Translate.vc / Francês → Turco / Sante
Sante tradutor Turco
13,807 parallel translation
Perdre mon fric et ma santé mentale à cause d'une série d'escrocs?
Paramı ve aklımı dolandırıcılara kaptırmaktan mı bahsediyorsun?
À votre santé.
Şerefe.
- À votre santé.
- Şerefe.
Eh ben, il a la truffe trempée! Il doit être en bonne santé.
Sağlıklı olsa gerek.
Comme vous le voyez, ce rongeur en pleine santé est mort asphyxié.
Gördüğünüz üzere, namı diğer sağlıklı kemirgen boğularak can vermiş
- En bonne santé?
- Sağlıklı mı bari?
Comme atténuation, j'ai pris en compte le fait que vous n'avez aucun casier judiciaire, l'évidence de problèmes de santé mentale, aussi bien que votre enfance, contexte familial et âge.
Hafifletici sebepler ise, sabıka kaydınızın bulunmaması akıl sağlığıyla ilgili problemler yaşamanız çocukluğunuzda yaşadıklarınız aile hayatınız ve yaşınız.
De toutes leurs attaques, y compris sur ta santé, la plus efficace a été l'obscénité. Pour toi, c'est un comble.
Sağlığın da dahil olmak üzere yaptıkları tüm faaliyetler çok etkili oldu.
Ne pas prendre sa santé pour acquise.
- Sakın sağlığını hafife alma.
Même s'il a une santé fragile?
Sağlıklı biri olmadığı hâlde mi?
Même s'il a une santé fragile?
Hastalığın kardeşimi yatağa bağlamaması onun ne kadar güçlü biri olduğunu gösterir. Varisim Alfred.
Votre santé, par exemple.
Sağlığınız örneğin.
- Santé.
- Şerefe.
Il serait mieux, pour notre santé, de ne plus parler de...
Kendi sağlığımız açısından en iyisi... -... onun hakkında daha fazla konuşmamız olacaktır.
Mais j'ai vérifié son assurance santé, et il n'y a aucune trace d'une visite à l'hôpital. Notre victime était une étudiante en médecine.
Sağlık raporlarına baktım ama kayıtlarda bir şey bulamadım.
Santé.
Şerefe.
Il était jeune, en bonne santé.
Genç ve sağlıklıydı.
Il n'y a aucune raison qui fait croire que sa santé sera compromise.
Sağlığının bozulması için hiçbir sebep yok.
Tu es en bonne santé.
Sağlıklısın.
Une mère en bonne santé s'assure d'un enfant en bonne santé.
Saglikli bir anne saglikli bir cocugu garanti eder.
Avant la fusillade, avez-vous signalé votre fils comme étant un danger pour la santé et la sécurité des autres?
İnsanları vurmadan önce oğlunuzun, başkalarının güvenliği için tehlikeli olduğunu bildirdiniz mi hiç?
Ma question est, aviez-vous signalé votre fils comme étant une menace pour la santé et la sécurité de quelqu'un d'autre avant qu'il n'aide l'accusé à tuer 18 personnes?
Sorum şuydu sanıkla birlikte 18 kişiyi öldürmeden önce oğlunuzun başkalarının güvenliği için tehlikeli olduğunu bildirdiniz mi hiç?
En tant qu'experte de la santé mentale, je suis qualifiée pour reconnaître les symptômes psychologiques d'un traumatisme.
Bir akıl sağlığı uzmanı olarak travmanın psikolojik belirtilerini ortaya koyma konusunda kalifiyeyim.
Ton enfant est heureux et en bonne santé, c'est tout ce qui compte.
Mutlu ve sağlıklı bir oğlun var. Önemli olan tek şey bu.
Mais nous avons un nouveau cœur en bonne santé d'un homme de 26 ans qui n'est plus avec nous.
Fakat artık aramızda olmayan 26 yaşında bir erkek donörden yeni bir kalp aldık.
Sa santé est la priorité.
Önceliğimiz sağlığını korumak olmalı.
