Translate.vc / Francês → Turco / Sem
Sem tradutor Turco
106 parallel translation
Jamais vu quelqu'un autant fourrer son nez dans les affaires des autres.
Sem tanïdïgïm en meraklï adamsïn, ve hep isimin içindesin.
Qui êtes-vous?
- Peki sem kimsin?
Vous pouvez, si je vous donne ma parole.
Evet, eger sana söz vermiºsem, buna güvenebilirsin.
Où es-tu?
Marcello, neredesin sem?
Tout m'a sem blé simple et extraordinairement grossier, et j'ai compris que la vie m'avait quitté.
Her şeyi net ve anlaşılamayacak derecede kabaca gördüm, ve anladım ki hayat benim içimden uzaklaşmıştı.
De détruire en une minute... ce que je n'aurai jamais!
Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
Je préfère le voir personnellement.
ªahsen görüºsem daha iyi olur.
Vous voyez, David?
Sem ne dersin David?
Sem... et... quel est son nom...
Sem... bir de öbürünün ismi neydi...
Mais ce ragoût sem hal manque un peu de sauce yamok.
Fakat sem'hal güvecine biraz daha yamok sosu konur.
Et il est clairement intéressé. A moitié.
O kesinlikle kısem ilgi duyuyor.
- Après toi. - Je veux que tu démissionnes.
Profesör Taylor, Seattle'da semıyoloji konferansında.
Je suis Max, je ne m'en mêle pas. En plus, je suis près du hublot.
Ben Max'sem bu işe karışmak istemem.
C'est un messege pour Sem Jones.
Merhaba, bu mesaj Sam Jones için.
Sem, tu es là?
Sam! Orada mısın?
- Sem? - Oui, moi-même.
- Evet, ben Sam.
- Sem Jones?
- Sam Jones mu?
Sem Jones qui orgenise une grosse faete demein soir?
Siz kimsiniz? Yarın akşam büyük partiyi veren Sam Jones musunuz?
C'est Sem Jones. Appelle-moi.
- Sam, ben Sam Jones Beni ara.
Sem, c'est Sem.
Sam, ben Sam.
OK, Sem. C'est Sem.
Tamam, ben Sam.
Le prends pas mal, Donna, mais mec, t'es un roi!
Fakat ahbap, sem aşmışsın.
"Sem Contençäo" de bebel Gilberto, enregistré en 1 999, sorti chez Six Degrees Records et inspiré par la légende de la bossa nova, Joäo Gilberto, qui se trouve être son pêre.
Bebel Gilberto'nun 1999'da 6 Degrees plak şirketi tarafından basılan "Sem Contencao" sunu dinliyorsun. Şarkıda efsanevi bir bossa nova şarkıcısı olan babası Joao Roberto'nun etkileri açıkça görülüyor. Gitme.
N'importe quoi, si je suis Linda Blair, pourquoi j'aurai donné l'alerte?
Kıçımı öp, eğer Linda Blair'sem niye siz çocuklara hiçbir şey anlatmıyorum
Si je suis Larek, un extraterrestre, et toi Zan, un autre extraterrestre,
Ama eğer ben Larek'sem,... bir uzaylı,.. ve sen Zan,... bir başka uzaylı,...
J'ai sorti le microscope électronique rien que pour vous.
Şimdi senin için, GSR'yi bulmak için SEM'e bakıyoruz.
Toujours aussi sûr de toi... C'est pour Nunnally.
Sadece Euphie'sem, benimle birlikte çalışmak ister misin?
- T u sem bles avoi r eu des visiteurs.
Sanırım ziyaretçilerin varmış.
Moi, je préfère l'appeler "Sem Info Ordre 21 Siècle".
Ben, 21 Huk Uygun Semin demeyi seviyorum.
Vous serez une excellente mère.
Sem mükemmel bir anne olacaksın.
2 sem avec mon père. Tué moi avan!
Babamla beraber bitmek bilmez 2 hafta ha?
Aussi dur.
Sem sert.
Ils commencent et ils se terminent sem nenhuma memória durável nesse tempo.
Başlayıp biterler... hafızamızda hiçbir iz bırakmadan.
Je l'ai analysé au spectromètre de masse.
SEM'de inceledik, fildişi çıktı.
{ \ pos ( 260,80 ) } alors pourquoi je me rappelle encore de tout à mon sujet? Ne devrais-je pas tout savoir sur elle?
Eğer ben jane'sem, neden o zaman kendi hakkımdaki herşeyi hatırlıyorum
Je te présente mon petit prodige, Ken le MEB.
Yeni aşkımla tanıştırayım. Bu Ken, SEM.
Parce que Sam Merlotte est un putain de trou du cul.
Çünkü Sem Merlotte götün teki.
- Toi-même.
- Sen olma Drama! - Sem olma!
Vous me supplierez pour une pipe et une bite, foi de Sean!
Ben de Sean'sem bir gün sikimi emmek için ayaklarıma kapanacaklar.
Oh. Bien, c'était bien de te revoir, chéri.
Sem görmek güzeldi, tatlım.
Regarde, raide comme une trique!
Baksana golf sopası gibi sem sert!
Un peu de sable sur la scène pour le shim sham du sable.
Evet. Şim şem dansı için sahneye biraz kum. İzleyin.
Voilà, c'était le shim sham éthiopien.
İşte Etiyopya şim şem dansı.
"c'est chewing... ment bon!"
"Çiğne-şem"
"Jack est un grand homme." Non!
Jack, tehlikeli Jack, Muhh-tttee-şem bir adam " dediler.
- Trop de la balle!
Muh-te-şem! Hayır!
Fa-bu-leux.
Muh-te-şem.
Tu es sur une pente glissante.
Bundan sonra ben ne e sem onu yapacaksın.
Je connais pas ces camps, mais ça a l'air spec-ta-culaire!
Kamp hakkında pek birşey bilmiyorum, Ama kulağa muh-te-şem geliyor!
"Chimpanzés".
Şem.. panzeler.
Ma-gni-fi-que!
Çok muh-te-şem!