English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Shep

Shep tradutor Turco

340 parallel translation
Shep HuntIeigh, mon chevalier servant à l'université.
Shep Huntleigh. Kolejdeki son senemde onun broşunu takardım.
- Shep HuntIeigh.
Shep Huntleigh.
Ça n'est pas Shep HuntIeigh!
Bu adam Shep Huntleigh değil!
C'est Shep.
Shep bu.
- Qui est ce type, Shep?
- Kim bu arkadaş, Shep?
Moi, c'est Shep Horgan.
Ben, Shep Horgan.
Shep te les a apportés la nuit dernière. Tu dormais.
Shep dün gece getirdi sana onları sen uyuduktan sonra.
Shep, tu vas me faire casser quelque chose.
Shep, bana bir şeyler kırdırtacaksın.
Tu sais, fut un... Fut un temps, il n'y a pas si longtemps, quand Shep était absent, comme en ce moment,
Bilirsin bir zamanlar... bir süre önce...
Si Shep te voyait faire, il te tuerait.
Shep bunu öğrenseydi seni öldürürdü.
Quand Shep est absent, je surveille le ranch.
Shep uzaktayken, buraya ben göz kulak olurum.
On reprend ses esprits parce que Shep est un type tellement chic qu'on a l'impression de lui faire un sale coup.
Üstünden gelirsin çünkü Shep o kadar iyi bir insan ki... ona kötülük yapıyormuş gibi hissedersin.
- Pourquoi ça? - Ça te regarde pas, mais Shep m'a demandé de venir dîner chez lui ce soir.
- Bu, seni ilgilendirmez... ama Shep beni eve, akşam yemeğine çağırdı.
Shep t'a demandé d'aller dîner chez lui?
Shep seni eve, akşam yemeğine mi çağırdı?
Je t'ai dit que c'était lui, non?
Sana Shep'ti dedim, değil mi?
D'accord, Shep.
Tamam, Shep.
- Le nouveau bras droit de Shep.
- Bu Shep'in yeni ustabaşı.
Ils sont sur les terres de Shep!
Shep'in arazisindeler değil mi?
Bon, ils sont sur les terres de Shep.
Pekala, Shep'in arazisindeler.
Ça ne va pas plaire à Shep.
Bakalım Shep ne diyecek.
- Shep, je vous en prie, vous vous trompez.
- Shep, lütfen, beni yanlış anladın.
Shep, et si tu ordonnais à Jube de m'appeler Mae?
Shep, neden Jube'e beni Mae diye çağırmasını emretmiyorsun.
- Je m'appelle Shep.
- Ben Shep'im.
Pas à son égard.
En azından Shep için.
Shep?
Shep?
Puis Shep est venu à Calgary pour acheter des bêtes.
Bir gün Shep sığır almaya Calgary'ye geldi.
- Pourquoi?
- Neden? - Shep yüzünden.
- Shep est mon ami.
O benim arkadaşım.
- Il y en a d'autres, vous savez, Shep.
- Başka yollar da var, Shep.
Jusqu'à ce que Shep me donne ce travail.
Shep bana bu işi verene kadar.
C'est vrai, Shep.
Bu doğru Shep.
Curieux comme je suis et confiant comme pas deux, je demande à voir, Shep.
İçimde bir zerre merak ve dev gibi bir inanç var... seni görüyorum Shep.
- Shep!
- Shep.
- Vous pensez que la chance a tourné?
- Şansın döndü ha, Shep? - Hem de çok.
Quand Shep t'as demandé d'être son second, tu savais ce qu'il en était.
Ardından Shep senin lider olmanı istedi, nasıl olduğunu biliyorsun.
Shep m'a donné l'impression d'être quelqu'un.
Shep bana kendimi önemli hissettirdi.
- Il m'a donné une raison de vivre.
- Shep yaşama amacı verdi bana.
- Shep.
- Shep.
Je ne vous rendrai pas vos coups.
Seninle dövüşmeyeceğim Shep.
Ne faites pas attention à ce qu'il dit, Shep.
Ona aldırma Shep.
Vous le savez, Shep.
Biliyorsun bunu Shep.
Qu'allez-vous faire, Shep?
Ne yapmayı planlıyorsun Shep?
- Que vas-tu dire à Shep?
- Shep'e ne diyeceksin?
Vous vous trompez, Shep.
Tamamen yanlışın var Shep.
Vous avez entendu ce qu'a dit Shep?
Shep'in dediğini duydun mu?
Avec Shep ou avec Troop, parce que vous pouvez pas être avec les deux.
Shep'in mi yoksa Troop'un mu? Çünkü iki tarafta birden yer alamazsınız.
Je suis du côté de Shep depuis le début.
Yani başından beri, ben Shep'in tarafındaydım.
Je pense que Shep était un des meilleurs patrons qui soit.
İnsanın sahip olabileceği en iyi şeflerden biriydi bence o.
Si Shep te vois sur sa chaise, tu sais ce qui va t'arriver?
Shep sandalyesine oturduğunu görürse ne olur biliyor musun?
Shep est mort.
Shep öldü.
Tu lui as demandé de tuer Shep?
Shep'i öldürmesini mi istedin ondan?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]