Translate.vc / Francês → Turco / Sec
Sec tradutor Turco
7,720 parallel translation
Vous mettez du coca, uh, du sprite, de l'orange, Sec avec la vanille.
Kola, uh, sprite, portakal diet vanilla.
Au cas où vous n'auriez pas remarqué, Je suis à sec.
Fark etmemişsindir diye söylüyorum, elimi eteğimi çektim artık.
Alors vous le pressez sec, puis vous l'utilisez pour bloquer toutes les lois qui pourraient se révéler... gênantes.
Yani sen onu köşeye sıkıştırdın, ve rahatsız edici yasal sorunları engellemesi için... kullandın.
Je sais que c'est très sec, très formel et légaliste.
Hepsi son derece tatsız, resmi ve hukuki bir dille yazılmış, biliyorum.
Tu as l'habitude : garde au sec, applique la pommade, change le pansement.
Nasıl yapacağını biliyorsun. Kuru tut, bacitracsin uygula ve bandajı her gün değiştir.
Cul sec.
İç.
- C'est tellement... sec...
- Çok... Kuru...
Je suis à sec.
Mermim bitti.
C'est pas sec!
- Tırnaklarım da kurumadı daha.
Bloody Mary et triple whisky sec. Pour l'amour de Dieu, vite.
Bana bir Bloody Mary ve üç duble sek viski. Tanrı aşkına acele et.
J'ai pris la liberté de t'en commander un sec.
Sana sormadan senin için sek bir şeyler söyledim.
Carmen du nettoyage à sec a vu les flics le sortir de la chambre dans un de ces petits sacs. Oh, mon Dieu.
Kuru temizlemeden Carmen polisleri bu küçük torbalardan biriyle onu dışarı taşırlarken görmüş.
Ça, et le fait qu'elle ne parle pas du tout anglais, ça m'a fait réfléchir.
- Sizin için ne yapabilirim, Detective Cordero? - "Senin yüzünü etrafta görmekten sıkıldım" - Can we talk to you for a sec?
Le pire c'est le bruit sec que son cou a fait.
En kötü kısmı, kırılan boynunun sesiydi.
Pas comme LA où il fait chaud et sec.
Los Angeles gibi sıcak ve nemli değil.
La baignoire, les serviettes, tout est propre et sec.
Küvet, havlular, her şey temiz ve kuru.
Oui, et c'est très sec.
Evet, ve kupkuru.
Jamie est allé au centre-ville, s'est fait frappé pour avoir dit être à sec.
J-me varoşlara gitti ve fakir rolü yaparken dayak yedi.
Le sang est sec et friable.
Kan kuru ve pul pul.
Le poulet peut être un peu sec, cependant.
Tavuk biraz kuru olabilir, gerçi.
Cul sec! Santé!
- Sağlığınıza.
Cul sec.
Şerefe.
SEC a enquêté sur le gars pendant un an.
SPK bir yıldır onu inceliyormuş.
La SEC allait envoyer ses preuves au bureau du Procureur général.
SPK, aleyhindeki kanıtları savcılığa göndermek üzereymiş.
C'était avant qu'il soit saisi. par le SEC.
SPK tarafından el koyulmadan önce açılmış.
On dirait qu'on est à sec.
Sanırım bitmiş.
[bruit sec ] Qu'est-ce que vous foutez bordel? [ bruits sec ] [ grognements]
Ne yapıyorsun?
Vous avez le visage sec.
- Suratında kalem izi var.
Cul-sec.
Kalçalar dik.
Avant que le camion soit à sec.
Aracın suyu bitmeden!
Hier c'était l'anniversaire de Lina, et je n'ai pas pu signer sa carte parce que mon vernis n'était pas sec.
Dün Linda'nın doğum günüydü ve ve kartını imzalamadım çünkü ojelerim kurumamıştı. İyi gitmiyorum.
La seule chose qu'il pouvait faire après que le pistolet soit déchargé était de tiré un coup sec.
Silah ateşlendikten sonra yapabileceği tek şey göz seğirmesi olurdu.
Cul-sec, mon pote!
İndir mideye dostum.
Bref, on commence un pot, et ça semble assez bien, mais on a peu de temps pour les ajustements avant que ce soit sec.
Her neyse, bir çömlek yap da anlarsın. Çok güzel görünür ama kurumadan şekil vermen için çok az zamanın vardır.
Je vais choisir... allez-vous m'aider à choisir une robe?
Elbise seç... elbise seçmeme yardım eder misin?
Prenez quelqu'un de votre taille.
Sikletindeki birini seç.
Choisis Alec Baldwin.
Alec Baldwin'i seç.
Choisis un disque, je te l'offre.
Hadi bir plak seç, sana alayım.
Tu dois décider qui lira à la Messe.
Düğünde ayini kimin okuyacağını seç.
Choisis ton arme.
Silahını seç.
Alors faites bien attention à ce que vous allez dire.
Yani sonraki kelimelerini dikkatli seç.
Comme vous voulez.
Sen seç.
Choisis un jour, les crevettes sont pour moi.
Günü sen seç, karidesler benden.
Pèse bien tes prochaines paroles.
Kelimelerini özenle seç birader.
N'importe quoi... Ce que tu veux.
Ne istersen seç.
Choisis un camp, Ward.
Bir taraf seç Ward.
Choisis quatre emplacements et je les ferai exploser.
Dört tane nokta seç ve ben oraları tuz buz edeyim.
Choisis le code passe et cache le quelque part.
Şifreyi seç ve bir yere sakla.
Historiquement, le poison est l'arme de prédilection des femmes, j'ai raison?
Evet. Yani, tarihsel olarak, zehir bir kadın olmuştur silahını seç, haksız mıyım?
Prenez-vous en à quelqu'un de votre taille.
Beale! Kendi cüssende seç.
Oh! Moi!
- Beni seç!