Santé, au fait.
Bu arada tebrikler.
Les gens en bonne santé sont biaisées, par chance.
Tam yetkililerin kutsal bir önyargısı var.
Mes clients peuvent parler de l'état de santé d'Alexa.
Müvekkillerim Alexa'nın durumu hakkında konuşabilir.
Une femme en parfaite santé a pu se suicider dans une clinique spécialisée à Basel.
Basel'de destekli ölüm kliniğinde sağlıklı bir kadının kendini öldürmesine izin verildi.
Beaucoup pensent que ces résultats étaient liés à ses problèmes de santé.
Birçok kişi, düşüşünü sağlık sorunlarına bağlıyordu.
Si sa santé faiblit avant que les Anglais soient expulsés, L'Écosse restera sans régente.
Eğer sağlığı İngilizler geri püskürtülmeden önce kötüleşirse İskoçya naipsiz kalabilir.
Et comment va sa santé?
Peki sağlığı nasıl?
Quel a été le seul grand événement de santé du 21e siècle?
Yüzyıldaki en büyük sağlık olayı neydi?
Santé. À mon honnête homme.
Dürüst Abe'm için kadeh kaldıralım.
Ils sont capables de cacher leur rage et leur véritable intention derrière une apparence civilisée, ce qui fait référence au masque de leur santé mentale.
Nefretlerini ve asıl amaçlarını masum bir yüz ardında saklayabilirler. Maske takıyorlar gibi düşünebiliriz bunu.
Pourquoi quelqu'un voudrait-il ça? Les dons d'excréments peuvent être utilisé pour corriger le Clostridium difficile et sont vitaux pour la santé instestinale. Raye ça
Dışkı bağışı, C.Difficile sorunlarını doğrulamakta kullanılabilir.
Un homme jeune et en santé comme vous? Un lobe de foie vaut 50,000.
Senin gibi genç ve sağlıklı bir adam karaciğerinden bir parça elli bin eder.
Les problèmes de santé de Lauren vous ont profondément endetté
Lauren'in sağlık sorunları seni borca boğmuş.
Vous êtes en bonne santé.
Sağlıklısın.
♪ On est aussi une équipe ♪ ♪ De professionnels de la santé mentale ♪ ♪ On t'aidera ♪
Ve lisanslı akıl sağlığı uzmanlarıyız
♪ On est aussi une équipe, reconnu nationalement, ♪ ♪ De professionnels de la santé mentale ♪
Ve ulusça tanınmış akıl sağlığı uzmanlarıyız
Le département de la santé envoie une équipe à l'hôtel pour tester si c'est la légionellose.
Sağlık bakanlığı otele lejyoner hastalarını incelemeleri için birilerini göndermiş.
Fils, je sais que tu es très fière de tout ce que tu as réussi et accompli ici avec des ressources limitées, mais pour ce qui concerne la santé de ta mère, je dois passer par les meilleurs.
Oğlum, burada sınırlı kaynaklarla mükemmel şeyler başarmaktan gurur duyduğunu biliyorum. ... ama annenin sağlığı söz konusu olursa onu en iyi yere götürmek zorundayım. Hadi diyelim anlaştık, buradan çıkamazsınız ki.
en ce qui concerne la santé de ta mère,
Annenin sağlığı söz konusu olursa en iyisine gitmek zorundayım.
Elle était jeune et en bonne santé, mais ça l'a frappé plus durement que n'importe qui d'autre.
Tabii. Kilit nokta annem olmalı.
Un garçon. Un garçon en très bonne santé.
Fakat erkek çocuk, çok sağlıklıydı.
Santé.
- Şerefe.
Ça montre qu'elle se soucie de ta santé.
Sağlığını düşünmenin dersini alır böylece.
- Peut-être. Mais c'est la seule chose qui garde Hyde loin, donc... santé.
- Olabilir ama Hyde'ı uzak tutan tek şey bu.
Je lève mon verre à ta santé, Lily.
Kadehimi sana kaldırıyorum Lily.