English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Saray

Saray tradutor Turco

6,304 parallel translation
Ils ont des trucs comme cette maison blanche et cet hôpital psychiatrique et mon préféré, le Lincoln Memorial.
Orada şu tip yerler var mesela. Bir tane beyaz saray. Sonra bu tımarhane.
Andy a repris sa vie en main, s'est trouvé un travail de cireur de chaussures à la Mairie.
Sonra hayatına çeki düzen verip Belediye Sarayı'ndaki boya sandığında ayakkabı boyamaya başladı.
Je sais pas ce qui m'énerve le plus. Le fait que tu m'ais fait ça à moi, ou le fait que je ne saurai jamais s'ils ont tué cet oiseau moqueur avant qu'il arrive à la Maison Blanche.
Beni sinirlendiren ne, bilmiyorum, bunu bana yapmış olmanız olabilir... the fact that you did that to me,... ya da Beyaz Saray'a gitmeden bülbülü öldürenin kim olduğunu öğrenemeyecek olması da olabilir.
Je suis autorisé par la Maison Blanche Pour détruire la menace, par une action militaire.
Tehdit kaynağını yok etmek için Beyaz Saray'dan askeri hareket uygulamakla yetkilendirildim.
Je suis autorisé par la Maison Blanche Pour détruire la menace, par une action militaire.
Tehdidi yok etmek adına, Beyaz Saray tarafından askeri hareket uygulamakla yetkilendirildim.
Blanche...
Saray.
Tu construis ton château et je soigne ma garde-robe.
Sen sarayını yaptın, ben elbiselerimi giydim.
Alors c'était quoi le scoop sur le palace du pape?
Yani papanın sarayı da bir çukur değil mi?
Il est devenu correspondant à la Maison Blanche à 33 ans... correspondant en chef à Londres un an plus tard... et a apporté les images de la guerre du Vietnam chez les américains pour la première fois.
33 yaşında Beyaz Saray muhabiri, bir yıl sonra Londra baş muhabiri oldu ve Vietnam Savaşı'nın dehşetini ilk kez Amerikalıların gözleri önüne serdi.
- Que dit la Maison Blanche?
- Beyaz Saray ne diyor?
La Maison Blanche aura quelqu'un pour l'interview dans la matinée.
Beyaz Saray sabahleyin çekim için birini kabul edecek.
D'autres documents militaires de Bush transmis par la Maison Blanche elle-même... montrent le même exposant.
Hatta Bush'un bizzat Beyaz Saray tarafından yayınlanmış diğer askeri kayıtları da aynı üst simgeyi gösteriyor.
Dan Rather a quitté CBS et porté plainte pour rupture de contrat, alléguant qu'il avait été mis à l'écart pour apaiser la Maison Blanche.
Dan Rather, CBS'den ayrıldı ve Beyaz Saray'ı tatmin etmek için açığa alındığı iddiasıyla sözleşme ihlali davası açtı.
Je rembobine.
Geri sarayım ben de.
Une dame de la cour.
Saray hanımı olursun.
Tu peux avoir un contrat de mariage au tribunal, et te marier dans le même bâtiment.
Adalet sarayında evlenme izni alıp aynı binada evlenebiliyormuşsun.
On a juste à les remplir et les renvoyer au tribunal.
Bunları doldurup adalet sarayına teslim ettik mi tamamdır.
Je t'ai poussé par dessus le toit de ta maison de bourge.
Seni o saray gibi evinden siktir etmeyi.
La clé pour garder la présidence en 2016 et retrouver la majorité au congrès.
2016'da Beyaz Saray'ı elimizde tutmamızın anahtarı bu. Kongrede çoğunluk partisi olmamızı yeniden sağlayacak tek şey bu.
Vous n'avez d'ailleurs pas été élu.
Saray'a seçimle gelmediniz zaten.
Nous devrions rester.
Bir süre Beyaz Saray'da kalmamızı ister misiniz?
J'ai su juste avant.
Saray'a varmadan 10 dakika önce öğrendim.
Je te jure, quand les jets se sont écrasés, les chefs d'état-major ont hurlé.
Beyaz Saray'da oturmuş o jetlerin denizaltımıza çarpışını izliyorduk. Generaller bastı feryadı.
