English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Shops

Shops tradutor Turco

32 parallel translation
nous possédons quelques sexe shops... en plus, nous tenons une chaîne de dealers d'héroïne... dans les écoles primaires du centre urbain.
Birkaç porno dükkanımız var... artı olarak, şehir içinde, ilk okullardaki eroin zincirine para yatırımı yapıyoruz...
Ou vont dans les sex-shops s'acheter des chaînes, du cuir, je sais pas quoi.
Ya da seks shop'larını zincir ya da benzeri şeyler için taramak.
- Ça ne couvre pas les holo sex-shops.
- O, holographic brothel'ı kapsamıyor.
Ce sont plus que des sex-shops. Ils préservent notre santé mentale!
Bu mekânlar yalnızca seks dükkanlar değiller, akıl sağlığınızı...
Beaucoup de sex-shops.
Sık sık seks ve fetiş dükkanlarına gidermiş.
Le maire ferme les sex shops et on les retrouve dans nos restos.
Gördün mü, belediye başkanı seks dükkanlarını kapatınca böyle olur. Olay mutfağında patlak verir.
New York a plus de sex-shops sado-maso qu'on peut les compter.
- Lütfen. New York'ta bu tür cinsel eğilimler için malzemeler satan pek çok dükkan var.
Les sex-shops paieront une fortune pour ça.
Porno dükkanlara satacağız. Bunun için acayip para öderler.
Blotti entre les sex-shops d'Hollywood, ses boutiques de cadeaux et de scientologie, les studios d'enregistrement tombés dans l'oubli, les scénaristes n'ayant jamais eu un seul film produit, les mauvais acteurs professant leur art à d'autres cabotins rêvant de l'improbable audition, Byron Tiller avait cru jusqu'à tout récemment qu'écrire des romans n'intéressant personne était un vrai métier.
Holllywood porno dükkanları Hollywood porno shops ve yenilik dükkanları ve bilim dükkanları arasına sıkıştırılmış altın çağları uzun süren kayıt dükkanları arasında anlaşmaları uzun devam eden üretmemiş sinema yazarları ve hayalleri bir gün son zamanlara kadar kimsenin okumak istemediği romanları yazmanın gerçek bir iş olduğuna inanan Byron Tiller'in olduğu bir denetlemeyi geçmek olan duygularında kötü aktörlein öğretim teknikleri olan başka kötü aktörler.
Avant que vous n'y alliez Mr Nelson, au cours de la dernière année, avez vous achetez une montre en diamant au bijoutier Maarten?
Gitmeden önce Bay Nelson, geçen sene Forum Shops'taki Maarten's Jewellers'den elmas saat aldınız mı?
Avez vous acheté une montre sur commande à 20 000 $ chez un bijoutier du centre ville?
Forum Shops'taki Maarten's Jewellers'den 20,000 $'lık ısmarlama saat aldınız mı?
Les sex-shops sont toujours ouverts.
Sex-Shop'lar her zaman açıktır.
Est-ce un styliste pour sex-shops?
Kim bu? Hollywood'lu Frederick mi?
Il a acheté la montre à la boutique il y a deux jours.
Saati iki gün önce Forum Shops'tan almış.
Vous travaillez à temps partiel au magasin.
Yarım gün Forum Shops'ta çalışmışsın.
Elle a gagné un Super Héros... Le nouveau sandwich de chez Sub Shops.
Kendine bir kahraman... sandviçi kazandı Springfield Sub Shops'dan.
Quand vous ridez pour les autres surf shops du coin, vous avez des jours sans.
Dinleyin, şu malum dükkanlar için çalışıyorsanız... Homoların yerleri mi? ... izin kullanabilirsiniz.
Tu peux aller dans tous les sex-shops, tous les bordels que tu veux, c'est toujours pareil.
Her striptiz klubünde, her kerhanede, her... Bütün hepsi aynı bok.
T'aimes bien traîner dans les tatoo shops?
Dövme dükkanlarına takılmayı sever misin?
Pourquoi? Sa carte de crédit a pas mal fumé dans des boites de nuit, des magasins de lingerie, et quelques sex-shops.
Kredi kartından yapılan harcamalar... gece kulüpleri, iç çamaşırı mağazaları, ve erotik mağazalar.
Distribuez ça dans les sex shops, voyez si c'est un habitué.
Barlara, kitapçılara. Devamlı müşteri mi öğrenin.
Ils bossent comme employés en sex-shops et volent les numéros de CB de clients.
Çalıştıklarında, genelde porno dükkanına takılıyorlar böylelikle insanların kredi kartı no'larını çalıyorlar.
Tout le Nord de l'Angleterre. Les filles, les sex-shops, les revues, tout le toutim.
Kuzey İngiltere'nin tamamı kızlar, dükkanlar, dergiler ve bir sürü şey.
Times Square est dominé par la drogue, la prostitution et les sex-shops. Peut-être parce que c'est le cadre de nombreux films poignants.
Times Meydanı, uyuşturucu hakimdir fuhuş ve seks dükkanları birçok dokunaklı filmin parçası Belki de
When she shops for groceries That heart gets its own damn cart
* Markete alışverişe gittiğinde, kalbi alır kendi sepetini *
qui "shops and plops"?
Kim aynı anda alışveriş yapar ve sıçar?
Je m'y connais un peu à ce sujet. J'ai fait pas mal de petits jobs dans des Coffee Shops.
Çünkü bu reklam maliyetleri, düşük satışları olan bayi sahipleri için fazladan bir giderdir.
Ce type, aux soirées de Hefner, il a la moitié des sex-shops de la région.
Hef'in partisinde bir adamla tanışacağım. Adam, Batı Yakasındaki yetişkin kitapevlerinin yarısına sahip.
J'ai appris que cette marque de costume n'est vendue que dans deux sex-shops de Manhattan.
Bu marka kıyafetin Manhattan'da sadece iki sex-shop'ta satıldığını öğrendim.
Qui savait que les sex-shops étaient des entreprises si peu florissantes.
Seks shop'çılıkta bu kadar az para olacağı kimin aklına gelirdi.
Garcia, si ça vous gêne examiner les sex shops et les spécialistes SM, les plus extrêmes possibles.
Garcia, mümkünse seks shop'ları ve BDSM uzmanlarını da incele, ne kadar aşırı o kadar iyi.
Et sans vouloir faire d'amalgames, des lois régissent l'emplacement des sex-shops...
İki şeyi birbirine bağladığımı düşünmeyin kesinlikle ama seks mağazalarını ve striptiz kulüplerini yasaklayan imar hukukları mevcut. Yok daha neler!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]