sanjay, sen de saksıda yetiştirmeyi araştır.
Sanjay a fait brûler la pâtisserie.
Sanjay pastaneyi yaktı.
Sanjay a mis le feu à la pâtisserie.
Sanjay pastaneyi yaktı.
- Hé, Sanjay.
- Selam, Sanjay.
- Allume les lumières!
- Lşığı aç Sanjay!
Sanjay.
Sanjay.
C'était au-dessus du cinéma, un endroit vraiment moche, poussiéreux.
- Bu Ahmet Oturma izni var. - Ne haber, dostum? Bu da Sanjay.
Sanjay! Regard là!
Şuraya bak, Sanjay!