English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Francês → Turco / Sitter

Sitter tradutor Turco

1,469 parallel translation
J'ai pas besoin de baby-sitter.
- Bebek bakicisina ihtiyacim yok, Ari.
- Tu as appelé la baby-sitter?
- Bakıcıyı aradın mı?
Bon, la prochaine fois que tu as besoin d'aide, appelle une nourrice ou une baby-sitter, ou moi.
Bir daha yardıma ihtiyacın olduğunda bir dadı ya da bakıcı çağır.
Ecoutez les mecs, je n'ai la baby-sitter que jusqu'à 6h et c'est mon tour de les conduire au Gymboree
Bak, bebek bakıcısı sadece altıya kadar kalacak. Sonra onları spora götürme sırası bende.
- J'ai pas besoin de baby-sitter.
- Çocuk bakıcısına ihtiyacım yok.
Je n'ai plus de baby-sitter depuis l'âge de 19 ans.
- Bu biraz küçük düşürücü. 19 yaşımdan beri bebek bakıcısına ihtiyaç duymuyorum.
Une baby-sitter à 19 ans? Comme tout le monde.
19 yaşında bebek bakıcın mı vardı?
Je fais la baby-sitter?
Bebek bakıcılığının kibarcası mı bu?
Tu ne veux pas me laisser faire parti de la vie de ma fille, mais tu la laisses entre les mains d'une baby-sitter?
Kızımın hayatına beni sokmuyorsun ama bebek bakıcısının eline mi teslim ediyorsun?
Je sais que c'est un peu au dernier moment, donc emmène Lucas, si tu trouves pas de baby-sitter. J'aimerais le rencontrer. C'est mon frère, le concessionnaire.
Küçük bir hatırlatma eğer bakıcı bulamazsan Lucas'ı yanında getir.
Tu as une baby-sitter.
Artık bir bakıcın var.
Il faut être à la fois pom-pom girl, baby-sitter, thérapeute.
Bazen amigoları, bazen bebek bakıcıları, bazen de terapisleri olmalısın.
Et quand cette vanneuse de baby-sitter peut garder les enfants.
Ve ukala bebek bakıcısı yerine çocuklara benim bakmam sorun olmazsa.
Elle a disparu! La baby-sitter pensait qu'elle était dans sa chambre. Quand je suis rentrée, elle était partie.
Bakıcı odasında sanıyormuş, eve geldiğimde yoktu.
Il était avec ma baby-sitter, Taniesha.
Yanında bakıcısı Taniesha vardı.
Julie est une bonne baby sitter et elle vient demain.
Julie iyi bir bebek bakıcısı. Yarın gelecek.
Donc je continue à payer une baby sitter?
Yani bebek bakıcısı için para vermeyi sürdürmek zorunda mıyım?
J'en ai assez de voir mes enfants abandonnés à une baby-sitter Chaque soir de la semaine pendant que tu sors avec ce putain de Kenny Sims.
Sen Kenny Sims'le dışarıdayken, çocuklarımın haftanın her gecesi bakıcıyla kalmasından bıktım artık.
C'est la première nuit avec la nouvelle baby-sitter de Maya.
Maya'nın yeni bakıcıyla ilk gecesi.
Enfant, j'étais baby-sitter.
Çocukken bakıcılık yapardım.
Tu n'as pas 3000 mecs à baby sitter?
Bakman gereken 3000 adamın yok mu?
Merci de venir baby-sitter, Rose.
Çocuk bakıcılığı yaptığın için teşekkürler, Rose.
Elle a déposé son fils Jake chez la baby-sitter et n'est jamais revenue.
Bakıcıya oğlu Jake'i bırakmış ve geri dönmemiş.
À 21 h, elle n'avait pas récupéré Jake. La baby-sitter appelle les flics et l'assistance sociale.
Akşam dokuzda çocuğu hâlâ almayınca bakıcı polisi aramış.
Un problème de baby-sitter.
Bakıcıyla ilgili bir sorun vardı.
- Vous connaissez la baby-sitter?
- Bakıcıyı tanıyor musun?
A-t-elle parlé d'une baby-sitter appelée Jean?
Jean isimli bir bakıcıdan bahsetti mi?
- J'ai trouvé la baby-sitter.
- Bakıcımızı buldum.
Elle a déposé son fils Jake chez la baby-sitter et n'est jamais revenue.
Oğlu Jake'i bakıcıya bırakmış ama geri gelmemiş.
Je sais! Mon père sort de l'hôpital. Je dois le baby-sitter.
Ama babam hastaneden çıktı ve bebek bakıcılığına yakalandım.
Elle a volé l'argent de la baby-sitter, mon maquillage, ma voiture.
Çalınmış bebek bakıcılığı parası. Çalınmış makyaj.
Une baby-sitter te cloue le bec, car elle veut regarder ses soap-opéras en paix. A 40 ans, tu peux pas rester marié.
Bir bebek bakıcısı televizyon izlemek için ağzını bantladı diye 40 yaşında hala evlenemeyen insanlar tanıyorum.
Et la baby-sitter?
- Peki ya bebek bakıcısı?
Je suis coach de base-ball, toutou-sitter, et traiteur.
- Ve de köpek yürüten, ve de y emek servisi. Söylemiştim
Je suis le honorifique de baby-sitter.
Ben bakıcılık yapıyorum.
J'ai trouvé une baby-sitter!
Bebek bakıcısı tuttum.
- Où est la baby-sitter?
- Bakıcı nerede?
- La baby-sitter?
- Bakıcı mı?
J'ai pas besoin de baby-sitter.
Size, bakıcıya ihtiyacım olmadığını söylemiştim.
- Je suis Lisa, la baby-sitter.
- Ben Lisa, bakıcıyım.
T'es sûr que tu ne veux pas de baby-sitter?
Bakıcı istemediğinden emin misin?
Je suis nulle comme baby-sitter.
Çocuk bakıcılığını hiç beceremiyorum.
- La baby-sitter a dit que deux petits garçons sont morts dans notre chambre.
- Bakıcı bana odamızda iki küçük çocuğun öldüğünü söyledi.
Cette baby-sitter est une idiote.
Bakıcı aptalın teki.
Surveillez votre zoo, M. la baby-sitter.
Hayvanat bahçesini kontrolünde tut bebek bakıcısı, tamam mı?
Oh, vous êtes la baby-sitter?
Bebek bakıcılığı ha?
C'est exact, tu es baby-sitter. Tu t'occupes de leurs "besoins".
Oh doğru ya sen bebek bakıcısısın bir nevi bok temizleme görevi.
Shane ne va plus faire la baby-sitter.
Shane artık bakıcılığınızı yapmayacak.
Tu as une baby-sitter.
Görünüşe göre bir bakıcın var.
- Mon père est au travail. - Une baby-sitter?
O zaman sanırım doğru.
Je sentirai ton haleine 5 / 5 Je prendrais une baby-sitter si j'étais toi 5 / 5
- Yerinde olsam bakıcı tutardım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]