Bien mieux qu'une nuit dans la Chambre Lincoln.
Beyaz Saray'da ağırlanmakla kalmayacak, daha fazlasına sahip olacaksın.
Il y a eu une réunion ce matin.
Bu sabah Beyaz Saray'da bir toplantı yapıldı.
J'étais à la sortie.
Beyaz Saray'ın önündeydim siz çıkarken.
Personne n'a parlé à la Maison Blanche.
Beyaz Saray'dan kimse açıklama yapmadı.
Bureau du conseiller, s'il vous plaît.
Beyaz Saray Danışmanlık Ofisi'ni bağlar mısınız?
Rien n'a été dévoilé sur le sujet de son discours.
Başkanın konuşmasının ana başlığının ne olacağına dair Beyaz Saray'dan bilgi edinemedik.
La Maison Blanche subit la pression des républicains dans cette session du congrès.
Kongre mevcut çalışma dönemine başladığından beri Cumhuriyetçiler Beyaz Saray'ın yoluna çok taş koydu.
Je viens de partir.
Beyaz Saray'dan yeni çıkabildim.
- J'ai vu le conseiller.
Beyaz Saray Danışmanlık Ofisi'yle görüştüm.
Première visite à la Maison-Blanche?
Beyaz Saray'ı ilk ziyaretiniz mi?
Maintenant que je ne sais rien dire d'autre en russe, nous vous souhaitons à tous la bienvenue à la Maison-Blanche alors que nous recevons le président Petrov dans cette visite historique.
Bildiğim bütün Rusçayı tükettikten sonra Başkan Petrov'a ev sahipliği yaptığımız bu tarihi devlet ziyaretinde Claire ile hepinize Beyaz Saray'a hoş geldiniz diyoruz.
Plus que je gagnais à la Maison-Blanche.
Beyaz Saray'da kazanabileceğimden çok daha fazla.
- D'être venu jusqu'ici.
Beyaz Saray'a kadar geldin.
Hier soir, j'ai eu le plaisir d'accueillir des invités spéciaux à la Maison-Blanche.
Dün gece burada, Beyaz Saray'da çok özel konukları ağırlama şerefine eriştim.
Vous avez enquêté sur des abus de pouvoir.
Beyaz Saray'ı yetki suistimali konusunda bizzat soruşturdunuz.
La Maison Blanche n'a pas retourné ses appels.
Bay Pasternak Beyaz Saray'a ulaşmaya çalışıyor ancak kimse onunla konuşmuyor.
- Et vous jetez des journalistes?
Ve şimdi Beyaz Saray'dan muhabirleri kovmaya mı başladınız?
La Maison-Blanche a dit parler directement avec le Kremlin, et qu'elle, je cite :
Biliyorsunuz, Beyaz Saray direkt olarak Kremlin ile görüştüklerini açıkladı. Burada alıntı yapıyorum :
Je suis étonné que le Telegraph vous envoie à la Maison-Blanche.
İtiraf etmeliyim ki, Telegraph'ın Beyaz Saray'a seni göndermesine şaşırdım.
Je pointe jusqu'à ce que la Maison-Blanche le rende public.
Beyaz Saray kamuoyuna açıklamadan önce vakit öldürüyorum.
Vous étiez déjà venu à la Maison-Blanche?
Daha önce Beyaz Saray'da bulundun mu?
Je vous construirai un Taj Mahal, un palais.
Sana Taj Mahal gibi bir saray inşa edeceğim.
Il avait dit qu'il me construirait un palace
Bana bir saray inşa edeceğini söylerdi.
L'autre soir à la Maison Blanche a été votre seul instant sincère.
Yalan söylemediğin tek an Beyaz Saray'daki o gece..
On travaille à leur mettre des bâtons dans les roues.
Saray'da dostlarınla iyi geçin. Bir kaç önerge gönder, işleyişi yavaşlat.
Je la fais escorter hors du palais immédiatement.
Derhal korumalarla Saray'dan çıkartıyorum.
J'ai vu le diable s'asseoir sur son trône dans son Palais d'or.
Şeytanı Altından Sarayı'ndaki tahtında otururken gördüm.
Bienvenue à la Maison-Blanche.
Beyaz Saray'a hoşgeldin. Ya da tekrar hoşgeldin mi demeliyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]